7 Ekim tarihli, önde gelen Amerikan gazeteleri, dün Türk hükümetinin Meclis’e yolladığı, Irak'a asker gönderme tezkeresinden söz ediyor. Gazeteler, geçen Mart ayında yaşanan krizin ardından, Meclis’teki bu yeni tezkere görüşmelerine temkinli yaklaşıyor. New York Times gazetesi, Meclis’ten onay çıkması durumunda, Türk askerlerinin Bağdat’ın kuzeyindeki tehlikeli Sünni bölgesine yerleştirilmesinin beklendiğini yazıyor. New York Times ayrıca geçen hafta sonu Hayfa’da yapılan intihar saldırısının ardından, İsrail ve Suriye arasında tırmanan gerginliğe de değiniyor. Başkan Bush’un, İsrail’in askeri tedbirlerine destek vermekle yanlış yaptığını savunan gazete, şunları yazıyor:
"İsrail, Suriye topraklarında gerçekleştirdiği son saldırıyla, Şam ve Filistin yönetimlerinin teröristlere verdiği desteği kesmesini umuyor. Bu ülke, zaten Filistinlilerle yaşadığı çatışmaların içine diğer ülkeleri de çekerek, soruna siyasi çözüm bulma yollarını daha da tıkıyor. İsrail’in bu tavırları, Irak başta olmak üzere, Amerika’nın Ortadoğu’daki varlığını tehdit ediyor. Öte yandan Başkan Bush, İsrail ve Filistinliler arasındaki anlaşmazlığın çözümünü, Irak konusuyla bağdaştırıyor. Eğer Bush kendi siyasi geleceğini düşünüyorsa, İsrail’in askeri yöntemlerini teşvik etmek yerine, Başbakan Ariel Şaron’u ölçülü davranmaya ikna edebilirdi."
Gazete, aynı zamanda Ariel Şaron’u, 30 yıldır savaştan kaçınan Suriye ve İsrail arasındaki ilişkileri tehlikeye atmakla suçluyor. Washington Post gazetesi de Şaron’un Başkan Bush’u uyarmadan Suriye’ye yönelttiği saldırının, Amerika’nın Ortadoğu’daki planlarına zarar verdiğini kaydediyor. Christian Science Monitor gazetesiyse, Irak’ta kitle imha silahlarına yönelik arayışların sürdürülmesi gerektiğini savunuyor. Gazete, Amerikan hükümetince bu yönde yapılan yanlış bilgilendirmenin de, aydınlatılması gerektiğini kaydediyor:
"Kongre, Irak’ta kitle imha silahı arayışlarına daha fazla zaman ve ödenek ayırma konusunda bir karara varmalı. Silah uzmanı David Kay’in hazırladığı rapor, Irak’ın en azından Birleşmiş Milletler’in kitle imha silahları programlarına yönelik kararlarını çiğnediğini gösteriyor. Washington’un Irak’ın nükleer silah programlarıyla ilgili açıklamaları bile, Kongre’yi, Bush Yönetimi ve istihbarat kurumlarının nasıl yanıltıldığı konusunda bir araştırmaya itmeli. Amerika’nın prestiji ve güvenliği bu araştırmanın bitmesine bağlı. Tutarsız bilgilerle siyaset yürütmek, doğrulara ulaşmak isteyen Amerikan halkına zarardan başka bir şey sağlamaz."
İran’ın nükleer silah programıyla ilgili iddialar, Amerika’nın sıcak gündeminde yer almayı sürdürüyor. Bu konuda Washington Times gazetesine yazan, Demokrasilerin Savunulması Vakfı’nın yöneticilerinden David Silverstein, şu görüşleri aktarıyor:
"Nükleer silah programını henüz tamamlamayan İran, bölgesel güç olma hevesini, yaşadığı iç sorunlar dolayısıyla bir süre unutmak durumunda. İran baskıcı yöntemleri benimseyen bir rejim. Ülkede artan genç nüfus, işsizlik ve yoksulluk, iç karışıklıkları sürekli körüklüyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, Tahran Yönetimi, yaptığı propaganda yayınlarıyla, komşu Iraklıları Amerikan güçlerine karşı direnmeye teşvik ediyor. Bu ülkedeki molla yönetiminin kolay kolay ayrılmaya niyeti yok. Washington, İran tehdidiyle uğraşma işini şimdilik Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ve diğer ülkelere bırakmış durumda. Ancak uluslararası örgütler, özellikle nükleer gücü bir koz olarak kullanmak isteyen asi rejimlerle başa çıkma konusunda sürekli başarısız kaldı. İran’ın bu kozu henüz elinden bırakmaya niyeti yok."