Amerika Temsilciler Meclisi üyelerinden Robert Wexler, Türkiye’nin, Irak’a asker göndermesinin, ABD'nin ve Türkiye’nin karşılıklı çıkarlarına uygun olacağını; iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden güçlendirilmesine önemli katkıda bulunacağını söyledi.
Demokrat Parti Florida Temsilcisi Wexler, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün geçen hafta Washington’a yaptığı ziyaret sırasında Kongre’de görüştüğü milletvekilleri arasında yeralıyor.
Wexler, Gül’le yaptıkları görüşmeden sonra ABD'nin, Türkiye’nin Irak’a asker gönderme isteği ve genel olarak Türk-Amerikan ilişkileri konusunda sorularımızı yanıtladı.
Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu üyesi olan Wexler, Türkiye ile ABD'nin, Irak’ın yeniden imarı ve istikrara kavuşturulması yönünde işbirliği yolları aradığını ve bunu çok olumlu bir gelişme olarak gördüğünü söyledi:
“Amerika’nın, Irak’taki güce uluslararası bir nitelik kazandırma konusunda zorlukla karşılaştığı biliniyor. Şu anda Irak’taki her 100 askerden 93’ü Amerikalı... Irak’ta büyük bir Türk birliğinin görev yapması Amerika ve Türkiye’nin karşılıklı çıkarlarına uygun olacak. Bunun ciddi olarak düşünülmekte olmasını son derece cesaret verici buluyorum ve iki ülke arasında gerginleşen ilişkileri düzeltme yönünde önemli bir adım sayıyorum. Daha birkaç gün önce Türk askeri yetkilileri, Amerika’yla ilişkilerde bir güven bunalımından sözediyordu, şimdi ise işbirliği için çalışıyoruz; sivil ve askeri makamlar birbiriyle konuşuyor. Bu, hem Irak hem de Amerika ve Türkiye için çok yararlı olacak.”
Kongre üyesi Robert Wexler, kısa bir süre önce Kıbrıs’ı ziyaret etti ve her iki kesimde liderler ve halkla görüşmeler yaptı. İki kesimde de kayıp kişilerin aileleriyle biraraya geldiğini, Türk tarafında toplu mezarları ziyaret ettiğini ve Kıbrıs Türk Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’la iki kez görüştüğünü söyleyen Wexler, izlenimlerini ve adanın geleceğine ilişkin görüşünü şöyle özetledi:
“Amerika, adadakı tarafları görüşme masasına getirmek için elinden gelen herşeyi yapmalı; İki tarafı da güven arttırma yönünde yeni ve ciddi önerilerde bulunma, karşı tarafın önerilerini ciddiyetle inceleme konusunda teşvik etmelidir. Cumhurbaşkanı Denktaş son zamanda bu tür önerilerde bulundu ve bunların ciddiyetle incelenmesi gerekir. Amerika’nın, çok uzun süren bu anlaşmazlık üzerine belli bir ciddiyet ve saygıyla eğilmesi yerinde olur. Cumhurbaşkanı Denktaş’ın Birleşmiş Milletler planı konusundaki kaygılarını dinledim. Bunlar meşru kaygılar. Bunlar üzerinde ciddiyetle durulup cevap verilmesi gerekir. Plana göre kuzeye dönecek Rumların sayısı, yasama meclisinde Türklerin temsil oranı konusunda kaygıları var. Birleşmiş Milletler planını destekleyen Amerika’nın bu kaygıları mutlaka gözönüne alması gerekir.”
Dışışleri Bakanı Abdullah Gül, Washington ziyareti sırasında Filistin Başbakanı Mahmud Abbas’la görüştü. Kongre üyesi Wexler, bu görüşmeyi çok olumlu bir gelişme olarak niteledi ve Türkiye’nin, İsrail’le Filistinliler arasında barışın sağlanmasında önemli rol oynayabileceğini belirtti:
“Son zamanda iki kez Türkiye’ye gittim; Dışişleri Bakanı Gül ve Başbakan Erdoğan’la görüşmelerimizde Türkiye’nin barış sürecinde yapıcı rol oynayabileceği yönündeki görüşümü dile getirdim. Türkiye bu açıdan özel konuma sahip. Gerek Filistinliler gerekse İsrail’in gözünde itibar sahibi... İsrail’le ilişkileri iyi ve iki demokratik ülke arasındaki bu ilişki her iki ülke için olduğu kadar Amerika için ve bölgenin istikrarı açısından yararlı... Türkiye, Filistin yönetiminin, barış sürecini engelleyen terör güçleriyle başa çıkmasında yapıcı rol oynayabilir. Türkiye bu alanda büyük deneyim sahibi ve gerek İsrail gerekse Filistinlilere yardımcı olabilir.”
ABD Kongresi’ndeki Türkiye Dostluk Grubu Eş Başkanı olan Robert Wexler, Kongre gündemine son yıllarda ardarda getirilen Ermeni soykırımı iddialarıyla ilgili karar tasarısına da değindi.
Wexler, Clinton yönetiminin son yılında, böyle bir tasarısının Temsilciler Meclisi Genel Kurulu’nda görüşülüp oylanmasının, eski Başkanı Clinton’un Meclis Başkanına gönderdiği bir mektupla engellendiğini hatırlattı.
Wexler, şunları dedi:
"Başkan Clinton mektubunda bu tasarının görüşülmesinin Amerika’nın ulusal çıkarlarına aykırı olduğunu belirtmişti. Bugün de durum aynı. Bu tür olaylarda bireylerin ya da grupların davranışları, uygun forumlarda incelenmelidir. Bu, tarihçilerin adil ve objektif bir şekilde ele alıp değerlendirmesi gereken bir konudur...”
Demokrat milletvekili Robert Wexler, Ermeni soykırımı iddiaları üzerinde bir yargıya varma görevinin Kongre’ye düşmediği konusunda Kongre üyeleri arasında genel bir görüş birliği olduğuna inandığını da söyledi.