Zeytin ağacı ve dikenli teller. Barışın ve savaşın simgeleri. Şimdi barışın önüne çekilen set çok yakın bir zamanda Batı Şeria’yı, yani Filistin topraklarını yasadışı olarak İsrail topraklarına katacak.
Yüzyıllar boyu paylaşılamayan kutsal topraklarda her geçen gün yeni sınırlar çiziliyor. Her ne kadar İsrail bu zoraki sınır için “siyasi değil, güvenlik amaçlı” dese de, 220 milyon dolara malolması beklenen güvenlik çiti, Filistin’i kuşatıyor ve belirlenen sınır kalıcı gibi görünüyor.
Yine İsrail’in iddiası büyük bölümü elektronik, bir kısmı da duvardan oluşan çitin geçeceği güzergahın 1967 sınırları temel alınarak inşa edildiği yönünde. Oysa Batı Şeria sınırlarının içine müdahale eden ve kıvrılarak ilerleyen çit, Ariel ve Emanuel gibi Filistin toprakları üzerinde inşa edilen dev yerleşim birimlerini İsrail’e bırakıyor.
İsrail, Filistin’i kuşatma kararını istatistiklere dayandırıyor. Yetkililer örnek olarak Gazze’nin elektronik çit ile 1994’de kapatılmasını gösteriyor. Yaşanan 250 intihar saldırısının tamamının eylemcilerinin Batı Şeria’dan geldiğini, Gazze’den çıkarak İsrail kentlerinde eylem yapanların sayısının “0” olduğunu vurguluyorlar.
Aynı gerekçeyle İsrail Başbakanı Ariel Şaron’un kabinesindeki tüm bakanlar güvenlik çitini onaylıyor ve destekliyor. Maliye Bakanı Benyamin Netanyahu bütçe sorunu olmadığını söylüyor. Peki bu ay sonunda üçte biri bitecek olan çitin inşaatı neden yavaşladı? Cevap uluslararası baskı ve İsrail ile Filistin arasında bir kez daha başlayan görüşmeler.
Ve güvenlik çitinin gündelik hayata etkilerini anlamak için bölgeye gidiyoruz.
Çitin hemen öte yakasında kalanlar artık İsrail’de çalışamıyor. İşçilerden biri “İsrail tarafındaki granit fabrikasında çalışıyordum. Şimdi işsiz güçsüz beş çocukla evde oturuyorum” diye anlatıyor.
Çoğunluğu tarımla geçinen Filistinliler arazilerini bu çit yüzünden kaybetti ve onlar çiti işgalin bir başka şekli olarak görüyor.
Bir çiftçi “Arazilerimizi kaybettik. Neyle yaşayacağız şimdi. Amaç güvenlik falan değil, daha fazla Filistin toprağı işgal etmek” diye haykırıyor.
Çit o kadar Filistin topraklarından geçiyor ki Filistin köylerinden bir çok aile kendini bir anda İsrail’de buluveriyor. Tıpkı Zeyta köyünde olduğu gibi.
Bu köyün hemen eteklerinden çit geçiyor. Ancak bostanların bulunduğu alan İsrail tarafında kalıyor. Bu bostanların başına inşaa edilen ev de ev halkıyla birlikte artık resmen İsrail topraklarında. Hane sakinleri Zeyta köyünün içindeki yedi evi geçindiriyor. Ancak artık İsrail tarafından tarlalarına ekim yapmalarına izin verilmiyor. Evin hanımı iki aydır kesik olan suyun yeni akmaya başladığını, elektriğin hala kesik olduğunu belirtiyor. En büyük sorunları açlık olan aile siyasi düşünmüyor “İsrailli miyiz, Filistinli miyiz bilmiyorum. Benim Filistin kimliğim var ama İsrail kimliği verirlerse de burada kalırım” diyor evin hanımı. Ve tek başına Bu aile bile artık Filistin halkının bıkkınlığını bir kez daha gözler önüne seriyor.