Türk Amerikan Dernekleri Asamblesi’nin 12-15 Aralık tarihleri arasında Washington’da yapılan yıllık toplantılarında Türk ve Amerikalı yetkililerin üzerinde durduğu ağırlık konular yeni terör tehdidi, Türkiye-AB ilişkileri ve Kıbrıs oldu.
Toplantılara konuşmacı olarak katılan Amerikalı yetkililerden Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Marc Grossman, yeni terör tehdidinin Türk-Amerikan ilişkilerini yeni bir boyuta taşıdığını söyledi. Müsteşar, Türkiye’nin Kabil’deki uluslararası barış gücü dahil bir dizi uluslararası barış operasyonunun önde gelen katılımcılarından biri olduğunu kaydetti.
Kabil Büyükelçiliği'ni Türkler inşa edecek
Grossman, Kabil’deki yeni Amerikan Büyükelçilik binasının Türk, Amerikan ve Afgan şirketleriyle ortaklaşa inşa edileceğini duyurarak bu tür bir proje için Türkiye’den daha uygun bir aday bulunamayacağını vurguladı. Müsteşar Marc Grossman son dönemde iki konunun büyük önem taşıdığını söyledi ve bunları Türkiye’nin AB üyeliği ile Kıbrıs sorununun çözümü olarak sıraladı.
Türkiye’nin, reform sürecini, AB veya ABD’yi memnun etmek amacıyla değil, Türk halkının yararına olduğu için uygulamaya koyduğuna dikkat çeken Amerikalı yetkili AB ve Türkiye’nin Kopenhag’daki önemli fırsatı kullanması gerektiğini belirtti ve Türkiye’nin AB üyeliğinin medeniyetler çatışması tezini çürüteceğini söyledi.
Marc Grossman, gözden geçirilmiş Kıbrıs planının da barışa giden yol olması gerektiğini vurgularken, tüm taraflara Kıbrıs konusuna Kopenhag’da bir çözüm bulmaları çağrısını yaptı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Grossman, Türk ekonomisine de değinerek Hükümet, akılcı politikalar izlediği sürece uluslararası finans çevrelerinin Türk ekonomisine yönelik güvenlerinin artacağından emin olduklarını da dile getirdi.
Bakan Babacan’dan ABD’li yatırımcıya güvence
Washington’daki Türk Amerikan Dernekleri Asamblesi’nin yıllık toplantılarında, çeşitli finans kuruluşlarıyla görüşmeler yapmak üzere ABD’de bulunan ekonomiden sorumlu Devlet bakanı Ali Babacan da katıldı. Bakan Babacan da yeni AKP hükümetini tanıtan, bu hükümetin izleyeceği politikalardan bahseden bir konuşma yaptı. Demokrasiyi, özgürlükleri, aile değerlerini, ahlaki ve dini değerleri savundukları için kendilerini muhafazakar olarak gördüklerini söyleyen Bakan aynı zamanda reformcu olduklarını; yargı sistemi ve anayasada değişiklikler öngördüklerini belirtti.
Hükümetin enflasyonu düşürme, bürokrasiyi azaltma, yolsuzluklarla mücadele şeffaflık ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesi yönünde çalışacağını söyleyen Bakan Babacan; vergi reformu, hızlandırılmış özelleştirme ve kamu harcamalarını azaltan bir çizgi izleyeceklerini de kaydetti. Devlet Bakanı Babacan, AKP hükümetinin serbest pazar ekonomisi ilkelerine bağlı kalacağı ve yabancı yatırımcılara kolaylık sağlayacağı vaadinde de bulundu.
Bakan, Türkiye-AB ilişkileri konusunda ise “AB değerleri evrensel değerlerdir, sadece tek bir kültür veya tek bir dine ait değildir ve bizim savunğumuz değerlere yakındır” yorumunu yaptı.
Babacan, konuşmasının sonunda, Kopenhag’da ne sonuç çıkarsa çıksın, Türkiye’nin Türk halkının yararına olduğuna inandıkları siyasi ve ekonomik reformlara devam edeceklerini söyledi.