Erişilebilirlik

Derviş: Türkiye 12 Adaydan Ayrı Tutulmamalı - 2002-09-26


Ekonomiden Sorumlu eski Devlet Bakanı ve CHP milletvekili adayı Kemal Derviş, Arı Hareketi’nin Washington temsilciliği tarafından düzenlenen bir toplantıda Türkiye’nin Avrupa Birliği genişleme sürecindeki diğer 12 ülkeden ayrı tutulmamasının büyük önem taşıdığını söyledi. Derviş, Aralık ayındaki Kopenhag zirvesinde, Türkiye’ye üyelik müzakerelerinin başlaması için tarih verilmesinin yararlarını sıraladı. Ayrıca yıl sonu enflasyon hedefi olan yüzde 35 oranının tutturulacağını ve yüzde 4 veya daha fazla büyüme gerçekleşeceğini söyledi.

Konuşmasında Avrupa Birliği konusuna ağırlık veren Derviş, bunun Türkiye, Avrupa, Amerika ve bölge için büyük önem taşdığını kaydetti:

"Önümüzdeki haftalar ve aylar çok önemli. Avrupa Komisyonu Ekim ayında Türkiye’nin üyelik süreci konusunda bir rapor çıkaracak. Aralık ayı başında da Kopenhag’da Avrupa Birliği zirvesi yapılacak. Sorulardan biri Türkiye’ye üyelik müzakerelerine başlamak için Avrupa’nın tarih verip vermeyeceği."

Türkiye’de seçimlerin 3 Kasım’da yapılacağını hatırlatan Derviş, ülke için en önemli konunun ekonomik gelişmeler olduğunu söyledi ancak Avrupa Birliği’ne üyelik konusunun ekonomiyle bağlantısını vurguladı.

Ekonomik göstergelere bakınca Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelerinden daha düşük gelir düzeyine sahip olduğunu söyleyen Derviş, Türkiye’deki ekonomik durumun Birliğe girmeye çalışan bazı ülkelerden daha iyi olduğunu belirtti:

"Aday ülkelere bakınca Polonya ve Macaristan ekonomik olarak Türkiye’den daha gelişmiş ancak Romanya ve Bulgaristan için aynı şeyleri söyleyemezsiniz. Hatta bazı ekonomik göstergelere bakınca Türkiye, Romanya ve Bulgaristan’dan daha ilerde. Bu yüzden karşılaştırma yaptığınız zaman Türkiye’yi, ekonomik olarak daha geride olduğu gerekçesiyle farklı bir kategoriye koyamazsınız."

Derviş, Türkiye’nin kişi başına düşen gelir ve sanayileşme düzeyi, iş gücünün tarımdaki yeri gibi alanlarda Romanya ve Bulgaristan’dan daha ilerde olduğunu söyledi.

Türkiye’nin eskiden beri Avrupa’nın parçası olduğunu kaydeden Derviş, geçmişte Osmanlı İmparatorluğu’nun ekonomik olarak da Balkanlar’da ağırlığı bulunduğunu, imparatorluğun Ortadoğulu olduğu kadar Avrupalı da olduğunu savundu:

"Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u aldığı zaman, sanırım kendini Avrupa imparatoru olarak da gördü. İstanbul o zaman büyük bir Avrupa başkentiydi. Osmanlı İmparatorluğu’nu sadece bir Ortadoğu imparatorluğu olarak görmemek gerekir. Etnik olarak değerlendirdiğimizde de Karadeniz, Ortadoğu, Doğu Akdeniz ve Balkanlar’dan oluşan bir yapı görüyoruz."

Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkilerini Türkiye, Avrupa ve Amerika açısından değerlendiren Derviş, milletvekili adayı olduğu Cumhuriyet Halk Partisi’nin programında Avrupa ile entegrasyonun en üst sıralarda olduğunu kaydetti.

Avrupa Birliği ile ilişkilerde ekonomik boyutun önemini vurgulayan Derviş, Gümrük Birliği sayesinde pazarların açıldığını ancak Türkiye açısından yeterince fayda sağlanmadığını söyledi:

"Türkiye için ticaret politikası Avrupa tarafından tayin ediliyor çünkü Gümrük Birliği üyesiyiz. Ancak, örneğin, AB ile Rusya veya Meksika arasındaki ticari ilişkiler söz konusu olduğunda Türkiye’nin söz hakkı yok. Hem Avrupa pazarında yer alıp hem de Avrupa ticaret politikasında söz hakkına sahip olamama konumundan çıkmalıyız."

Türkiye’nin Avrupa Birliği ilişkilerine Avrupa açısından bakan Derviş, Avrupalıların Türkiye konusundaki düşüncelerinin 5-10 yıl öncesine göre bugün daha olumlu olduğunu söyledi:

"10 hatta 5 yıl öncesine kadar Avrupalıların çoğu Türkiye’nin AB’ye üye olarak kabul edilmesini çok karmaşık görüyorlardı. Türkiye’nin Müslüman olduğunu, Ortadoğu’ya çok yakın bulunduğunu ve Avrupa’ya uygun olmadığını düşünüyorlardı. Türkiye’nin stratejik önemini, pazar değerini önemli görüyorlar ancak tam üyelik konusuna sıcak bakmıyorlardı. Ancak genişleme doğuya kaydıkça Avrupa sınırlarını açtı ve Türkiye’yi de buna dahil etmeye meyil gösterdi."

Derviş, Türkiye’nin AB üyesi olmasının medeniyetler çatışmasının önünde duracağını ve Avrupa ile İslam arasında ,hatta Batı ile İslam arasında temelde bir çatışma olduğu söylemlerini çürüteceğini de savundu. Avrupa’da nüfusun düşmeye devam ettiğini kaydeden Derviş, dengeyi sağlamak için kıtanın göçmene ihtiyacı olacağını ve Türkiye’nin üyeliğinin bu alanda da katkı sağlayacağını söyledi.

Kemal Derviş, Türkiye’nin Avrupa ile ilişkilerini Amerika açısından değerlendirinken, bu konuda iki farklı görüş bulunduğunu anlattı:

"Bazıları Türkiye’nin AB’ye üyeliğini desteklediklerini ve bunun Türkiye’yi Batı’ya demirleyeceğini söylerken, bir grup ta Türkiye’nin AB üyesi olup olmamasının önemli olmadığını, Amerika ile Türkiye ilişkileri üzerinde yoğunlaşılması gerektiğini düşünüyor. Ancak bu son görüş sadece Amerika’nın çıkarları açısından bile doğru değil. Amerika, Doğu Avrupa bölgesinde Müslüman ve laik bir örnek bulunmasından son derece fayda görecek. Avrupa ile ilişkilere rağmen Türkiye’nin Amerika ve İsrail’le de ilişkileri sürecektir. Hatta Türkiye, AB üyesi olursa bu ilişkiler daha etkin ve faydalı yürüyecektir."

Önümüzdeki ayların kritik olduğunu söyleyen Derviş, 3 Kasım seçimlerini ertelemenin fayda sağlamayacağını , Avrupalı liderlerin Türkiye’de kimin iş başında olacağını bilmek istediklerini kaydetti.

Avrupa’nın, Türkiye’nin üyelik isteğinden şüphe duymaması gerektiğini de söyleyen Derviş, meclisin geçirdiği tarihi reform paketinin ciddiye alınması gerektiğini, terör yüzünden binlerce kişinin ölümüne ve bu olayların hala sıcak olmasına rağmen anadil eğitiminin sağlandığına dikkat çekti.

Derviş, Türkiye’nin üzerine düşeni yaptığını, sivil toplumun üyelik için çalıştığını ve Kopenhag’da alınacak olumsuz bir kararın Avrupa ile Türkiye ilişkileri açısından ciddi kaygılar doğuracağını, ekonominin kötü yönde etkileneceğini vurguladı.

Kıbrıs’ta taraflar arasında çözüme ulaşılamamasının AB-Türkiye ilişkilerini nasıl etkileyeceği sorusu üzerine ise Derviş, Kıbrıs konusunun Kopenhag kriterleri arasında bulunmadığını ancak çözümün önemli olduğunu kaydetti.

Washington’daki konuşmasını Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerine ayıran Derviş, bir soru üzerine ekonomik durumu da değerlendirdi. Hükümette kendisinin yerine geçen Ekonomi Bakanı’nın programı uygulamaya devam ettiğini söyleyen Derviş, yıllardır enflasyonun ilk defa hükümet tarafından söz verilen rakamı tutturacağını ve 2002 yılının muhtemelen yüzde 35 enflasyonla kapatılacağını kaydetti.

Derviş, büyümenin daha çok ihracat ve turizm alanında kaydedildiğini ve yüzde 4’ü aşmasının beklendiğini de söyledi.

Olumlu yönde gelişen ekonominin henüz insanların gelir düzeyi, iş bulma ve refahına yansımadığını belirten Derviş, bunun önümüzdeki yıl görüleceğini söyledi.

Seçimlerden sonra bir koalisyon hükümeti ihtimali sorusunu da yanıtlayan Kemal Derviş, farklı görüşler taşıyan partilerle çalışmanın zorluğunu hükümetteki görevi sırasında yaşadığını söyledi ve tek parti hükümetini hedeflediklerini ancak gerekirse birlikte çalışabilecekleri partilerle koalisyona girebileceklerini de kaydetti.

Gençlerin siyasete katılımını arttırmaya çalışan Arı Hareketi’nin Washington temsilciliği tarafından düzenlenen toplantıda Kemal Derviş’i dinlemeye gelenler arasında Türkiye’nin Washington büyükelçisi Faruk Loğoğlu, Amerika Dışişleri Bakanlığı Kıbrıs özel koordinatörü Thomas Weston, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Washington’daki temsilcisi Osman Ertuğ ve Amerika’nın Türkiye’deki eski büyükleçisi Mark Parris de vardı.

XS
SM
MD
LG