Erişilebilirlik

Türk Ekonomisiyle İlgili Farklı Görüşler - 2002-07-04


Washington’daki Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi (CSIS) Türk ekonomisini değerlendiren bir konferans düzenledi. Türk Ekonomisi Canlanma Yolunda mı? başlığıyla düzenlenen toplantıya Uluslararası Para Fonu’ndan Juha Kahkonen, Merrill Lynch finansman ve yatırım şirketinden Matthew Vogel, İstanbul Sanayi Odası baş danışmanı Atilla Karaosmanoğlu, Uluslararası Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin Başkanı John Hamre ile Araştırmalar Direktörü Erik Peterson ve Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu katıldılar. Toplantıyı izleyen Hale Ebiri bildiriyor:

Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi’nin Başkanı John Hamre, Amerika’nın en önemli müttefiklerinden biri olan Türkiye’nin Amerika’da yeterince bilinmediğini ve hakkında yeterince tartışma yapılmadığını belirtti. Hamre bu toplantıyı düzenleme sebeplerini şöyle anlattı: “Türkiye’nin şu anda bazı mücadeleler veriyor. Buna hiç kuşku yok. Bu aşamada Türkiye’ye yardımcı olmak Amerika’nın çıkarınadır. Türklere, ‘bunlar sizin sorunlarınız, çıkış yollarını da kendiniz bulun’ demek, stratejik bir müttefike uygulanacak doğru bir politika olmaz. Bölgedeki stratejik ve daha geniş çaplı çıkarlarımız için, bu kadar önemli bir ülkeye uygulanacak politika, bu olamaz. Ama bu, sorunlara çözümleri de biz bulacağız demek değildir. Çünkü bulamayız. Amerika’nın yapacağı iş yola barikat kurmamak, yol üzerindeki dikenleri temizlemektir. Çok daha stratejik davranmamız gerekir. Çok kapsamlı düşünmek, Amerika’nın kendi çıkarınadır. Güçlü, yetenekli ve dinamik bir Türkiye’nin, kesinlikle bizim çıkarımıza olduğu tartışılmaz bir gerçektir."

Türkiye’nin Washington Büyükelçiisi Faruk Loğoğlu konuşmasında, dünyada yaşanan durgunluk dönemlerinde hiç bir ülke için ekonomisini sağlıklı bir şekilde işletmenin kolay olmadığını belirtti ve özellikle Türkiye’nin karşılaştığı güçlükleri saydı. Loğoğlu Türkiye’nin sorunlu bir bölgede yer aldığını, komşularıyla ticaretinin düşük olduğunu, ekonomisi turizme büyük ölçüde dayalı olduğu halde bu sektörün bölgedeki gelişmelere tutsak edildiğini anlattı. Büyükelçi Türk ekonomisinin karşılaştığı güçlüklerden kurtulma belirtileri göstermeye başladığını, politik tartışmalara rağmen koalisyon hükümetinin, sebat göstererek ekonomik programı ve reformları uyguladığını belirtti. Büyükelçi, bankacılıkta, para ve maliye politikalarında ve Merkez Bankası’nın işleyişinde temel reformların yapıldığını, reformların, artık geri dönülemeyecek şekilde gerçekleştirildiğini belirtti. Loğoğlu, “bu da bize gelecek için güven veriyor” dedi.

Toplantıda genellikle Türk ekonomisinin iyi bir yola girdiği belirtilirken konuşmacılardan biri, ekonominin henüz tam anlamıyla düze çıkamadığını, siyasi belirsizliğin yabancı yatırımı olumsuz etkilediğini ve bu nedenle büyümenin istenen ölçülere ulaşamayacağı yorumunu yaptı. Merrill Lynch borsa ve yatırım şirketinin Londra’da görevli uzmanlarından Matthew Vogel diğer konuşmacıların ekonomik programın gidişatı hakkında yaptıkları olumlu değerlendirmelere katılmakla birlikte, kendisinin aynı ölçüde iyimser olmadığını söyledi. Vogel sebep olarak siyasi hayattaki çalkantıları, özelleştirmede yetersiz kalınmasını ve yabancı yatırımların yeterince teşvik edilmemesini gösterdi. Vogel, Uluslararası Para Fonu müdahalesinin, iç borcun ödenemez hale gelmesinin bir sonucu olduğunu ve borçluluk oranlarının 1999 yılına kıyasla daha kötü bir duruma geldiğini ve bankacılık sisteminin sağlığı hakkında çok ciddi sorunlar bulunduğunu bildirdi. Vogel, “tünelin ucunda bir ışık görünüyor, fakat Türkiye’nin yakın dönemdeki belirsizlikleri kolaylıkla aşacağından kuşku duyuyorum” dedi. Meryll Lynch uzmanı Amerika ve Avrupa’daki yatırım çevrelerinin de aynı kuşkuları taşıdıklarını söyledi. Vogel şöyle konuştu:

"Ben, ekonomist olduğum halde Türkiye konusunda siyasi uzman haline geldim. Geçenlerde New York ve Boston’da, kalkınma yolundaki ülkelere yatırım yapan 50-60 Milyar dolarlık 17 fonun yöneticisiyle toplantıya katıldım. Bu insanlar Türkiye’yle fazla ilgilenmiyordu. Onlarla bazı siyasi senaryoları gözden geçirdik. Bu senaryolardan çok çeşitli sonuçlar çıkabilir, hiçbirinin gerçekleşme ihtimali yüksek değil. Bana reel faiz oranlarının neden bu kadar yüksek olduğunu sordular. Bunun cevabı Türkiye’de hem yatırım çevrelerinin hem de Türk insanının, faizlerle Lira ve Dolar arasında spekülasyon yapmasıdır."

Toplantıda konuşan İstanbul Sanayi Odası Baş Danışmanı Attila Karaosmanoğlu, Türk ekonomisi hakkında birbirinden çok farklı değerlendirmeler yapıldığını anlattı. Karaosmanoğlu Türk ekonomisi ve siyasi hayatıyla ilgili iyi ve kötü haberleri değerlendirdi. İyi haberler arasında, Uluslararası Para Fonu başkan yardımcılarından Kohler’in son olarak yaptığı olumlu değerlendirmeleri anlatan Karaosmanoğlu, kötü haberler arasında ise Başbakan’ın rahatsızlığı, koalisyonun durumu ile Standart and Poors finansman şirketinin Türkiye hakkındaki görüşünü “olumlu” dan “durağan’a” çevirmesini, Devlet Bakanı Kemal Derviş ile Merkez Bankası Başkanı Serdengeçti arasında, görevler konusunda çıkan ve basına yansıyan anlaşmazlığı saydı. Ancak Karaosmanoğlu bu tür kötü haberlerin sadece Türkiye’ye özgü olmadığına işaret edip Brezilya’yı örnek olarak gösterdi. Karaosmanoğlu Türkiye’de pekçok tartışma yapıldığını ve herkesin olumsuzlukların sebebini başkalarına yükleyip sorumluluktan kaçınmaya çalıştığını söyledi. Karasmonoğlu şu değerlendirmeyi yaptı:

"Çok titiz gözlemci arkadaşlarım, Türk ekonomisinde, kısa vadede,Temmuz ve Ağustos aylarında zor günler bekliyorlar. Bu faiz, döviz, enflasyon hedefi ile büyüme arasında dengeyi kurma çabasının zorluğundan ileri geliyor."

Karaosmanoğlu Türk ekonomisinin rayına oturabilmesi için koalisyon ortakları ve ekonomiden sorumlu ekipler arasında daha iyi komünikasyon kurulması ve tüm çevrelerin kendi tutumlarını daha olumulu hale getirmek için çaba göstermesi gerektiğini söyledi.

Uluslararası Para Fonu Avrupa bölümü uzmanlarından Juha Kahkonen Türk ekonomisinin bu yılın başından beri olumlu gelişmeler gösterdiğini, enflasyonun düşüp büyümenin başladığını söyledi. Kahkonen şöyle konuştu:

"Bu iyi performans Türk hükümetinin ve tüm diğer ekonomik yetkililerin çok iddialı ekonomik programı uygulama konusundaki güçlü çabalarının bir sonucudur."

IMF yetkilisi, bu yılın ilk dört ayında program doğrultusundaki gelişmelerin çok sağlam olduğunu, büyüme oranının artmaya başladığını belirtti. Kahkonen ekonominin bir yılda güçlenmesinin sonucu olarak, ülkeye ve yetkililerin istenen tedbirleri alacakları konusunda güvenin arttığını bildirdi.

XS
SM
MD
LG