Erişilebilirlik

'Irak'a Müdahale Başarılı Olmak Zorunda' - 2002-06-11


Irak’a bir müdahale ihtimali Türkiye’de olduğu kadar Amerika’da da üzerinde en çok konuşulup yazılan bir konu. Bir süre önce TÜSİAD’ın davetlisi olarak Türkiye’de temaslarda bulunan bir grup Amerikalı uzman geçenlerde Washington’da izlenimlerini anlattı. Amerika’nın en büyük düşünce kuruluşlarından biri olan Dış İlişkiler Konseyi’nin uzmanlarından, Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi’nin (CSIS) Ortadoğu programının yöneticisi Judith Kipper de Irak’a bir askeri müdahale ihtimalini değerlendirdi. ABC televizyonunun Arap-İsrail anlaşmazlığı konusundaki danışmanlığı ile Ortadoğu konusundaki bazı bilimsel dergilerin editörlüğünü yapan Judith Kipper, bir müdahaleden sonra olacakları, Türkiye’nin bilmek istediğini belirtti.

Hale Ebiri'nin haberi

Judith Kipper Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği TÜSİAD'ın Washington Temsilciliği tarafından düzenlenen Türkiye ziyaretinin kendisine, Türkiye’yi de ilgilendiği ülkeler listesine katma imkanı verdiğini söyledi. Ziyareti sırasında birçok kişiyle konuştuğunu belirten Kipper, Türkiye’nin Irak konusundaki özel durumu ve konumunu, Amerikalıların çok iyi anlamadıklarını söyledi. Kipper hem Amerika’da hem de Türkiye’de Irak’a girişilecek bir müdahaleden kaygı duyulduğunu belirtti ve şöyle devam etti:

"Türkiye’de Irak’a yapılacak bir müdahaleden gerçek bir kaygı duyuluyor. Ama bu kaygı Amerika’nın bu müdahaleyi yapıp-yapamayacağı, veya Türkiye’nin Amerika’nın yanında yer alıp-almayacağı konusunda değil. Bir müttefik olarak Türkiye Amerika’nın yanında yer alacaktır. Kaygı, operasyonun ne şekilde yapılacağı, eğer Amerika başarıya ulaşırsa, -ki buna kuşku yoktur- çünkü Bağdat’taki rejim çok zayıf bir durumdadır- müdahalenin maliyeti ve daha da önemlisi, ondan sonra ne olacağı şeklindeki, siyasi nitelikli bir sorudan kaynaklanıyor. Irak’a sınır komşusu ve bir NATO müttefiki olarak bu sorunun cevabı, Türkiye için önemli. Irak’ın geleceği, Irak’ı kimin yöneteceği sorularının cevabı, Türkiye için büyük önem taşıyor."

Judith Kipper, Kuzey Irak’taki Kürt bölgesinin, her hangi bir Amerikan operasyonunda önemli yer tutacağını belirtti ve bu bölgede işlerin kontrol dışına çıkma ihtimalinin, özellikle Kerkük petrol bölgesinin önemi yüzünden Türkiye’yi kaygılandırdığını söyledi. Türkiye’nin bütün kaygılarına çözüm bulunması gerektiğini belirten Judith Kipper, “Türkler haklı olarak huzursuz. Türkler sadece sınırlarında olacaklar yüzünden değil, daha sonra olacaklar yüzünden husursuz” şeklinde konuştu. Amerika’nın Irakla ilgili gelişmeler hakkında Türkiye’ye, danışma sözü verdiğini belirten Kipper, “gerçi Irak konusunda şu anda bir karar, ya da plan yok. Belki de hiç olmaz, ama eğer verilecekse, böyle bir karar dünyada öteki olup bitenlere bağlı olacak ve gelecek yıldan önce verilmeyecektir. Bir operasyon yaptığımız taktirde, Türkiye kadar önemli bir müttefiğimizin düşünceleri çok önemli olacaktır” dedi. Ortadoğu uzmanı Irak’a operasyondan önce verilmesi gereken kararları da şöyle sıraladı:

"Rejimi değiştirmek için ne kadar Amerikalı ve Iraklı’nın ölmesi gerekir, kaç kişilik bir maliyetle rejimi değiştirebiliriz? Saddam Hüseyin ve çevresindeki 20 eşkiyayı yakaladığınız zaman, gerçekten rejimi yıkmış olacak mısınız? Irak bir Afganistan değildir. Afganistan’daki gibi, Üsame bin Ladin’in diri, ya da ölü yakalanmasıyla iş bitmiş olacak mıdır? Farzedelim işler iyi gitti, fazla insan ölmedi, yiyecek, içecek ve ilaç var ve yaşam devam ediyor. Fakat yönetime kimi getireceksiniz?"

Judith Kipper başka ülkelerde yeni yöneticileri işbaşına getirme konusunda, Amerika’nın hiç başarılı olamadığına işaret ederek, Irak’ta da yeni yöneticiler bulma gibi bir görev üstlenmemesi gerektiğini söyledi. “Özellikle Irak gibi, istihbaratımızın hiç olmadığı, halkın içerden ve dışardan büyük korkulara maruz bırakıldığı bir ülkede bu iş çok zor” diyen Kipper, Irak’taki muhalefetin karmaşıklığını şöyle anlattı:

"Yıllarca ülke dışında yaşamış bir kişi, gidip ülkeyi yönetemez, yarım saat bile iş başında kalamaz. Irak’tan kaçmış rejim aleyhtarları, ki şuraya buraya sığınmış bazı eski generaller var, yeterince beceri ve halk desteğine sahibi değil. Olsalar bile ve Amerika bunları helikopterlerle İrak’a indirse ve halk, Saddam devrildi diye sevince boğulsa bile, Amerika tarafından seçilen geçici bir lidere, çok bağımsız bir kafa yapısına sahip olan Irak halkı destek vermez. Müdahaleden sonra ne olacağını bilmiyoruz. Şu anda Irak’ta kimler var, halk kimi tutar, gizlice yer altından çalışan kimler var? Stalinist türden bir rejimle yönetilen ülkelerde, daima yer altında çalışan gruplar olur. İşte bütün bunları bilmiyoruz. Bu bakımdan benim için asıl önemli soru, müdahale edilecek mi edilmeyecek mi gibi askeri bir sorudan daha çok, siyasi bir sorudur."

Amerikalı uzman Irak’ın siyasi ve idari yapılanmasının zayıflığına da değinerek, şu anda işlerliği olan bir finans sistemi, bankacılık sistemi ve bir merkez bankasının bulunmadığını hatırlattı. Buna karşılık Irak halkının eğitimli ve yetişkin olduğunu belirten Kipper, Irak’ın, Afganistan gibi aşiretlerin yönettiği bir ülke olmadığını vurgularken şöyle dedi:

“26 milyonluk Irak’ta halk yetişkin ve eğitimlidir. Irak, çeşitli siyasi partilerin, her grubun içinde birçok siyasi partinin bulunduğu bir ülkedir. Irak’taki, Kürtler, Sünniler, Şiiler, Türkmenler ve Süryaniler gibi farklı etnik ve dinsel grupların kendi içlerinde de çok belirgin siyasi görüşlere sahip gruplar var. Ve bu grupların hiçbiri, katlandıkları zorluklardan sonra sistem dışı kalmayı, siyasi, ekonomik ve diğer nimetlerin hiç birinden mahrum kalmayı istemeyecektir."

Judith Kipper böyle bir ortamda müdahale olsa bile, bu yıl değil gelecek yıl olabileceğini söyledi. Amerikalı uzman şu anda hiç kimsenin Başkan Bush’a, Irak’a karşı düzenlenecek bir operasyonun başarısı konusunda güvence veremeyeceğini söyledi. Hiçbir Amerika başkanının başarısızlığı göze alamayacağını savunan Kipper, başarısızlığın, şu andaki Başkan Bush’un yanısıra, babası, eski Başkan Bush’un tarihteki yerini sarsacağını bildirdi, “bunlar Amerika için çok önemlidir” dedi.

Amerikalı uzman Arap-İsrail çatışmasını Türkiye açısından değerlendirirken de Türkiye ile İsrail arasında stratejik bir ilişki olduğunu, ayrıca iki ülkenin, “Araplar’a güvenilmez” anlayışını paylaştığını söyledi. Türkiye ve İsrail’in, bölgede Amerika’nın tek demokratik müttefikleri olduğunu belirten Judith Kipper, Arap-İsrail çatışmasının Türk kamu oyunu rahatsız ettiğini, Türk hükümetinin de çatışmanın bir an önce sona ermesini istediğini sözlerine ekledi.

XS
SM
MD
LG