Erişilebilirlik

Oscar Ödülleri Bugün Sahiplerini Buluyor


Oscar Ödülleri Bugün Sahiplerini Buluyor
Oscar Ödülleri Bugün Sahiplerini Buluyor
<!-- IMAGE -->

82'nci Akademi Ödülleri Töreni bu akşam Los Angeles'taki Kodak Tiyatrosu'nda yapılacak. Bu yılki tören sunucuları ünlü aktörler Alec Baldwin ve Steve Martin.

Oscar Ödül Töreni bu yıl bir ilke de sahne olacak. Zira bu yıl En İyi Film kategorisinde gelenek bozuldu ve beş yerine on film aday gösterildi. Bunların en iddialıları, dokuzar dalda ödüle aday gösterilen The Hurt Locker ve Avatar. Düşük bütçeli bir savaş filmi olan The Hurt Locker’ın, tüm zamanların en büyük gişe hasılatını yapan ve şimdiye dek hiç görülmemiş özel efektlerle güçlendirilmiş üç boyutlu Avatar karşısında nasıl bir sonuç alacağı merakla bekleniyor.

Yönetmen James Cameron, Avatar’da görsel bir şölen sergiliyor. Filmi izleyenler, Pandora gezegeninin yemyeşil tropik ormanlarında adeta kendilerini kaybediyor.

Cameron’un hayal ürünü olan binlerce hayvan türü, Pandora’da hayat buluyor.

Cameron ayrıca kendi dilini konuşan 3 metre boyundaki mavi Na’vi adlı uzaylıların da yaratıcısı.

<!-- IMAGE -->

James Cameron, “Yepyeni bir dünya yarattık. Bu nedenle dünyanın en iyi sanatçılarını, ressamlarını bir araya getirdik. Ben de bir sanatçıyım. Beni etkileyen kişileri seçtim,”diyor.

En büyük yenilikse Avatar’ın üç boyutlu sinematografisi.

Cameron, film için üç boyutlu görüntü çeken bir kamera geliştirdi. Kamera, aynı anda iki ayrı açıdan çekim yapıyor.

Beyazperde, pencereden bakıldığında üç boyutlu bir evren görünüyormuş hissi veriyor.

Avatar, Pandora’ya gönderilen felçli eski deniz piyadesi Jake Sully’nin öyküsünü anlatıyor. Sully’nin görevi, insanların Na’vileri yok edip gezegenin doğal kaynaklarını ele geçirmesine yardım etmek.

Jake’in şuuru, “avatar”ı, yani insan genetikçilerinin ürettiği 3 metre boyundaki Na’vi’yle birleşiyor.

Jake, Na’vi’yle bütünleştikçe yerlileri daha iyi anlamaya başlıyor ve insanların Na’vilerle savaşında yerlilerin yanında yer alıyor.

300 milyon dolara malolan Avatar, neredeyse bir milyar dolarlık gişe hasılatı yaptı ve Oscar’a 9 dalda aday oldu.

Ancak Titanic’le en iyi film ve yönetmen ödüllerini alan Cameron’un karşısında zorlu bir rakip var. The Hurt Locker’ın yönetmeni ve Cameron’un eski eşi Kathryn Bigelow.

The Hurt Locker, Bağdat’ta bir bomba imha timinin öyküsünü anlatıyor. Film, ev yapımı bombaları imha etmekle görevli üç askerin Bağdat’taki tehlike ve gerilim yüklü anlarını yansıtıyor.

Yönetmen Bigelow, savaşın esas anlamı olan varolma mücadelesini gözler önüne seriyor.

Savaşı yüceltmeyen ancak askerlerin cesaretini vurgulayan yönetmen, aynı zamanda acıyı ve savaşma bağımlılığını anlatıyor.

Filmin sinematografisi, senaryosu kadar güçlü. Aynı anda dört kamerayla yapılan çekimlerle bir askerden diğerine geçilerek belgesel havası yaratılıyor.

Bigelow, Amerikan Sinema Yönetmenleri Birliği’nin en iyi yönetmen ödülüne layık görüldü. The Hurt Locker, Oscar’a dokuz dalda aday.

Bigelow kazanırsa Oscar alan ilk kadın yönetmen olacak.

Bigelow şöyle diyor: “Irak’taki akıl almaz durumu mercek altına alan bir filmle çok sayıda ödüle aday gösterilmek olağanüstü bir duygu.”

Peki James Cameron, rakibi ve eski eşi yönetmen Bigelow hakkında ne düşünüyor?

Cameron, “En iyi dileklerimi sunuyorum. Kazanırsa çok sevineceğim,” diyor.

Eleştirmenler her iki filme de tam not veriyor.

Amerika Sinemacılar Birliği Başkanı Dan Glickman, oy verme sürecinin demokratik olduğunu söylüyor:

“Ben de oy veriyorum ancak tek bir oyum var. Bu süreçte 6 bin üyenin oyu sayılıyor.”

Bigelow’un sadece 11 milyon dolarlık bütçeyle çektiği film, Cameron’un Avatar’da yarattığı görsellikle boy ölçüşemez.

Ancak The Hurt Locker, sürükleyici sinematografisi, güçlü senaryosu ve üstün oyuncularıyla alkışı hak ediyor.

XS
SM
MD
LG