Erişilebilirlik

4 Mart Amerikan Basınından Özetler


<!-- IMAGE -->

New York Times Ermeni soykırımı iddiasıyla ilgili tasarı konusunda, Washington’daki havanın 2007 yılından çok farklı olduğunu yazıyor. Gazete, bu farkın Obama’nın tavrından kaynaklandığını belirtiyor:

Kongre’de temaslarda bulunan sekiz kişilik Türk parlamenter heyetinden Suat Kınıklıoğlu, Washington’daki dinamiklerin değiştiğini söylüyor. Kınıklıoğlu, “2007 yılında Amerikan yönetiminin arkamızda olduğunu hissediyorduk” diyor. Türkiye’nin Obama yönetimine kıyasla Bush yönetimiyle daha sorunlu bir ilişki yaşadığını belirten Kınıklıoğlu, buna rağmen Obama’nın bu konuda Türkiye’ye aktif biçimde yardım etmediğini kaydediyor. Amerikan Ermeni Ulusal Komitesi’nin başkanı Aram Harparian da, özellikle Obama’nın tavrı nedeniyle tasarının kabul edileceğinden emin olduklarını ifade ediyor. Her iki taraf da dışişleri bakanı Clinton’un Kongre’de tasarıyla ilgili soruları cevaplandırırken, tasarıya karşı net bir tavır alma imkanı varken, bunu yapmadığına dikkat çekiyor.

<!-- IMAGE -->

Wall Street Journal de Ermeni soykırımı iddiasıyla ilgili tasarının Ankara-Washington hattında gerginliğe yol açtığını kaydediyor. Haberde, Washington’un tavır değişikliğinin Ankara’da tepkiye yol açtığı vurgulanıyor:

Amerikan yönetimi geçmişte de gündeme gelen bu tasarı konusunda, Ortadoğu’da önemli bir müttefik olan Türkiye’yi kızdırmamak için tasarının engelleneceğine dair sözler verirdi. Ancak gelişmeleri yakından izleyen yetkililer bu kez Obama yönetiminin farklı bir tavır sergilediğini ve tasarıyı engellemek için açık bir tavır almadığını belirtiyor. Bu tavır değişikliği Ermenilerin umudunu artırırken Türkiye’de alarm zillerinin çalmasına neden oldu. Uzmanlar, Amerikan yönetiminin sessizliğini Ermenistan’la imzalanan protokolün onaylanması için Türkiye üzerinde baskı oluşturmaya dönük bir çaba olarak değerlendiriyor. Ancak aynı uzmanlar tıpkı Amerika’nın Türkiye’den gelen tehditleri göz ardı etmesi gibi, Türkiye’nin de Amerika’dan gelen baskılara boyun eğmeyebileceğine dikkat çekiyor.

<!-- IMAGE -->

Washington Times eski bir diplomat olan John Thopmson’un Türkiye’deki gelişmelerle ilgili bir makalesine yer veriyor. Thompson, AKP hükümetiyle birlikte Türkiye’nin iç ve dış politikasında İslamcı eğilimlerin arttığını öne sürüyor:

Amerika, Avrupa ve İsrail’le yıllarca devam eden yakın ilişkilerin ardından Türkiye hem içeride hem de dışarıda karmaşık ve giderek daha da radikalleşen bir yeniden yapılanma sürecinden geçiyor. Ancak bütün bu yaşananlara rağmen iki önemli gerçek ortada duruyor. Öncelikle Türkiye, Asya’nın, Afrika’nın ve İslam dünyasının büyük bir kısmını kapsayan bir coğrafyada önemli bir ekonomik ve siyasi aktör olmaya devam edecek. Ayrıca, radikal ve yasadışı rejimlerle yakınlığını artıran Erdoğan hükümeti, Batı’ya, İsrail’e ve ılımlı Arap yönetimlerine karşı düşmanca olmasa bile tarafsız bir tavır izliyor. Vatansever Türkler, milli kahraman olan Atatürk’ün politikalarını yeniden canlandırabilirler. Böyle bir durumda, Türkiye’nin bölgede artan önemi Türkiye’nin Batılı ve Arap dostları tarafından daha büyük bir memnuniyetle karşılanacaktır.

<!-- IMAGE -->

Boston Globe Şili ve Haiti depremlerini kıyaslıyor. Haiti’de 200 binden fazla insanın öldüğünü hatırlatan gazete, Şili’de ölü sayısının bini geçmemesini, bu ülkede binaların daha sağlam inşa edilmesine bağlıyor:

Tarihinde yoğun sismik faaliyetler bulunan Şili, inşaat kuralları konusunda katı bir tavra sahip. Yakın dönemde bir deprem yaşamayan ve çok daha yoksul bir ülke olan Haiti’de ise böyle bir gelenek bulunmuyor. Ayrıca Şili’de yolsuzluklara da daha az rastlanıyor. Katı inşaat kurallarını çıkartmak ayrı bir şeydir, bu kuralları uygulamak ayrı bir şeydir. Elbette hiçbir ülke Şili ve Haiti’deki gibi büyük depremlere tam anlamıyla hazırlıklı olamaz. Ancak binaların inşası konusunda ciddi kurallar çıkartmak ve bu kuralları aynı ciddiyetle uygulamak, deprem bölgelerinde yaşayan insanların göreceği zararın en aza inmesini sağlayabilir.

XS
SM
MD
LG