Washington Post Obama’nın açıkladığı 2011 mali yılı bütçesini yetersiz buluyor. Bütçe açıklarının sürdürülemez bir hale geldiğini belirten gazete, yönetimden gereken adımları atmasını istiyor:
"2020 yılında sadece borçların faizine 840 milyar dolar ödenmesi öngörülüyor. Aynı yıl, güvenlik dışındaki harcamaların 537 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Üstelik bu korkutucu rakamlar, iyimser senaryonun gerçekleşeceği tahminine dayanıyor. Obama, acı gerçeğin farkında. Ancak hala bu vahim durumun nasıl düzeleceği konusunda Amerikan halkına bir çözüm sunabilmiş değil. İster bir komisyon kurarak, isterse başka bir yolla olsun, çözümü bulmak yönetimin sorumluluğudur. Cumhuriyetçilerin de ulusal güvenlik açısından böylesine hayati bir önem taşıyan bir konuda, sorumlulukla hareket edip etmeyeceklerine karar vermeleri gerekiyor."
USA Today Obama’nın mali disiplini savunmasına rağmen, bütçe açığını daha da artıracak kararlara imza attığını belirtiyor. Gazete, Washington’daki siyaset yapma tarzının da umutsuzluğu arttırdığını vurguluyor:
"Obama yönetimi bu yıl 1,6 trilyon dolarlık bir bütçe açığı öngörüyor. Gelecek yılın bütçe açığının ise 1,3 trilyon dolar olacağı tahmin ediliyor. Her iki rakam da, Obama’nın göreve geldikten hemen sonra yaptığı açıklamaların çok üstünde… Eğer söz konusu olan ekonomiyi düzeltmek için alınan geçici önlemler olsaydı, bu rakamlar kabul edilebilirdi. Ancak, bütçe tasarısı Amerikan ekonomisini uçurumun kenarına getirecek bir kısır döngü içeriyor. Bu elbette, öncelikle Obama’nın başarısızlığıdır. Ancak bu tablo aynı zamanda her iki partinin yıllardır sorumsuzca hareket etmesinin bir sonucudur. Amerika, üçüncü dünya ülkelerinin yaşadığı türden bir borç kriziyle karşı karşıya… Buna rağmen, Washington’daki siyasiler bu sorunu çözmeye çalışmanın yol açacağı siyasi riskleri, sorunun kendisinden daha fazla önemsiyorlar."
New York Times Yunanistan’ın yaşadığı ekonomik krizin Euro kullanan bütün ülkeleri riske soktuğunu yazıyor. Gazete, Euro’nun çökmemesi için, Avrupalı zengin ülkeleri Atina’ya yardıma çağırıyor:
"Yunanistan yıllarca rakamların üzerinde oynama yaptı. Ekonominin iyi gittiği dönemlerde, bu konunun üzerine fazla gidilmedi. Şimdi artık gerçeklerle ve bu gerçeklerin sonuçlarıyla yüzleşme zamanı geldi. Yolsuzluk ve vergi kaçakçılığı Yunanistan ekonomisine büyük zarar veriyor. Özel sektörün yarattığı istihdam ve ödediği vergi çok yetersiz. Her dört kişiden biri devlette çalışıyor. Sistem sürekli olarak bütçe açığı üretiyor. Ancak tüm bu sorunların çözülmesi, Avrupa’nın en yoksul ve en zayıf ekonomilerinden biri olan Yunanistan’a bırakılmamalıdır. Yunanistan’ın batmasına izin vermek, bütün Avrupa için felaket olacaktır."
Christian Science Monitor iktidara gelişinden bu yana Çin ve İran’la diyalog politikasını öne çıkartan Obama’nın tarz değiştirmeye başladığını belirtiyor. Ancak gazete, bu yeni tarzın bazı riskler içerdiği uyarısında bulunuyor:
"Obama’nın yeni yaklaşımı istenmeyen çatışmalara neden olabilir. Ayrıca, bu yaklaşım Obama’nın düşmanlıkları sona erdirmek için işbirliği yaklaşımından vazgeçmesi olarak algılanabilir. Özellikle Çin ile Amerika’nın temel anlaşmazlık konularında, her iki ülkenin de değerlerine ve çıkarlarına zarar vermeyecek bir diplomasi tarzı bulmaları gerekiyor. Obama, Beyaz Saray’daki ilk yılında, Çin’e karşı küresel konularda sorumluluk sahibi bir ortak gibi davrandı. Ancak bu yaklaşımına olumlu cevap alamadı. Şimdi, tıpkı kendinden önceki başkanların da yaptığı gibi, Çin’le ilişkilerde Amerika’nın çıkarlarını öne çıkartan bir yaklaşım gösteriyor. Ancak bu yaklaşım, Obama’nın Çin Komünist Partisi yöneticilerine karşı yeniden uyumlu bir tavır izlemeyeceği anlamına gelmez."