Erişilebilirlik

Amerika'da Şubat, “Siyah Amerikalılar Ayı”


Amerika’da her yıl Şubat ayında siyahların tarihi anılır. Afrika kökenli Amerikalıların tarihini şekillendiren kişi ve olaylar her yıl bu ayda bir kez daha hatırlanır. Bu tarihin önemli bir parçası da 1950 ve 1960’lardaki medeni haklar hareketi. Ülkenin bölündüğü o yıllarda siyahlar özgürlük, eşitlik ve adalet için sokaklara dökülmüştü. Amerika’nın Sesi Türkçe Bölümü, sizler için, medeni haklar hareketine ilişkin önemli olayları ve ırk eşitliğine giden mücadelenin ayrıntılarını derledi.

Medeni haklar hareketi 1950 ve 60’larda rahip Martin Luther King önderliğinde başladı. King’le birlikte binlerce Amerikalı eşit haklar için ülke çapında gösteriler düzenledi. O dönemde birçok eyalette yasalar siyah ve beyazları birbirinden ayrı tutuyordu. Alabama valisi de değişime direnenler arasındaydı. Wallace, “Şimdi, yarın ve hatta sonsuza dek ırk ayrımcılığını destekliyorum,” diyordu.

Medeni Haklar Hareketi, 1955’te King ve diğer siyahların Alabama’nın başkenti Montgomery’de belediye otobüslerini kullanmayı bırakmasıyla hız kazandı. Bu boykot Rosa Parks’ın başkaldırısından ilham almıştı. Parks, otobüsteki yerini beyaz bir adama vermeyi reddetmişti. 1956’da Alabama Yüksek Mahkemesi eyaletin otobüslerdeki ayrımla ilgili kanunlarının yasadışı olduğuna karar verdi.

Martin Luther King, “Selma odak noktamızdı. Selma oy verme hakkı isteme direnişimizin sembolüydü,” diye anlatmıştı.

1960’lara gelindiğinde King ve diğer siyah liderler siyahların oy kullanma hakkının engellendiği Selma kentine odaklanmıştı. Andrew Young King’in yakın dava arkadaşlarındandı.
Young, “Selma’ya gidip oy verme hakkımızın federal hükümet tarafından korunmasını sağlayacak bir düzenleme için mücadele ettik,” diyor.

Amerika’nın güneyindeki başka bölgelerde de barışçı gösteriler şiddete dönüşüyordu. Beyazlarla siyahların karşı karşıya geldiği gösterilerde; polis protestocuları dövdü, binlercesini de gözaltına aldı. Bazı çatışmalarda göstericilerden ölenler oldu.

9 eyalette siyahların içeri alınmadığı lokanta ve mağazaların önünde göstericiler oturma eylemi düzenledi. Bazı göstericiler gözaltına alındı, ancak kamuoyunun ilgisi ve binlerce dolarlık kaybın ardından bu işyerleri siyahlara hizmet etmeye başladı.

Martin Luther King, “Bu ulusun bir gün ayaklanıp hak ettiği gibi yaşayacağı günü hayal ediyorum. Tüm insanların eşit yaratıldığına olan inancımız tamdır,” demişti.

1963’ün Mart ayında Washington’da olanlar Amerika’da eşit hakların desteklenmesi konusundaki bilinci uyandırdı. King ve diğer siyah liderler Başkan Lyndon Johnson’ın Medeni Haklar Yasası’nı imzalamasını sağladı. Yasa gereği kamuya ait alanlarda ırk ayrımı ortadan kalkıyor ve siyahlara oy hakkı tanınıyordu.

1968 yılı Nisan ayında bir suikastte hayatını kaybetmeden bir gece önce King ve binlerce gösterici medeni haklar hareketinde yeni bir sayfa açıldığını biliyordu.

King, o gece şunları söylemişti: “Dağın zirvesinde vaadedilen toprakları gördüm. Oraya birlikte gidemeyebiliriz. Bilmenizi istiyorum ki, biz halk olarak, o vaadedilen topraklara sonunda ulaşacağız.”

Yeni araştırmalara göre siyah Amerikalılar, son 25 yılda Amerika’da ırk ilişkilerinin büyük ölçüde iyileştiğini düşünüyor. Siyah Amerikalılar’ın umutlu ve iyimser olmasında Barack Obama’nın başkan seçilmesi büyük rol oynadı.

Pew Araştırma Merkezi’ne göre Amerikalı siyahların durumunun son 5 yıl içinde düzeldiğini düşünenlerin sayısı, 2007’ye oranla iki kat arttı. İyimser düşünenlerin sayısı, 1984’ten beri en yüksek seviyeye çıktı.

Martin Luther King Hakkında Bilgi

1968 yılında bir suikast sonucu öldürülen medeni haklar savunucusu Martin Luther King, 15 Ocak 1929’da doğmuştu.

Martin Luther King, “Bugün Amerikan halkına ve bütün ülkelerin halklarına sesleniyorum. Harekete geçtik. Irkçılık dalgası artık bizi durduramaz,” dediği ünlü konuşmasıyla Amerika’da büyük bir medeni haklar hareketi başlatmıştı.

Martin Luther King’in medeni haklar alanında liderliği, 1955 yılında, Alabama eyaletinin Montgomery kentinde belediye otobüslerinde ırk ayrımcılığına son verilmesi girişimiyle başladı.
King, o yıllarda, “Montgomery’de yaşayan siyahlar olarak son yıllarda otobüslerde karşı karşıya kaldığımız ayrımcılık ve adaletsizliğe karşı barışçı eylemler düzenlemeye devam edeceğiz,” demişti.

1963 yılının Ağustos ayında King’in eşit haklar çağrısı, ulusal bir harekete dönüştü. O ay, Washington’daki yürüyüşe 250 bin kişi katıldı. King’in başını çektiği grup, ırk ayrımcılığına son verecek yasanın geçirilmesi için baskı yapıyordu. Medeni haklar eski liderlerinden Roger Wilkins, yürüyüşçülerin Lincoln Anıtı’nın önünde toplandığı güne tanık olmuş.
Wilkins, şöyle anlatıyor: “Yazdı, hava sıcaktı ama herkes kendisini yenilenmiş, tazelenmiş hissediyordu. Tüm ülkenin bir araya gelmiş olması, güzel bir hava yaratmıştı. O gün hayatımda ilk kez Amerikalı olmanın sorumluluğunu hissetmiştim.”

Martin Luther King, ünlü konuşmasında slogan haline gelen şu sözleri söylemişti: “Bir hayalim var. Dört çocuğumun da bir gün derilerinin rengine göre değil, karakterlerinin yapısına göre değerlendirileceği günü hayal ediyorum.”

Medeni haklar hareketi, şiddetsiz protesto eylemleri ve King’in etkileyici konuşmalarıyla hız kazandı ve tüm ülkenin eşitlik konusuna odaklanmasını sağladı.

King’in Nobel Barış Ödülü’nü kazandığı 1964 yılında Başkan Lyndon Johnson, Medeni Haklar Yasası’nı imzaladı. Bir sonraki yıl da Oy Kullanma Hakkı Yasası yürürlüğe girdi. Böylece kamusal alanda ırk ayrımcılığı politikası yasaklandı ve siyahlara oy kullanma hakkı tanındı.

Martin Luther King, “Amerika’nın büyüklüğü, haklarınız için protesto gösterisi yapma hakkınız olmasından kaynaklanır,” diyordu.

Martin Luther King, son kampanyasını Tennessee eyaletinin Memphis kentinde, 1968’in Mart ve Nisan aylarında yaptı. King, grev yapan temizlik işçilerinin protesto yürüyüşünde başı çekiyordu. Ancak gençlerin mağazaları yağmalamaya başlamasıyla gösteriye şiddet karıştı. Çok sarsılan King, Memphis’e dönüp barışçı bir gösteri düzenleme sözü verdi. 4 Nisan 1968’deyse Lorraine Moteli’nde suikast sonucu öldürüldü.

XS
SM
MD
LG