Erişilebilirlik

"Falname"  Sergisi Kapandı


Washington'da, Smithsonian Enstitüsü'ne bağlı müzelerden Arthur Sackler Galerisi'nde 24 Ekim'de açılan "Falname: Kehanetler Kitabı" adlı sergi 24 Ocak'ta sona erdi.

Falname fal kitabı demek.

Kitapları oluşturan büyük boyutlu sayfaların bir yüzünde resimli dini öyküler, diğer sayfasında ise bunların yorumu, yani imgelerin ne olduğunu anlatan metinler var.

Büyük bir bölümü Türkiye ve İran'dan getirilen resimli el yazması kitaplar 16 ve 17'nci yüzyıldan kalma.

Falnameler, yüzlerce yıl, geleceği merak eden padişahlar, sultanlar ve şahlar kadar halkın da başvurduğu önemli bir kaynaktı.

Diyelim önemli bir kararın eşiğindesiniz. Evleneyim mi, ortak olayım mı, seyahate çıkayım mı, evimi satayım mı gibi soru veya niyetleriniz var.

Yerinde bir karar verebilmek için fala baktırmak istiyorsunuz.

Abdest alıp, özel dualar okuduktan sonra kitaptan rastgele bir sayfa açıyorsunuz.

Gördüğünüz resim, açtığınız sayfadaki öykü ve farklı figürler size falınızın uğurlu ya da uğursuz, dolayısıyla kararınızın yerinde olup olmadığını söylüyor.

Tabii kahve falı ve rüya tefsiri gibi falnamedeki resimleri de farklı yorumlamak mümkün.

Diyelim bir sayfada hem melek hem de şeytan figürleri var.

Fal iyi mi kötü mü?

Yani resimler ve fal sonucu yorumlayana bağlı olarak değişiyor.

Belki bu nedenle çoğu metnin sonunda "İyi bir insan olun, ibadeti ihmal etmeyin, dini vecibelerinizi yerine getirin, her şeyi Allah bilir" gibi genel öğütler yer alıyor.

Falnamelerde yer alan figür ve imgelerin çoğu burçlar ve peygamberlerle ilgili. Sadece Kuran değil İncil ve Tevrat'tan da hikâyeler var.

İran falnamelerinde ise Şii öyküler ve 12 İmamla ilgili imgeler ağırlıkta.

Uzmanlara göre falnamelerin en büyük özelliği, diğer kitapların aksine resmin ön planda bulunması, metnin onu izlemesi, resimlere açıklık getirmesi.

Sergilenen eserler Türkiye ve İran'la sınırlı değildi. New York, Dublin ve Paris'in yanı sıra özel koleksiyonlardan da parçalar vardı.

Bu birbirinden değerli eserlerin deniz aşırı ülkelerden getirilmesi, taşınması, güvenliği, korunması, sigorta ve sergilenmesi, aralarında Yahudi ve Ermeni vakıflarının da bulunduğu bağışçılar sayesinde mümkün olmuş.

Türkiye'den gelen eserlere sergi komiseri olarak bilinen görevliler eşlik ediyor.

Milyonlarca dolar değerindeki eserler nasıl ödünç verilir, nasıl korunur, izinsiz bir şekilde kullanılmamaları için ne gibi önlemler alınır?

Bu soruları, son sergi komiseri Çorum Müzesinden arkeolog Metin Çakar'a sorduk.
Çakar'la Mehmet İlhan konuştu.


İlgili bağlantılar

XS
SM
MD
LG