Almanya'da koalisyon hükümeti göreve gelişinin üçüncü ayında zor günler geçiriyor, Başbakan Angela Merkel’e yönelik eleştiriler artıyor.
Yurtdışından sürekli övgüler alan, son olarak ‚Time’ dergisi tarafından yılın siyasetçisi seçilen Angela Merkel, ülke içinde çok sıkıntılı ve zor bir dönem yaşıyor. Federal Hükümet’in koalisyon ortakları Birlik Partileri ve Hür Demokrat Parti FDP arasındaki anlaşmazlıklar son günlerde krize dönüştü.
27 Eylül’de yapılan seçimlerden sonra oluşan koalisyon hükümeti 28 Ekim’de görev başı yapmıştı. Ondan önceki dört yıl boyunca Birlik Partileri’nin Sosyal Demokrat SPD ile oluşturduğu büyük koalisyon döneminde genelde her istediğini kabul ettiren Başbakan Merkel'in, yeni ortak FDP ile işinin pek kolay olmayacağı ortaya çıktı. Tarafları karşı karşıya getiren konuların başında vergi indirimi tartışmaları geliyor.
Geçen ay sonunda FDP’nin baskısıyla Katma Değer Vergisi'nin otel ve işletmelerde yüzde 19'dan yüzde 7'ye düşürülmesi kararına tepkiler sürerken, Kiel'deki Dünya Ekonomisi Araştırma Enstitüsü bu karar nedeniyle devletin sadece bu yıl iki milyar Euro daha az vergi geliri elde edeceğini tahmin ediyor. İş çevrelerinin desteklediği FDP ise, seçim kampanyası sırasında söz verdiği vergi kesintilerinin başka alanlarda da devamı konusunda baskısını sürdürüyor. Ancak Merkel'in başını ağrıtan tek konu bu değil, geçen yıllarda yurt dışında yıldızı parlayan Merkel bu sefer uluslararası konularda da sorunlar yaşıyor. Bunların başında da koalisyon içinde süren Türkiye’nin AB üyeliği tartışmaları ve Afganistan sorunu geliyor.
FDP lideri ve Dışişleri bakanı Guido Westerwelle’nin Türkiye’nin AB üyeliği süreci konusunda geçen hafta verdiği destek ve yağtığı açıklamalara, Birlik Partileri’nin Hıristiyan Sosyal Birliği CSU kanadından gelen sert tepkiler, koalisyon anlaşmasında bu konuda varılan anlaşmanın sadece kağıtta kaldığını gösterdi. CSU’lu siyasetçilerin, Westerwelle’nin Türkiye ziyareti sırasında ve sonrasında, imtiyazlı ortaklık ve görüşmelerin askıya alınması isteklerini gündeme getirmeleri, FDP'den CSU'nun 'tahammül edilemez' olduğu şeklinde sesler yükselmesine neden oldu. Koalisyon partnerlerinin Afganistan’la bağlantılı politikalar konusunda da uyumsuz oldukları gözlemleniyor.
28 Ocak'ta Londra'da düzenlenecek Uluslararası Afganistan Konferansı’na Westerwelle’nin, ‚Eğer Afganistan Konferansı sadece askeri birliklerin gönderilmesi üzerine yoğunlaşırsa, ben katılmam’ şeklindeki restine, Savunma Bakanı Theo von Guttenberg’in Alman Ordusu’nun Afganistan’daki birliklerine 2000 yeni asker gönderebileceği yönünde bir açıklamayla cevap vermesi bu konuda da çatlak yaşandığını gösteriyor. Hristiyan Demokratların Genel Yönetim Kurulu üyesi Emine Wegener, hükümetde özellikle Birlik Partileri ve Başbakan Angela Merkel’in üstünlük kurmakta zorluk çektiği ve uyumsuzluğun artığı yönündeki eleştirilerin haksız olduğunu savunuyor.
Bu arada Berlin’deki siyasi yorumcular, Merkel’in iktidar ortağı olan FDP'ye karşı daha otoriter bir liderlik anlayışı ortaya koyması gerektiğini savunuyorlar. Önümüzdeki 17 Ocak'ta bir araya gelecek koalisyon partnerlerinin 'Kriz Zirvesi' birçok yorumcu tarafından hükümetin ve Merkel’in akıbeti için kader toplantısı olarak tanımlanıyor.
Cem Dalaman'ın haberini sağ üst köşedeki bağlantıdan dinleyebilirsiniz.
