New York Times İsrail’in Türk büyükelçisine aşağılayıcı davranış sonrasında resmen özür dilediğini duyuruyor. Haberde, İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon’un bu tavrıyla bakan olma umudunu da zora soktuğu belirtiliyor:
“İsrail ile Türkiye arasındaki askeri ve ekonomik ilişkiler uzun yıllardır olumlu bir düzeyde seyrediyordu. Türkiye, İsrailli turistlerin sıkça gittiği bir ülkeydi. Ancak, İslamcı kökene sahip AKP’nin iktidara gelmesi, Türkiye’nin yüzünü İran da dahil olmak üzere komşu ülkelere dönmesine neden oldu. Bunun bir nedeni de Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girme umudunun azalmasıydı. Türk Dışişleri Bakanlığı ise politikalarında bir değişiklik olmadığını savunuyor ve barış için daha etkin olabilmek amacıyla daha güçlü bir bölgesel işbirliği stratejisi izlediklerini vurguluyor. Birçok gözlemci Türkiye-İsrail ilişkilerinin her iki taraf için de feda edilemeyecek kadar faydalı olduğunu belirtiyor ve bu krizin de aşılacağını düşünüyor.”
Christian Science Monitor Haiti’deki depremin ardından bütün dünyanın yardıma koştuğunu belirtiyor. Ancak gazete, bu yardımın uzun vadeli olması gerektiğinin de altını çiziyor:
“Batı yarıküresinin en yoksul ülkesi olan Haiti’nin kendi kendine yardım etme şansı yok. 10 milyonluk ülkede altyapı ve kurtarma ekibi bulunmuyor. Enkaz kaldırma araçları çok az, polisin gücü ise yetersiz. Başkent Port-au-Prince’deki binaların % 60’ı normal şartlar altında bile güvenli değil. Bütün bu nedenlerle Haiti’nin hızlı, kapsamlı ve sürekli bir uluslararası yardıma ihtiyacı var. Dünyadaki mali kriz nedeniyle hem ülkelerin hem de bireylerin durumu yardıma müsait olmayabilir. Ancak Başkan Obama’nın da dediği gibi bütün insanlık tarafından paylaşılması gereken bir acıyla karşı karşıyayız; ve şimdi Haiti’ye sürdürülebilir bir yardım sağlamak bütün insanlığın görevidir.”
USA Today de Haiti’nin büyük bir trajedi yaşadığını yazıyor. Gazete, yoksulluk ve doğal felaketlerle anılan Haiti’nin, depremin yaralarını sarabilmek için yardıma ihtiyaç duyduğunu vurguluyor:
“Haiti’nin Amerika’ya yakınlığı bu trajedinin hafifletici unsurlarından birisi. Büyük bir lojistik kapasiteye sahip olan Amerika’nın gönderdiği yardımlar, hiç kuşkusuz birçok insanın hayatını kurtaracaktır. Aralık 2004’te Asya’da meydana gelen tsunami sonrasında yapılan yardımlar, bazı ülkelerin yeniden doğmasını sağlamıştı. Şimdi belki de bu deprem Haiti’nin yeniden doğuşunu sağlayabilir. Haiti’de yaşananlar bizim için de bir uyarı niteliği taşıyor. Amerika’nın yaşadığı son büyük depremden bu yana 198 yıl geçti. 16 Aralık 1811’de, Arkansas’tan Tenesse’ye uzanan fay hattı, Richter ölçeğine göre 8 büyüklüğünde bir depremle sarsıldı. Şimdi bu fay hattının üzerinde şehirler kuruldu. Bu da bize, deprem uyarı sistemlerini geliştirmemiz gerektiğini hatırlatıyor.”
Washington Post arama motoru Google’ın sansüre hayır diyerek Çin pazarından çekilme kararını destekliyor. Gazete, bu tavrın diğer şirketlere ve Batılı hükümetlere de örnek olmasını istiyor:
“Batılı şirketler ve hükümetler, şimdiye kadar Çin’in taleplerine genellikle boyun eğmişti. Şimdi Google, açık ve net bir direniş gösteriyor. Google’ın bu tavrı Internet özgürlüğünü savunmakta yetersiz kalan Obama yönetimine de bir uyarıdır. Çin hükümetinin Google’a ve diğer şirketlere dayattığı uygulamalar, sadece bir insan hakları sorunu olarak değil, ticaret özgürlüğü sorunu olarak da görülmelidir. Çünkü Çin, Batılı firmaların kendi pazarında serbestçe rekabete girmesini engelliyor.