Erişilebilirlik

Avrupa Birliği Yeni Yıla Yeni Yüzle Giriyor


Avrupa Birliği Yeni Yıl’a yeni bir çehre ile giriyor. Lizbon Antlaşması adıyla kabul edilen yeni anayasa, Avrupa Birliği’nin dünya sahnesindeki ağırlığını artıracak ve topluluğun karar mekanizmalarını basitleştirecek. Fakat birçok Avrupalı kendilerini temsil eden Avrupa Birliği hakkında çok da olumlu görüşler taşımıyor.

Brüksel’de Noel bayramı devam ediyor. Belçika halkı ve turistler Brüksel’in ana meydanında dolaşarak, Noel ağacı ve diğer süslemelerini seyrediyor. Bu Avrupa geleneği, Avrupa Birliği’nde köklü değişikliklerin olduğu bir döneme rastlıyor.

Avrupa Birliği ilk kez daimi bir başkana sahip olacak. Eski Belçika Başbakanı Herman Van Rompuy, 1 Ocak’ta görevine başlayacak. Avrupa ülkeleri uzun gecikmeden sonra, nihayet geçen yıl, topluluk ülkelerini birbirine biraz daha bağlayacak olan Lizbon anlaşmasını onayladı.

Yapılan değişikliklerin en fazla hissedildiği yer Birlik’in merkezinin bulunduğu Brüksel.

Belçikalı Angelo Gallant Lizbon anlaşmasından ve ilk daimi başkanın Belçikalı olmasından gurur duyduğunu söyledi.

Gallant, “Güçlü bir Avrupa istiyorum. Avrupa bazı konularda önemli işler yapmalı. Ekonomi ve diğer bazı konular için daha güçlü bir Avrupa’ya ihtiyaç var,” şeklinde konuştu.

Fransız turist Jacques Tacquoi Avrupa Birliği ve parası Euro’ya sahip olmanın bir fark yarattığını ve kendisini artık, Fransız değil Avrupalı olarak gördüğünü belirtiyor.

Fakat pek çok Avrupalı bu duyguları paylaşmıyor. Tüm araştırmalar Avrupalılar’ın Lizbon anlaşmasına ve kendilerini temsil eden diğer Avrupa kuruluşlarına ilgi duymadığını gösteriyor. Geçen Haziran ayında Avrupa Parlamentosu seçimlerine tarihin en düşük katılımı oldu. Avrupalı seçmenin yarıdan fazlası sandık başına gitmedi.

Paris’teki bir araştırma kuruluşunun başkanı Frederic Micheau topluluğa karşı oluşan kayıtsızlığı yakından biliyor.

Micheau pek çok Avrupalının birliği büyük bir bürokrasi olarak gördüğünü belirtiyor. Pek çok Avrupalı yeni Başkan Van Rompuy’un ve yeni Dış Politika yetkilisi, İngiliz Catherine Ashton’un adını hiç duymamış.

İngiliz turist Dean Kershaw da Avrupa Birliği’nden hoşlanmıyor. O, Avrupa Birliği’ni bir kazanç değil yük olarak görüyor. Kershaw İngiltere’nin Avrupa Birliği parası kullanmamasını da memnunlukla karşılıyor.

Kershaw, “Bence bir Avrupa hükümetine bağlanmadan da kendinizi Avrupa’da hissedebilirsiniz. Biz bir adayız ve bağımsız olmamız gerek. Avrupa Birliği, üye olmayan Norveç ve İsviçre gibi ülkelerle iyi geçiniyorsa, bizim için de niye böyle olmasın? Bence ayrı olsaydık çok daha zengin olurduk,” diyor.

Avrupa Birliği yetkilileri, halka neyi amaçladıklarını anlatılabilmek için çok çalıştıklarını söylüyor. Örneğin Avrupa Parlamentosu’nun Paris bürosu, Fransa’nın dört bir yanında forumlar düzenleyerek parlamentonun çalışmalarını anlatıyor.

Avrupa Parlamentosu sözcüsü Dominique Robert, halkın Avrupa Birliği kuralları sayesinde ne ölçüde korunduklarını fark edemediklerini belirtiyor.

Robert, bunun özellikle çevre koruma için geçerli olduğunu söylüyor. Robert, birliğin ortak tarım politikası sayesinde Avrupa’da tarımın hala ekonomik açıdan büyük önem taşıdığını hatırlatıyor.

London School of Economics’te görevli uzman Ian Begg, Avrupa Birliği’nin yıllardır kurumsal değişiklikler için çalıştığını hatırlatıyor. Begg, Lizbon antlaşmasının yürürlüğe girmesiyle bu alanda yeni adımlar atılmasını bekliyor.

XS
SM
MD
LG