İkinci Dünya Savaşı yıllarının, ölüm, yıkım ve sefalet dolu olduğuna şüphe yok. Ancak o dönem, aynı zamanda genç Amerikalılar’ın ruhlarını müzik ve dansla besledikleri yıllar olarak da biliniyor. Radyoların Bing Crosby, Billie Holiday, Frank Sinatra gibi sanatçıların şarkılarına yer verdiği bu dönem, şimdi de New Orleans’taki Ulusal İkinci Dünya Savaşı Müzesi’nde yeniden canlanıyor.
Müzeyi ziyaret edenler, Swing döneminin en parlak yıllarına yolculuk yapabilir. Ulusal İkinci Dünya Savaşı Müzesi’nden Victoria Reed, bu salonun, eğlence sektörünün, savaş zamanında asker ve denizciler için kurduğu klüplerden esinlenerek tasarlandığını söylüyor. Müze sorumlusu Reed şöyle konuşuyor: “New York’taki Amerikan Theater Wing’in oluşturduğu Stage Door Canteen o kadar başarılı oldu ki, benzerleri tüm dünyada hızla yayıldı. Paris’teki Stage Door Canteen’in büyük posterleri asılıydı. Bette Davis’se Hollywood’dakini üne kavuşturdu. Mickey Rooney, sanatçıların müzikleri ve yetenekleriyle askerleri eğlendirmesinin büyük bir armağan olduğunu söyler.”
Reed, genç sanatçıların, dedeleri ve büyük babaları için çok özel anlamı olan müzik türlerine ve şarkılara adeta aşık olduklarını söylüyor. Reed’e göre müzik, İkinci Dünya Savaşı’nın ayrılmaz bir parçasıydı. Kimi şarkılar, savaşa giden askerlerin yaşamlarını anlatıyordu. “I’ll be Seeing You” ve “It’s Been a Long Long Time” gibi şarkıların bestesi de güftesi de çok güzel. Bu şarkılar sonsuza dek yaşayacak.
Müzenin yeni binasının açılışında Victoria Reed ve iki arkadaşı, Andrews Kardeşler grubundan “Victory Belles” şarkısını seslendirdi. Açılışa katılan İkinci Dünya Savaşı muhariplerinin müzikten ve gördükleri ilgiden memnun olduğu belliydi. Gençliğinde Amerikan Ordusu’da, Avrupa’da savaşan William Ray, müzenin ana girişinde çalan bando müziğini coşkuyla dinledi. Ray “Çoğu şarkının sözlerini ezbere bilirim. Ülkenizden uzakta olduğunuz zaman şarkıları dinlediğinizde sözlerini hep hatırlarsınız, çünkü sizin için anlamı büyüktür,” diyor.
Bazı muharipler de, eşleriyle dans etti. Şimdilerde de birçok genç, dans müziğinin ne kadar keyifli olduğunu keşfediyor. New Orleans’ta 1940’ların müziğinin çalındığı birkaç klüp bulmak mümkün. Ancak hiç kimsenin, İkinci Dünya Savaşı döneminin müziğini o devri bizzat yaşayan İkinci Dünya Savaşı nesli kadar sevemeyeceği kesin.