Erişilebilirlik

İklim Değişikliği Zirvesi: Yoksul Ülkelere Destek Sözü


Amerika, Kopenhag’da süren İklim Konferansı’nda, yoksul ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadele edebilmesi için yılda 100 milyar dolarlık bir fon oluşturma sözü verdi.

Amerika’nın taahhüdünü Dışişleri Bakanı Hillary Clinton açıkladı. Clinton, Amerika’nın, gelişmekte olan ülkelerin karbon gazı salınımlarını azaltabilmeleri için böyle bir yardım sözü verdiğini söyledi. Clinton, Çin ve diğer gelişmekte olan ekonomilerin uluslar arası bazı standartlara uymaması halinde yardımın rafa kaldırılacağı uyarısında bulundu.

Dışişleri Bakanı Hillary Clinton yoksul ülkelerin küresel ısınmayla mücadelesine yardımcı olmak amacıyla, öteki ülkelerle birlikte hareket ederek bir fon kurulmasına çalışacağını söyledi.

İklim değişikliği dünyayı tehdit ediyor. Buna rağmen, dünyayı bekleyen tehlikeyle mücadele konusunda anlaşma çok zor sağlanabiliyor.

Kopenhag’da iki haftadır devam eden pazarlıklara rağmen sera gazı salımlarının azaltılması ve bunun mali yüküyle ilgili konularda görüş ayrılıkları hala devam ediyor.

Kopenhag’da bulunan Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Amerika’nın bu toplantıdan kapsamlı ve işlerliği olan bir anlaşma beklediğini söyledi. Bakan bu hedefe ulaşıldığı taktirde, Amerika’nın önemli katkılarda bulunabileceğini söyledi.

Clinton, “Amerika öteki ülkelerle birlikte çalışarak yoksul ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadelesine katkı amacıyla 2020 yılına kadar yüz milyar dolarlık bir fonun kurulması için çalışacak,” şeklinde konuştu

Amerika Dışişleri Bakanı tüm diğer ülkelerin de karbon salımlarında önemli kesinti ve bu kesintileri denetlemek üzere güçlü standartların belirlenmesini kabul etmesi gerektiğini de ekledi.

Amerika ve Çin karbon salımları konusunda anlaşamıyor. Clinton konuşmasında Çin’i de eleştirdi.

Amerika’nın taahhütü, Kopenhag’da memnuniyetle karşılandı. Bu taahütün görüşmelere de yeni bir canlılık getirmesi bekleniyor.

Delegelere, harekete geçmeleri için zamanın giderek daraldığı dün de hatırlatıldı. Avusturalya Başbakanı Kevin Rudd delegelerin kenedi kendilerine şu soruyu sormaları gerektiğini söyledi.

Rudd, "çocuklarımın gözünün içine bakarak, vicdan rahatlığı içinde iklim değişikliğinin yarattığı tehlikeyi önlemek için elimden gelen her şeyi yaptım, diyebilecek miyim” diye sordu.

Kopenhag’daki konferansının son iki gününde, çevre bakanları, katılımcı yüz liderin kabul edebileceği bir anlaşma sağlamaya çalışıyor. Anlaşmanın, küresel ısınmaya yol açan gaz salınımlarının sınırlanmasını ve her ülkenin bu alanda payına düşen kesintiyi yapmasını öngörmesi bekleniyor.

Başkan Barack Obama da yarın Kopenhag'da olacak. İklim zirvesine katılması beklenen 100 devlet ve hükümet başkanı arasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de var.

Obama, Kopenhag’da Amerika’nın 2020 yılına kadar sera gazı salımını 2005 yılı seviyesinden yüzde 17 oranında azaltmayı hedeflediğini açıklayacak.

İklim Değişikliği Tartışması Sürüyor

Kopenhag Zirvesi'nde iklim değişikliğine karşı alınacak önlemler konusunda uzlaşma arayışı sürerken Obama yönetimi Amerika içindeki muhalefeti de gözönünde bulundurmak durumunda.

Amerika'nın Temsilciler Meclisi’nin kabul ettiği karbondioksit salımında kesinti öngören iklim değişikliği yasa tasarısı Senato’da, sağlık reformu ve mali reform yasalarının arkasında sıra bekliyor.

İklim politikası uzmanı Jake Schmidt, Amerika’nın çevre konusunda başı çekmesi için tasarının derhal onaylanmasının şart olduğunu söyledi: "Uluslararası arenada güvenilir olmak ve önemli rol oynamak istiyorsak önce taahhütlerimizi güçlendiren bir yasa çıkarmalıyız."

Ancak, Heritage Vakfı’ndan iktisatçı David Kreutzer, aynen Temsilciler Meclisi’nde olduğu gibi Senato’da da tasarının engellerle karşılaşacağını söyledi: "Sorunlardan biri, uzun süren sıkı pazarlıklardan sonra Waxman-Markey tasarısının Temsilciler Meclisi’nden yalnızca 7 oy farkla geçmesi. Tasarıya fazla destek olmadığı görülüyor."

Kreutzer ve diğer muhafazakarlar, yasanın Amerikan ekonomisini trilyonlarca dolar zarara uğratacağını ve küresel sıcaklığı düşürmede etkili olmayacağını savunuyor.

Başkan Obama, Kopenhag’da Amerika’nın 2020 yılına kadar sera gazı salımını 2005 yılı seviyesinden yüzde 17 oranında azaltmayı hedeflediğini açıklayacak.

Kreutzer, Başkan Obama’yı, Kopenhag’da alınacak bağlayıcı kararlara hayır demeye çağırıyor: "Gerçek liderliği, bağlayıcı kararların kötü bir fikir olduğunu söyleyerek gösteririz. Yarardan çok zararı olacak kısıtlamalar, dünya ekonomisine pahalıya mal olacak."

Kreutzer, gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelere karbon salımını azaltmaları için mali destek vermesine de karşı: "Açık çek yazmayı gerektirecek kadar ciddi bir küresel ısınma sorunu olduğu, Amerikan kamuoyuna hiç de inandırıcı gelmiyor."

Çevreci Janet Larsen’sa bu görüşleri son derece tehlikeli buluyor: "Atmosferdeki karbon dioksit yoğunluğu, şu anda milyonda 387 parça civarında. Atmosferimiz, bu kadar çok karbondioksitle son 50 milyon yıldır ilk kez karşılaşıyor. Bilinmeyene doğru ilerlediğimiz açıkça ortada.

Kopenhag konferansının amaçlarından biri, bağlayıcı nitelikte bir uluslararası iklim anlaşmasının temelini atmak. Tabii, böyle bir anlaşmanın Amerika’da yürürlüğe girmesi için Senato tarafından onaylanması gerekiyor.

XS
SM
MD
LG