Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrar unsuru olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Komşularla Sıfır Problem” yaklaşımı sayesinde Türkiye’nin sorunlarını çözüm yoluna koyduğunu belirterek, böylece dünya barışına katkıda bulunduklarını kaydetti. “Pasif iyi komşuluk ilişkisinden aktif dostluk ilişkisine geçmek istiyoruz” diyen Erdoğan, bu çerçevede, Yunanistan ile ilişkilerde olumlu adımlar atıldığını ve Ermenistan ile ilişkileri normalleştirme yönünde çaba harcandığını ifade etti.
Erdoğan, Türkiye’nin yer aldığı coğrafyada, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki ihtilaf başta olmak üzere bölge ülkelerinin toprak bütünlüğünün korunması temelinde çözümler gerektiğini söyledi. “Bizi ve dünyayı yakından ilgilendiren meselelerin başında Irak’ın toprak bütünlüğü, siyasi birliği ve iç barışı geliyor” diye konuşan Erdoğan, Irak ile teröre karşı stratejik diyaloğa önem verdiklerini de belirtti.
İsrail-Filistin Anlaşmazlığının Çözümü Dünya Barışı İçin Şart
Konuşmasında önemli bir bölümü Filistin ve İsrail sorununa ayıran Erdoğan,“Filistin – İsrail ihtilafının, yan yana barış ve güvenlik içinde var olacak iki devlet temelinde çözüme kavuşturulmasını dünya barışının temeli olarak görüyoruz” dedi. Türkiye’nin her zaman Filistin halkıyla dayanışma içinde olacağını vurgulayan Erdoğan, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırısının insanlık dramına dönüştüğünü kaydererek, fosfor bombalarıyla 1400’e yakın insanın öldüğünü ve BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un bu dramı yerinde gördüğünü söyledi. BM’nin aylar önce Gazze’ye yardım kararları aldığını hatırlatan Erdoğan, özetle, “Ama üzülerek ifade etmeliyim ki Gazze’deki insanlık dramı devam ediyor. Acaba biz görevimi yapabiliyor muyuz? Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi yapıyor mu? Gazze’de sözler tutulmadı, kendi kaderine terkedildi” diye konuştu. İsrail-Filistin meselesinde bir tarafa ait talepler dikkate alınarak çözüm sağlanamayacağını söyleyen Erdoğan, “İsrail’in istikrar talebi kadar Filistin halkının özgürlük talebi de meşrudur” dedi. Erdoğan, çözüm için taraflara eşit muamele edilmesi gerektiğini ifade etti.
Türkiye’nin, İran’ın dünya kamuoyunu meşgul eden nükleer çalışmaları konusunun diyalog yoluyla çözümlenmesinden yana olduğunu bildiren Erdoğan, nükleer silahlar konusunda herkesi sorumlu davranmaya çağırdı.
"Kıbrıs'ta Çözümsüzlüğün Bedeli Türk Tarafına Ödetilmemeli"
Kıbrıs sorununda ise, çözümü Birleşmiş Milletler çatısı altında gördüklerini vurgulayan Erdoğan, devam eden liderler arasındaki görüşmeler çerçevesinde taraflar arasında eğer uzlaşma sağlanmazsa 2004 yılında olduğu gibi BM Genel Sekreteri’nin konuya müdahil olması gerektiğini dile getirdi. En geç 2010’un bahar aylarında hazırlanacak çözüm paketinin adada referanduma götürülmesini istediklerini açıklayan Erdoğan, eğer 2004’te olduğu gibi Rum tarafınca çözüm paketi kabul edilmezse Kıbrıs Türk Tarafı’nın statüsünün normalleştirilmesini istedi. Herkesi üzerine düşeni yapmaya çağırdıklarını belirten Erdoğan, “Kıbrıs Türk Tarafı halen haksız izolasyonlara tabidir. Çözümsüzlüğün bedelini Türk tarafına ödetmek hakkaniyete aykırıdır. Kıbrıs Türklerine yönelik izolasyonların kaldırılması sadece bir haksızlığı gidermeyecek çözüm sürecini de hızlandıracaktır” dedi.
Erdoğan, konuşmasını insanlık için dünya barışı dileğini ifade ederek sonlandırdı.
Erdoğan'ın konuşmasının tamamını sağ üst köşedeki bağlantıdan dinleyebilirsiniz.
