Erişilebilirlik

22 Eylül Amerikan Basınından Özetler


Washington Post başkan Obama’nın Afganistan’la ilgili açıklamalarını eleştiriyor. Gazete, savaşın kritik bir süreçten geçtiği bir dönemde kafa karışıklığına yer olmadığını savunuyor:

“Obama, son açıklamasını tam da Afganistan’a komutan olarak atadığı Orgeneral Stanley McChrystal’in hazırladığı raporun ardından yaptı. Orgeneral Stanley, raporunda, Afgan hükümeti ile ordusunun daha etkin bir hale gelmesi için yeterli çaba harcanmazsa ve siviller Taleban’a karşı korunamazsa savaşın kaybedebileceğini vurguluyordu. Komutanlar, savaşı kazanmanın tek yolunun Afganistan’a daha fazla kaynak ayrılması ve takviye birlikler gönderilmesi olduğunu düşünüyor. Bundan vazgeçmek Amerika’yı sözünü tutmayan bir ülke konumuna sokmakla kalmayacak, ülke güvenliğini de tehlikeye atacaktır. Obama’nın da daha önce dediği gibi, “dünya Afganistan’ın yeniden kargaşa ortamına sürüklenmesinin faturasını ödeyemez.”

USA Today gazetesi de Afganistan’a takviye birlikler gönderilmeden savaşın kazanılamayacağı yorumunda bulunuyor ve bu stratejinin Irak’ta başarılı olduğunu hatırlatıyor:

“Irak’ta izlenen stratejinin başarısı, Afganistan’daki asker sayısının artırılmasını isteyen generallerin elini güçlendiren bir unsur. Ayrıca New York ve Denver’da açığa çıkarılan terör girişimleri de bölgenin Amerika’nın güvenliği açısından taşıdığı önemi gösteriyor. Ancak Amerika’nın Afganistan’da elde edebileceği başarının da bir sınırı var. Gelinen noktada, Obama’nın zor ancak açık bir karar vermesi gerekiyor. Afganistan’a takviye birlik isteyen generaller ile Afganistan’daki askerlerin geri dönmesini isteyen liberal Demokratlar arasında bir orta yol bulması mümkün değil. Obama’nın kararını vermesi ve ona uygun adımlar atması gerekiyor.”

Boston Globe ise şirketlerin seçim kampanyalarına doğrudan bağış yapmasına karşı çıkıyor. Gazete, şirketlere böyle bir hak tanınması durumunda, siyasete paranın yön vereceğini ileri sürüyor:

“Eğer Anayasa Mahkemesi, şirketlerin de bireyler gibi ifade özgürlüğüne sahip olduğu yönünde bir karar alırsa, sıradan vatandaşların seslerinin duyulması daha da zorlaşacaktır. Farklı siyasi görüşlere sahip yargıçların hepsi de, haklı olarak ifade özgürlüğünün korunması konusunda hassas bir tavır sergiliyor. Bazen makul gibi görünen kısıtlamaların bile ifade özgürlüğüne zarar vermesinden endişe ediyor. Ancak bu davada, şirketlerin ifade özgürlüğü ile bireylerin ifade özgürlüğü arasında net bir çizgi çizilmelidir. Anayasa Mahkemesi, paranın politikayı yönlendirmesine izin vermeyecek bir sağduyu içinde hareket etmelidir.”

Los Angeles Times bazı eski CIA yöneticilerinin, terör zanlılarına işkence soruşturmasının durdurulması çağrısına karşı çıkıyor:

“Merkezi İstihbarat Dairesi’nde çalışan eski yetkililerin soruşturmaya karşı çıkmaları normal. Bu kişiler işkence iddialarının üzerine gidilmesinin CIA’in personelinin moralini bozacağını savunuyor. Bunu yaparken Adalet Bakanı’ndan yasaları ihlal etmesini istediklerinin farkında bile değiller. Bush döneminde uygulanan sorgu yöntemleriyle ilgili soruşturmanın sonucunda bir ceza davası açılacağı konusunda hala ciddi şüphelerimiz var. Ancak yine de Obama’nın dışarıdan gelen baskılara boyun eğerek, Adalet Bakanı’ndan böyle bir talepte bulunacağını düşünmek bile istemiyoruz.”

XS
SM
MD
LG