Erişilebilirlik

Alman Hükümetinin 'Göçmen Politikaları' Bilançosu


Avrupa Birliği içindeki en büyük göçmen ülkesi olan Almanya’da 27 Eylül’de yapılacak genel seçimler öncesinde, ülkedeki Türklerin bulunduğu konum ve göç politikaları da gündemde.

Angela Merkel’in başbakanlığında 2005’den bu yana süren Birlik Partileri – SPD koalisyonu, Almanyalı Türkler açısından bir yandan olumlu bir dönemin başlangıcı oldu, ancak aynı zamanda sertleştirilen yasalar ve yeni göçmenlere çekilen setler nedeni ile çok da eleştirildi. Daha önce Sosyal demokrat SPD ile Yeşiller partisinin yedi yıllık koalisyon döneminde başaramadıklarını, tarihin bir cilvesi olarak Hıristiyan Demokratların ağırlıkta olduğu Merkel kabinesi becerebildi.

Almanya, kendini artık bir göç ülkesi olarak tanımlıyor ve ülkedeki göçmenlerin kalıcı olduğunu kabulleniyor, uyum politikalarını da buna göre şekillendiriyor. Geçmiş dönemlerde göç ve uyumun bir madalyanın iki tarafı olduğunu gerçeğini kabullenmekte zorlanan Almanya’daki değişikliğin en belirgin izleri, Angela Merkel’in girişimi ile hayata geçirilen ‘Ulusal Uyum Zirvesi’ ve ‘Alman İslam Konferansı’ oldu. Alman yetkililerle, özellikle Türk ve Müslüman göçmenleri bir araya getiren söz konusu iki oluşum, gerçi üç yıllık çalışma dönemlerinin sonunda somut bir sonuca ulaşamadı, ancak çalışmalarıyla sayısal olarak çoğul olan toplumun göçmenlerle diyaloğunun temellerini attı. 27 Eylül seçimlerinden sonrada, göç ve uyum arasındaki birlikteliğe vurgu yapan bu bağlamdaki çalışmalarının devam etmesi bekleniyor. Ancak siyasi açıdan önemli bu adımlar, yasal zorlaştırmaların ve ağırlaştırılan koşulların gölgesinde kaldı. Nitekim göçmen örgütleri ve göçmen siyasetçiler uyum politikasından çok göçü kısıtlayan ve aile birleşimine yeni sınırlandırmalar getiren Göç Yasası’nı gündeme getirdiler. Özellikle birinci kuşaktan göçmenleri hayli zorlayan ‘Uyum Kursları’, Türkiye’den eş getirmenin Almanca bilme koşulu ile zorlaştırılması ve Alman vatandaşlığına geçişte çıkarılan yeni engeller, eleştirilere neden oldu. Hükümet ortağı SPD’den federal milletvekili Lale Akgün’de son dört yılın bilançosunu olumsuz şekilde çıkaranlardan.

Yapılan çeşitli araştırma ve kamuoyu yoklamaları, Türk göçmenlerin Almanya’yı vatanları olarak görmekte hala güçlük çektiğini gösteriyor. Türk göçmenlerin sadece yüzde 29’u Almanya’yı vatanları olarak benimserken, Almanya doğumlu nesilde bu rakam sadece yüzde 50’ye ulaşıyor. Türklerin yüzde 24’ü kendilerini tamamıyla yabancı hissediyor. Sokaktaki vatandaşta Merkel hükümetin göçmenler politikasını eleştirisel değerlendiriyor.

Bu arada yükselen işsizlik, ekonomik krizin Almanya’da açtığı yeni sorunlar, buna paralel yabancı düşmanlığı, kabul görmeme ve dışlanmanın sürmesi son yıllarda, sosyologlar tarafından, ters göç olarak tanımlanan bir gelişmeye yol açtı. Alman İstatistik Kurumu'nun verilerine göre 2008'de 10 bin akademisyen Türk anavatana döndü, bir başka veriye göre ise Almanya'da üniversite eğitimi alan Türk gençlerinin yüzde 38,5'i Türkiye'ye dönmek istiyor. Almanya'nın kalifiye olmayan yabancıların gelişine set koymaya yönelik göç politikası böylece ters tepki verirken, önümüzdeki seçimler sonrasında oluşacak yeni hükümetin ülkede sürekli artan kalifiye eleman eksiği konusunda atacağı adımlar şimdiden bekleniyor. Tüm uzmanlar Almanya’nın önümüzdeki yıllarda hemen her alanda kalifiye yabancı eleman ihtiyacının büyük bir sorun haline geleceğinden yola çıkıyorlar.

İlgili bağlantılar

XS
SM
MD
LG