Erişilebilirlik

NATO'da Rasmussen Dönemi


Nisan ayında düzenlenen NATO Zirvesi’nde Genel Sekreter seçilmesi Türkiye’nin itirazları nedeniyle oldukça sancılı olan eski Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen yarın görevine resmen başlıyor. Rasmussen, İttifak açısından zorlu bir dönemde Genel Sekreterlik koltuğuna oturuyor.

Afganistan bu konuların başını çekiyor. ABD başta olmak üzere İttifak üyeleri Afganistan’daki savaşın kazanılması için yeni bir strateji arayışındalar. Ancak bu konudaki anlaşmazlıklar henüz aşılabilmiş değil. Bu nedenle Afganistan Rasmussen’in en önemli ev ödevlerinden birini oluşturacak. Yeni Genel Sekreter özellikle Afganistan’a daha fazla asker ve mali kaynak aktarılmasını sağlamaya çalışacak. Afgan polisinin ve güvenlik birimlerinin eğitilmesi de hız kazandırılması gereken konular arasında yer alıyor. Rasmussen’in, Afganistan konusuna yaklaşım ABD’ninkiyle parallellik içeriyor. Başbakan olduğu dönemde muhalefetin yoğun itirazlarına kulak tıkayan Rasmussen bölgeye 700 asker göndermişti. Rasmussen’in NATO içindeki bazı muhalif yaklaşımları kırmak için nasıl bir yaklaşım izleyeceği ise merakla bekleniyor.

Rasmussen’in bir başka ev ödevi de NATO’nun genişlemesi olacak. NATO’nun açık kapı politikası konusunda bir konsensüs sağlamak durumunda olan Rasmussen’in işi pek de kolay olmayacak. Almanya ve Fransa’nın pek sıcak bakmadığı doğuya yönelik genişlemeye Baltık ülkeleri ve Doğu Avrupa ülkeleri tam destek veriyor. Rasmussen bir yandan bu iki kanadın arasını bulmaya çalışırken diğer yandan da Rusya’yla ilişkilerin bozulmamasını hatta mümkünse iyileştirilmesini sağlamaya çalışacak. Yeni stratejik konsept ve NATO-AB ilişkileri de ilerleme kaydedilmesi gereken konular arasında yer alıyor.

Tüm bu zorlu dosyalar bir yana, kamuoyunda Rasmussen’in üyeliğini engellemeye çalışan Türkiye’ye karşı olumsuz bir tavır takınacağı yönünde bir görüş hakim. NATO’nun işleyişini yakından bilenler ise Rasmussen'in Türkiye'yle yapıcı ve yakın bir işbirliği içinde olacağını biliyorlar. Rasmussen'in seçildikten hemen sonra İstanbul'da yaptığı konuşma ve sonrasında verdiği sinyaller Ankara'da "ılımlı" bir ilişki yasanacağı algılamasını yaratmış durumda. Zaten NATO Genel Sekreteri'nin karar alma mekanizmasının parçası olmaması ve her kararın tüm üyelerin onayıyla alınması da Rasmussen'in manevra alanını kısıtlayan bir niteliğe sahip.

Dolayısıyla Rasmussen'in normal şartlarda dört yıl sürecek olan görevini başarıyla tamamlayabilmesi için tüm üye ülkelerle iyi geçinmesi şart.

XS
SM
MD
LG