Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres arasında bu yılın başlarında Davos'ta yaşanan tartışma uzun süre gündemde kalmıştı. Tartışmanın odağında moderatör, Amerikalı gazeteci David Ignatius vardı. Ignatius nihayet olayla ilgili sorularımızı yanıtladı ve Türkiye’nin, Ortadoğu'da oynadığı rolünün çok önemli olduğunu söyledi.
Washington’da hala tartışılan Davos olayı dün Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu’nda yapılan oturumda da gündeme geldi. Atlantik Konseyi uzmanı David Phillips Erdoğan'ın oradaki tutumunu eleştirdi.
Erdoğan, o hararetli tartışmada İsrail Cumhurbaşkanı’na "Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz" diyerek sert bir şekilde eleştirmiş; moderatör David Ignatius'in konuşmasını kesmesi üzerine paneli terk etmiş ve bir daha Davos'a gitmeyeceğini açıklamıştı.
Gazze savaşı ve Davos olayından sonra Türkiye’de İsrail’e yönelik tepkilerin artmasına rağmen, Türkiye – İsrail ilişkileri somut olarak bir zarar görmedi. Davos'taki olayın faturası moderatöre kesildi. Washington Post gazetesi yazarı David Ignatius da, şimdiye kadar, Davos hakkında fazla yorum yapmadı.
Ignatius, Foreign Policy dergisine yazdığı yazıda Ortadoğu sorunu konusunda kutuplaşmanın çok ciddi olduğunu anlatırken Davos olayını örnek olarak göstermişti. Amerikalı gazeteci bu konudaki sorularımızı yanıtladı:
“Foreign Policy dergisinde yazdıklarıma ekleyecek fazla bir şeyim yok. Davos olayı çok zor bir olaydı. Her iki tarafa da çok güçlü duygular hakimdi. Ve ne yazık ki, zamanımız dolmuştu. Süremizi 15 dakika aşmıştık. Duygular o kadar güçlüydü ki, öyle bir ortamda arabuluculuk veya moderatörlük yapmak imkansızdı. Bana zamanımızın dolduğunu programı bitirmem gerektiğini söylüyorlardı. Bir zamanlama meselesiydi. Türkler’in şunu anlamasını istiyorum: o programa son vererek Başbakan Erdoğan’a saygısızlık yapmak niyetinde değildim, kesinlikle. Keşke daha fazla vaktimiz olsaydı. Başbakanı sansürlemek veya yanıt vermesini engellemek gibi bir niyetim yoktu. Türk hükümetinin bölgedeki arabuluculuk rolünü, özellikle İsrail ve Suriye arasında arabuluculuk yapmasını çok takdir ediyorum. O gün bir zamanlama sorunu nedeniyle böyle zor bir durum yaşanmasından da üzüntü duyuyorum.”
David Ignatius yaklaşık 30 yıldır Ortadoğu’daki gelişmeleri izliyor. Peki, Ignatius, Türkiye’nin bölgede artan diplomatik girişimlerini nasıl değerlendiriyor?
“Bence Türkiye’nin arabuluculuk rolü, bölgede giderek artan gücü, hem Türkiye, hem Amerika, hem bölge açısından yararlı. Bunun en güzel örneği, Suriye ve İsrail arasındaki arabuluculuk girişimleriydi. Bu son derece incelikle idare edildi. Dönemin Dış politika Başdanışmanı Ahmet Davutoğlu’nun stratejik bir vizyonu var. Davutoğlu, Henry Kissinger’a benziyor. Türkiye’nin doğuya dönmesini, sadece Avrupa ve Amerika’yla ilişkilerine odaklanmaması ve bölgesel bir güç olması gerektiğini düşündü. Bu konuda da başarılı oldu. Ermenistan’a yapılan açılımlar da başarılı bir diplomasi örneği…”
David Ignatius'la, Amerika’nın sesi muhabiri Vefa Mustaghim konuştu.
