New York Times İsrail başbakanı Benyamin Netanyahu’nun Filistin’le iki
devletli çözüme direnmesini eleştiriyor. Gazete, İsrail’le Obama
yönetimi arasındaki gerginliğin giderek arttığına da dikkat çekiyor.
''İki
dost ülkenin liderleri olarak Netanyahu ile Obama’nın ilişkilerinde iyi
bir başlangıç yapmaları büyük önem taşıyor. Ancak, Netanyahu’nun
belirsiz sözler vermekten daha fazlasını yapması gerekiyor. Eğer
Netanyahu, yeni yerleşim birimi kurulmasına son verseydi ve nihai
görüşmeler için masaya oturacağını açıklasaydı işler çok daha farklı
olurdu. Böyle bir durumda, Obama da Arap liderleri belki İsrail’le
diplomatik ve ticari ilişki kurmaya ikna edebilirdi. Ortadoğu’da
kötümserlik kuraldır. Ancak bu tür diplomatik hamleler, bu kuralı
değiştirebilir.''
Christian Science Monitor sanılanın aksine
Müslüman ülkelerdeki kadın haklarının giderek geliştiğini belirtiyor.
Ancak gazete, Batının bu konuda dikkatli ve hassas davranması
gerektiğini vurguluyor.
''Eğer kadınlar ciddi kazanımlar elde
edeceklerse, bunun itici gücü Müslüman ülkelerin kendisi olmalıdır. Ve
zaten bu konuda ciddi bir çaba gözleniyor. Başta first lady’ler olmak
üzere hem yöneticiler, hem de sivil toplum örgütleri yoğun bir şekilde
değişim için çalışıyor. Müslüman din adamları, kadın haklarının
Kur’an’a uygun olduğunu anlatıyor. Eğitim ve çalışma olanakları
arttıkça, kadınların eşitlik ve bağımsızlık talebi de artıyor. Internet
önemli bir rol oynuyor. Afganistan’da evlilik içi tecavüzü hoş gören
yasanın kabul edilmesi, Batıda tepkiye yol açmıştı. Ancak asıl
önemlisi, bu yasanın Afganistan’da da tepkiyle karşılanması oldu.
Kadınlar ayağa kalktı ve erkekleri de birlikte tavır almaya ikna etti.
Yaşananlar, Müslüman ülkelerde kadın haklarının nasıl gelişeceğini
herkese gösterdi.''
USA Today Amerika’da eğitim gören yabancı
öğrencilerin Amerika’da çalışmasını sınırlayan uygulamanın değişmesini
istiyor. Gazete, yetişmiş beyin gücünün Amerika’da kalmasının,
Amerika’nın çıkarlarına uygun olduğunu kaydediyor.
''Kongre
yıllardır, bu yetenekli insanların Amerika’da kalmasına bir sınırlama
koyuyor. 85 bin kişilik bu kontenjan için başvurular, daha ilk günde
doluyor. Ve bu eğitimli işgücünün büyük bir kısmı, Amerika ile rekabet
eden ülkelere gitmek zorunda kalıyor. Sendikalar, yabancıların daha
düşük ücretle çalışmayı kabul ederek Amerikan vatandaşlarının işsiz
bıraktıklarını öne sürüyorlar ve Kongre de bu iddialara destek veriyor.
Gerçeklikle ilgisi olmayan bu argüman, aynı zamanda serbest piyasa
mantığına da ters düşüyor. Tam da ülkenin yaratıcı ve zeki insanlara
ihtiyaç duyduğu bir dönemde Amerikanın en iyi üniversitelerinde okuyan
bu öğrencilere karşı uygulanan bu anlamsız politika artık
değiştirilmelidir.''
Los Angeles Times Amerikalı gazeteci Roxana
Saberi’nin serbest bırakılmasının olumlu bir gelişme olduğunu yazıyor.
Ancak gazete, İran’daki insan hakları ihlallerinin hala devam
ettiğinin de altını çiziyor.
''Batıda ifade ve örgütlenme özgürlüğü
zaten bir veri olarak kabul edilir. Ancak insan hakları savunucularına
göre, İran’da yüzlerce kişi sadece bu haklarını kullandıkları için
cezaevinde bulunuyor. İran, uluslararası insan hakları örgütlerinin
veya bağımsız hukukçuların bu davaları incelemesine izin vermelidir.
Daha da önemlisi bütün tutukluların adil ve açık biçimde yargılanmasını
sağlamalıdır. Davalılar, suçları kanıtlanana kadar masum kabul
edilmelidir ve iddiaların ispatlanması savcılık makamının
sorumluluğundadır.''