Erişilebilirlik

AB'deki Türkiye Aleyhtarları 'Rasmussen' Tartışmasını Uzatacak


Fransa'nın Strasbourg kenti dışında, Almanya'nın Fransa sınırındaki Kehl ve Baden Baden kentleriyle ortaklaşa düzenlenen NATO zirvesi ve zirvede Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen'in NATO Genel Sekreteri seçilmesi ile ilgili yankılar Almanya’da sürüyor.

NATO’nun 60. kuruluş yıldönümü zirvesinde Türkiye’nin son anda Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen'in NATO genel sekreterliğini kabul etmesi, Almanya’da Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olanlara yeni malzeme vereceğe benziyor. Nitekim Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi CSU’nun Genel Sekreteri Alexander Dobrindt’in, NATO Zirvesi’ndeki görüşmeler sürerken, Türkiye'nin, Rasmussen konusundaki tavrı nedeniyle AB üyelik müzakerelerinin derhal sona erdirilmesini istemesi bu yöndeki açıklamalardan sadece bir tanesi. Bu arada zirvede yaşanan krizin ve gizli görüşmelerinin perde arkası da başkent Berlin’de basına yansıdı. Başbakan Merkel’e yakın çevrelerden sızan haberlere göre, Merkel, Rasmussen konusunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, kendisinin konuşma talebini reddederek, ABD Başkanı Obama ile görüşmesine ve Obama’nın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı belirtilen telefon konuşması sonrasında tıkanıklığın aşılmasını sağlamasına içerledi ve mağdur duruma düştüğünü ifade etti. Merkel, Cuma akşamı yaptığı açıklamada Rasmussen’in adaylığının zirvenin ilk akşamında kabul edileceğine inandığını söylemişti. Ancak Alman diplomatik çevreleri, Merkel’in belirleyici ve baskı oluşturan bu sözlerinin konuyla ilgili ortamı ve Türkiye’nin tavrını daha da gerdiğini savunuyorlar ve Alman başbakanının hata yaptığını söylüyorlar. Yorumlardaki ortak kanı, Obama’nın ağırlığını koyarak, hem zirvenin hem de Türkiye ile olan ilişkilerin daha da büyük zarar görmesini son anda engellediği şeklinde. NATO üyeliğinin ve AB’deki müzakere sürecinin birbirleri ile ilişkilendirilerek yorumlanması ise Türkiye’nin AB üyeliğinin Eylül ayındaki Federal Parlamento seçimlerinde Merkel’in Birlik partilerinin ana konularından biri olacağı şeklinde değerlendiriliyor. Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi Yönetim Kurulu üyesi Emine Demirbüken, bunu ‘yanlış bir konu’ şeklinde nitelendiriyor.

Başkan Obama’nın, AB'ye Türkiye'nin üye olarak alınması çağrısına Başbakan Merkel’in tepkisi, Fransız Cumhurbaşkanı Sarkozy’ninkinden daha temkinli oldu. ‘ABD bu konudaki geleneksel çizgisini sürdürüyor’ diyen Merkel, Müslüman ülkelerinin, özellikle de Türkiye’nin AB ile yakınlaşmasını önemli bulduğunu, ancak Türkiye’nin tam üye veya imtiyazlı ortak olarak mı kabul göreceğini şu anda bilemediğini söyledi.

Öte yandan G-20 ve NATO toplantıları sonrasında, Alman medyası ABD Başkanı Barack Obama’yı çok olumlu sözlerle değerlendiriyor. Obama ile transatlantik ilişkilerde yeni bir dönemin başladığı ve toplantılarda Merkel ile Obama arasındaki mesafenin de yerini çok samimi bir ilişkiye bıraktığına vurgu yapılırken, ABD’nin Afganistan gibi uluslararası konularda bundan sonra özellikle Almanya’dan daha somut adımlar talep edeceği belirtiliyor. Sol Parti Federal Parlamento milletvekili Hakkı Keskin’de Almanya’nın Obama döneminde sorumluluğu paylaşmak zorunda kalacağı görüşünde

Bu arada Cumartesi günü Strasbourg’da NATO karşıtlarının çıkardığı olaylar, Almanya’da güvenlik tedbirleri tartışmalarını başlattı. Polis yetkilileri, zirve esnasında Alman tarafında hemen hiçbir olay yaşanmadığını, buna da yatıştırma stratejileri ile ulaşıldığını, yani göstericilere gereksiz yere kaba kuvvet kullanılmadığını açıkladılar, Yetkililer, Fransız meslektaşlarının ise Strasbourg’daki gösterilerde zaman zaman orantısız güç kullanarak, olayların büyümesine neden olduğunu savundular. Alman Polis Sendikası, ileride düzenlenecek benzer zirveler öncesinde, komşu ülkelerin polis ve güvenlik güçlerinin ortak bir strateji uygulamasını talep etti.

XS
SM
MD
LG