Seçim sonuçlarına göre Dışişleri Bakanı Tzipi Livni’nin merkez Kadima partisi mecliste 28 sandalye kazandı. Benjamin Netanyahu’nun milliyetçi Likud Partisi’yse 27 sandalyede aldı. Livni genel seçimleri kazandığı halde hükümeti kurmakla görevlendirilmeyen tek lider olabilir. İsrail parlamentosunda çoğunluk, liderliğini Netanyahu’nun yaptığı sağcı kanadın elinde. Dolayısıyla hükümeti kurma görevinin Netanyahu’ya verilmesi daha büyük bir ihtimal. Seçim sonuçlarının birbirine çok yakın olması hem Livni hem de Netanyahu’nun Cumhurbaşkanı Şimon Perez’e yakın durmaya çalışmasına yol açtı. Perez gelecek hafta siyasi parti liderleriyle görüştükten sonra hükümeti kurma görevini kime vereceğini kararlaştıracak. Perez’in kararını seçim sonuçlarının resmi gazetede yayınlanacağı 18 şubat tarihinden sonra bir hafta içinde vermesi gerekiyor.
Bir çok siyasi gözlemci görevin Netanyahu’ya verileceğini tahmin ediyor. Bu da Amerika’nın ilerletmek istediği barış görüşmelerini sekteye uğratabilir. Netanyahu Amerika’nın savunduğu iki devletli çözüme karşı çıkıyor.
İsrailli uzman Gadi Wolfsfeld, “ABD ve İsrail arasında fikir çatışması yaşanması kaçınılmaz. Amerika Başkan Barack Obama ile belli bir yönde ilerlerken İsrail Netanyahu’yla tam ters istikamette ilerleyecek" diye konuştu.
Amerika’da eğitim gören Netanyahu tecrübeli bir politikacı olarak Amerika ile sürtüşmeyi önlemek istiyor.
Hükümeti kurmakla görevlendirildiği takdirde Netanyahu bir çelişkiyle karşı karşıya kalacak. Sağcı bir hükümet kurarsa Amerika’yla yolları ayırmış olacak. Dolayısıyla Livni’nin Kadima Partisi’yle ılımlı bir ulusal uzlaşma koalisyonu kurmayı tercih etmesi mümkün. Bu sayede Filistinliler’le barış görüşmeleri yavaş da olsa devam edebilir. Ancak Kadima Partisi’nden birçok kişi Netanyahu’nun kuracağı koalisyon hükümetinde yer almayı reddediyor. İsrail’de hükümeti kurma sürecinde siyasi yaşamı hareketli günler bekliyor.