Filistin lideri Mahmud Abbas, Avrupa’daki temaslarını sürdürüyor. Abbas’ın bu seferki durağı Avrupa Parlamentosu oldu. Strasbourg’da Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’na hitap eden Abbas, üç ayaklı bir mesaj verdi. Filistin liderinin ilk mesajı İsrail’e yönelikti. İsrail’in Gazze’ye yönelik askeri eylemlerini savaş suçu olarak tanımlayan Abbas, üç hafta süren operasyonlar nedeniyle hesap sorulması gerektiğini söyledi. Anlaşmalardan kaynaklanan yükümlülüklere uygun davranılması gerektiğinin altını çizen Abbas, iki devletten bahsetmesine rağmen İsrail’in askeri ve yerleşimci bir düşünceyle hareket ettiğini ifade etti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “hiç kimseye isabet etmeyen roket” söylemi Abbas tarafından da benimsendi. Abbas, “Hiç kimseye isabet etmeyen roketlerle, ülkemizde kadınları, çocukları, yaşlıları öldüren, hem denizde hem havada bütün gücüyle üzerimize gelen bir ordunun karşılaştırılabileceğini sanmıyorum” dedi.
Abbas’ın ikinci mesajı ise Hamas’a yönelikti. Her ne kadar kendi yönettiği El Fetih ile Hamas arasında ciddi bir anlaşmazlık olsa da Abbas, diyalog kapısının açık olduğu vurgusunu yaptı. Filistin’de ulusal birlik hükümeti kurulmasının öncelikleri arasında bulunduğunun altını çizen Abbas, bölünmüşlüğün kimsenin çıkarına olmadığını ifade etti. Hamas’ın roket saldırılarını başından bu yana kınadığını dile getiren Abbas, kurulacak bir ulusal birlik hükümetinin bu tür saldırıları engelleyebileceğini söyledi.
Filistin liderinin Avrupa’ya da mesajı vardı. Abbas, bölgeye uluslararası barış gücü gönderilmesini isterken bu yıl yapılması planlanan parlamento seçimlerine de destek olma çağrısı yaptı. Avrupa’nın, Gazze’nin yeniden inşası ve barış sürecinin yeniden inşası sürecinde aktif rol oynamasını da isteyen Abbas, “Halkım sizi ve bütün dünyayı, özgür ve barış içinde yaşamak için bizi işgalden kurtarmaya çağırıyor” diye konuştu.
Avrupa Parlamentosu Başkanı Hans Gert Pöttering de Filistin’de mutlaka ulusal birlik hükümeti kurulması gerektiği mesajını verdi. “Güvenlik içinde yaşayan bir Filistin ve güvenlik içinde yaşayan bir İsrail istiyoruz” diyen Pöttering, bunun artık bir vizyon olmaktan çıkıp realite haline dönüşmesi gerektiğini söyledi.
