New York Times Başkan Obama’nın Sağlık Bakanlığına aday gösterdiği eski
senatör Tom Daschle’ın bu işe uygun olmadığı görüşünde. Gazete,
Daschle’ın gelir vergisi borçlarını ödemediğini ve sağlık sektöründeki
özel şirketlerle ilişkide olduğunu hatırlatıyor:
“Maliye Bakanı
Timothy Geithner’in kişisel vergi beyanındaki eksikliklerden sonra
Daschle’ın de vergi borçlarını ödemediğini ortaya çıkması rahatsız
edici bir durum. Ancak Daschle’ın tam da sağlık reformunun gündemde
olduğu bir dönemde, sağlık sektöründeki büyük şirketlerle olan ilişkisi
daha da rahatsız edici. Daschle’ın bu ilişkisinin vereceği kararları
etkileyip etkilemeyeceğini bilemeyiz ancak sağlık reformuna gölge
düşüreceği kesin. Daschle sağlık bakanlığı adaylığından çekilerek bu
gölgeyi ortadan kaldırmalıdır.”
Washington Post da Geithner’den sonra
Daschle’ın da vergi sorunu yaşadığını belirtiyor. Gazete,
Daschle’ın özel şirketlerle ilişkisinin, Obama’nın değişim vaadine
uygun düşmediğini vurguluyor:
“Daschle, Washington’daki tecrübesini
özel şirketlerin hizmetine sunan ilk eski Kongre üyesi değil. Ancak, senatörlükten ayrıldıktan sonraki iki yılda kazandığı 5 milyon dolar
göz önüne alındığında, Obama’nın Washington’da işleri değiştireceği
sözüne gölge düşüyor. Elbette Daschle'ı değerlendirirken kamu
hizmetindeki tecrübesini ve sağlık reformu konusundaki bilgisini
dikkate almak gerekir. Yine de, sıradan Amerikan vatandaşları
vergilerini tıkır tıkır öderken, Obama’nın niçin vergilerini ödeyen
bakanlar bulamadığını merak edeceklerdir. Bütün bunlara rağmen Obama,
Daschle’ı sağlık bakanı yapmak istiyorsa, buna yetkisi var.”
Christian
Science Monitor Obama’nın başkanlık koltuğuna oturmasıyla birlikte İran
ile Amerika arasında belirsiz bir sürecin başladığını yazıyor. Ancak
gazete, Avrupa’nın bu durumdan rahatsız olduğunu da kaydediyor:
“İran’a
diyalog önerisinde bulunmak, Obama’nın yapması gereken bir iştir.
İran’ı, en yakın müttefiki Suriye’den kopartarak, Şam’ın Hizbullah ve
Hamas’a verdiği desteği kesmesi, Obama’nın elini daha da
güçlendirecektir. Ayrıca, İsrail’e de Batı Şeria’daki Yahudi yerleşim
birimlerini dondurması konusunda baskı yapabilir. Ancak Obama önce
Avrupa’nın kaygılarını gidermelidir. Tahran hükümetiyle anlaşmaya
varılması durumunda Amerika’nın İran petrolleri konusunda öncelik
kazanacağı düşüncesi Avrupa’yı kaygılandırıyor. Obama hızlı ve etkin
bir diplomasi yürüterek, İran’ın zaman kazanma politikasına izin
vermemeli ancak sorumlu bir bölgesel güç olma yoluna girmesini teşvik
etmelidir”
Washington Times küresel krizle birlikte Amerika’nın
nüfuz ve itibarının da sorgulanmaya başladığını yazıyor. Gazete, başta
Çin ve Rusya olmak üzere birçok ülkenin Amerikan ekonomisinde söz
sahibi olmak istediği görüşünde:
“Nisan ayında Londra’da yapılacak
G-20 zirvesinde Obama hem müttefiklerinin hem de rakiplerinin
taleplerine karşı Amerika’nın egemenliğini korumak zorunda kalacak.
Ancak dış borçlanmamızı önemli ölçüde Çin, Japonya, Birleşik Krallık ve
Suudi Arabistan gibi ülkeler karşılarken, Obama egemenliğimizi nasıl
koruyacak? Amerikan vatandaşları kişisel borçlarının kendi hayatlarını
nasıl yıktığını çok iyi biliyor. Fakat, ulusal borçların ülkemizin
geleceğini nasıl etkileyeceğini yeterince biliyor muyuz? Obama,
yabancılardan daha fazla borç alarak, onların ekonomimiz hakkında daha
fazla söz sahibi olmasının önünü açıyor.