USA Today Afganistan’da Taliban’ın giderek güç kazandığını ve Afgan hükümetinde yolsuzluğun arttığını yazıyor. Gazete, Afganistan’a sadece daha fazla asker göndermenin sorunu çözmeyeceğini vurguluyor.
"Irak’ta Orgeneral Petreaus, isyancıları destekleyen Sünni liderlerle işbirliğine gitmişti. Eski Sünni isyancılar, Amerika’dan maaş alan resmi milislere dönüşerek el Kaide ile mücadeleye girmişti. Ancak Afganistan, Irak’tan çok daha büyük, aşiret yapısı çok daha karmaşık, halkı çok daha yoksul ve eğitimsiz bir yer. Üstelik imparatorlukların mezar yeri olarak bilinen Afganistan’da Vietnam tarzı bir yenilgiye uğramak da mümkün. Amerika’nın en büyük hatası hep önce askerleri öne sürüp, sonra düşünmek olmuştur. Afganistan’da bu hataya düşmemek için hala zaman var."
Washington Post Obama’yı korumacı yaklaşımlara karşı çıkması konusunda uyarıyor. Gazete, teşvik planında Amerikan mallarının tüketilmesini öngören önlemlerden vazgeçilmesi çağrısında bulunuyor.
"Tasarı, bu haliyle on milyarlarca dolarlık altyapı yatırımlarında ithal çelik kullanılmasını yasaklıyor. “Amerikan malı kullan” çağrısı, ilk başta yurtsever bir yaklaşım gibi görünüyor. Ancak pahalı Amerikan çeliği kullanmak, yeni istihdam alanları yaratılmasına yarayacak paranın boşa gitmesi anlamına gelecektir. Üstelik Amerika’nın ticari ortaklarına da misillemede bulunma fırsatı verecektir. Amerika’nın 1930’da benzer bir politika uygulaması durgunluğun Büyük Buhran’a dönüşmesinde etkili olmuştu. Geçmişteki hataları tekrarlamak yerine, tarihten ders çıkartmak gerekiyor."
New York Times eski adalet bakanı Alberto Gonzales’in Bush dönemindeki uygulamaları savunan açıklamasına sert tepki gösteriyor. Gazete, Gonzales’in uygulamaları nedeniyle hukuk devleti anlayışının ciddi bir darbe aldığını belirtiyor.
"Gonzales, Beyaz Saray danışmanlığı döneminde işkencenin meşrulaşmasına ve yasadışı dinlemelere katkıda bulundu. Adalet Bakanlığı döneminde, bakanlığı siyasete alet etti. Ve her iki görevinde de Kongre’yi yanlış yönlendirdi. Şimdi ya gerçekleri söylemek için konuşmalıydı ya da sessizce Obama yönetiminden gelecek bir celp kağıdını beklemeliydi. Oysa tam tersine, kendisini bir kurban gibi sunarak yeniden ortaya çıktı. Yaptıklarından dolayı yargılanmaktan korkmadığını, iyi niyetli hareket ettiğini ve kendisine verilen emirlere uyduğunu söyledi. Onun bu kendine aşırı güveni, Bush dönemindeki işkence, yasadışı dinleme ve kararnamelerin gözden geçirilmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koyuyor."
Los Angeles Times Obama’nın ilk televizyon röportajını el Arabiye kanalına vermesini, Arap dünyasına önemli bir mesaj olarak yorumluyor. Gazete, Obama’nın bu tavrıyla Amerikan dış politikasında önemli bir değişikliğe de işaret ettiğini vurguluyor.
"Obama’nın düşman rejimlerle görüşme niyeti, hiç kuşkusuz Amerika’da bazı kesimlerden tepki alacaktır. Bu tepki sadece Obama’nın gizli bir Müslüman olduğunu düşünen önyargılı kesimlerden kaynaklanmayacaktır. Oysa diplomasi teslim olmak anlamına gelmez. Karşı saflarda olanlar birbirleriyle ilişki kurmadıkları sürece sorunlar devam eder. Sadece yaptırım uygulamak İran’daki ve Gazze’deki yöneticilerin tavrını değiştirmeye yetmez. Amerika’nın dış politikasında yeni bir açılıma gitmek için bundan daha doğru bir zaman olamazdı."