Küresel ekonomik kriz rüzgarına kapılan ve
önceliklerinin başına bu konuyu yerleştiren Avrupa Birliği, "iç krizlerini
geçiştirmek" durumunda kaldı. Brüksel'de iki günlük bir zirveyi tamamlayan
AB devlet ve hükümet başkanları, ekonomik kriz konusunda koordinasyon ve küresel
bir zirve mesajı verip ortak bir duruş sergileseler de Rusya'yla ilişkilerden
iklim değişikliği paketine kadar bir çok konuda istedikleri somut adımları
atamadılar.
Küresel ekonomik krizle ilgili olarak
geçtiğimiz hafta sonunda euro kullanan ülkelerin aldığı kararları 27’ler
düzeyine yayan AB, somut önlemler alma inisiyatifini elinde tutmaktan oldukça
memnun. Finans dünyasına yeni bir yapı kazandırma isteği de başta AB Dönem
Başkanı Fransa’nın Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy olmak üzere Birlik
liderlerince açıkça dile getiriliyor. Sarkozy ve AB Komisyonu Başkanı Jose
Manuel Barroso, bu konuyu bu hafta sonu ABD Başkanı George Bush’la masaya
yatıracak. Sarkozy, dünya ekonomisine yeni bir mimari kazandırma konusunda
oldukça iddialı ve kararlı. Sarkozy, bunu « AB istediğini alacak »
sözleriyle ortaya koydu.
Küresel kriz konusunda oldukça iddialı bir
yaklaşım sergileyen AB, aynı performansı uzun süredir gündeminde olan konular
için sergileyemedi. Özellikle iklim değişikliğiyle mücadele konusunda AB’nin bu
zirvede omuz omuza mücadele verdiğini söylemek oldukça zor. Özellikle İtalya ve
Polonya’nın başını çektiği bir grup ülke ekonomik kriz ortamında belirlenen
hedefleri yakalamanın söz konusu olamayacağı görüşünde ısrarlı davrandılar. Bu
iki ülkenin veto tehdidini de masaya sürmesi üzerine, paketle ilgili hedef
korunsa da her ülkenin spesifik durumunun dikkate alınacağı ifadesi sonuç
bildirisine girdi. Bu ifade paket üzerinde kolayca uzlaşılamayacağının somut
bir işareti.
Sarkozy, bu paketin çok önemli olduğunu ve
ekonomik kriz bahanesiyle bir kenara bırakılamayacağını belirterek
“Hedeflerimiz aynı, takvim de aynı, şimdi bize düşen bazı ülkelerin dile
getirdikleri endişeleri giderecek çözümleri bulmak” dedi.
Rusya'yla ilişkiler de AB’nin ortak hareketten
uzak olduğu bir başlık oldu. Moskova'nın Gürcistan'a yönelik askeri müdahalesinin
ardından askıya alınan ilişkileri normale döndürme konusunda AB liderleri
uzlaşıya varamadılar. Oysa İtalya ve Almanya’nın desteğini de alan Fransa’nın
amacı bu zirvede ilişkilere kaldığı yerden devam etme kararını açıklamaktı.
Zirvede, sıkıntı yaratan bir başka konu da
İrlanda tarafından referandumla reddedilen Lizbon Antlaşması sorununun nasıl
aşılacağı konusunda tünelde en ufak bir ışığın görülememesiydi. Enerji
güvenliği konusunda da mevcut çalışmaların hızlandırılması çağrısının ötesine
geçemeyen AB’nin somut adım attığı iki başlığı ise Avrupa'nın geleceği
konusunda fikir üretecek olan akil adamlar grubunun üyelerinin belirlenmesi ve
Fransa'nın inisiyatifiyle hazırlanan göç paketine onay verilmesi oluşturdu.