Amerikan basınında 700 milyar dolarlık kurtarma planının Temsilciler Meclisi’nde reddedilmesinin yankıları sürüyor. USA Today yapılan oylamanın Temsilciler Meclisi’ndeki partizan, kutuplaşmış ve izole yapıyı ortaya koyduğu görüşünde:
“199 kişilik Cumhuriyetçi milletvekili birliği, her şeyi bildiğini sanan ve kendi fildişi kulesi dışındaki hiçbir gerçeklikle ilgilenmeyen dev bir ultra-muhafazakar akademiye benziyor. Kurtarma planına hayır diyen 95 Demokrat milletvekili ise eğer yeterince beklerse ve yeterince yüksek sesle bağırırsa Roosevelt dönemine geri dönebileceğini düşünüyor. Şimdi kurtarma paketinin bazı değişikliklerle birlikte önce Senato’da oylanması yönünde daha pragmatik bir düşüncenin öne çıkması olumlu bir gelişme. Böylece daha sorumlu bir tavır geliştirilebilir ve bu Temsilciler Meclisi’ne de örnek olabilir.”
Christian Science Monitor de kurtarma planının sadece Wall Street’i değil bütün ülkenin geleceğini ilgilendirdiğini vurguluyor. Gazete, mali piyasalardaki olumsuzluğun herkesi de etkileyeceği uyarısında bulunuyor:
“Eğer müdahale edilmezse hem sokaktaki vatandaş hem de iş dünyası kredi bulma konusunda ciddi bir sıkıntı yaşayacak. Bunun pratikteki anlamı ise ekonominin küçülmesi ve işsizliğin artmasıdır. Hazırlanan paketin mükemmel olduğu söylenemez. Bu, uzlaşmanın en doğal sonucudur. Ancak paketin ilk olarak ortaya atılmasından bu yana önemli bir mesafe kat edildi. Kongre üyeleri, bu paketin sadece Wall Street’i değil bütün Amerika’yı kurtarmaya yönelik bir plan olduğunun farkına varmalıdır.”
Washington Post ise kurtarma paketinin reddedilmesiyle Başkan Bush kadar Demokrat ve Cumhuriyetçi başkan adaylarının da liderlik sınavından geçemediğini yazıyor. Gazete, her iki adayın da planı seçim kampanyasında siyasi malzeme olarak kullandığını öne sürüyor:
“Pazartesi günü kurtarma planının reddedilmesiyle birlikte ortaya çıkan tablo şudur: Eğer hükümeti mali piyasalara müdahale etmesine izin veren bir adım atılmaması durumunda Amerika yıkıcı bir ekonomik altüst oluş tehdidiyle karşı karşıyadır. Başkan Bush ve Kongre liderleri, Maliye bakanı Henry Paulson’la birlikte hazırladıkları planın kabul edilmesi konusunda Temsilciler Meclisi üyelerini ikna edemediklerini göstermiş oldular. Bu kriz dört aydan kısa bir süre içinde ya Obama’ya ya da McCain’e miras kalacak. Bu nedenle kurtarma planının kabul edilmesi amacıyla kendi partilerine mensup milletvekillerini ikna etmek için ellerindeki her türlü imkanı kullanmalıdırlar.”
Los Angeles Times Çin’de melaminli süt ürünleri nedeniyle on binlerce bebeğin hastanelere kaldırıldığını hatırlatıyor. Yapılan yorumda Çin hükümeti gıda güvenliği konusunda gereken önlemleri almamakla suçlanıyor:
“Son 18 ayda Çin mali ürünlerde çıkan zehirli maddeler, Pekin’in artık bir mazereti ve savunacak bir noktası olmadığını gösteriyor. Büyük bir gıda ihracatçısı olarak Çin’in tüketici güvenliği karşısındaki kayıtsızlığı utanç verici olduğu kadar küresel bir sağlık tehdididir. Tüketicilerin kullandıkları gıda ürünlerinin nerede üretildiğini bilmeye hakkı vardır. Yeni federal düzenlemelerle taze sebze ve meyveler ile et ürünlerinde üretici ülkeyi belirten etiketler kullanılması artık zorunlu hale geldi. Ancak tüketiciler işlenmiş ve paketlenmiş ürünlerdeki malzemelerin nereden geldiğini öğrenme şansına sahip değil.”