New York Times Kongreden 700 milyar dolarlık kurtarma planını onaylamasını isteyen Maliye Bakanı Henry Paulson ile Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke'nin açıklamalarını yetersiz buluyor. Gazete Kongre üyelerine alternatif önerileri de incelemeleri çağrısında bulunuyor:
Eğer kurtarma planının getireceği olası kazançlardan vergi mükellefleri yararlanmayacaksa, başka birilerinin yararlanacağı ortada. Merkez Bankası, Salı günü yaptığı açıklamayla, bankalardan büyük hisseler alan yatırımcılar için şeffaflık ve idari denetim gerektiren koşulların gevşetileceğini duyurdu. Bu kuralların gevşetilmesi, bugün yaşanan mali sorunlara yol açan gelişmelere yeni bir davetiye çıkarmak anlamına gelecektir. Merkez Bankası bu açıklamayı yapmak için siyasi açıdan daha kötü bir zamanlama yapamazdı. Vergi mükelleflerinden, bankaların riskli varlıklarını ciddi bir kazanç beklentisi olmadan satın almaları istenirken, özel firmalar aynı bankaların varlıklarını çok yüksek kar beklentileriyle almaya davet ediliyor. Bu, Kongre üyelerinin ve seçmenlerin destekleyebileceği bir plan değildir.
USA Today de, vergi mükelleflerinin parasıyla bir kurtarma operasyonu yapılacaksa, elde edilecek olası gelirlerden de vergi mükelleflerinin pay alması gerektiğini savunuyor. Gazete, riske girenlerin, kazancı da hak ettiğini vurguluyor:
Maliye Bakanı Henry Paulson, yönetimin tek çıkarının, devralacağı sorunlu hisseleri, konut piyasası düzeldikten sonra, tekrar satmak olacağını söyledi. Yöneticilerin maaşlarına sınırlama konması gibi bazı önlemler içeren bir planın, özel firmaların bu kurtarma planına katılmasını önleyeceğini belirtti. Eğer bazı firmalar, kendilerini bu plana dahil olmayacak ölçüde güvende hissediyorlarsa, bu onların tercihidir. Kongre üyelerinin de tercihi net olmalıdır. Eğer bir kurtarma operasyonu yapılacaksa, bunun bir karşılığı olmalıdır. Bankalar, verdikleri kredilerde fedakarlık yapmıyorlar. Vergi mükellefleri de yapmamalıdır.
Washington Post yaşanan mali krizin, John McCain ile Barack Obama'nın seçim kampanyasını da etkilediği yorumunda bulunuyor. Gazete, kriz nedeniyle adayların seçmenlere yönelik vaatlerinin de değişmek zorunda olduğunu yazıyor:
Yeni başkanı uzun vadede bekleyen sorunlar bir anda daha yakın ve daha acı bir biçimde hissedilmeye başladı. Her iki adayın da vergi indirimleri ve kamu harcamaları konusunda seçmenlere verdiği vaatlerin, şimdi yeni mali gerçeklere uygun biçimde gözden geçirilmesi gerekiyor. Kriz ortaya çıkmadan önce bile, yeni başkanın seçim kampanyasındaki vaatlerini gerçekleştirme ihtimali düşük görünüyordu. Ancak şimdi yeni başkanın öncelik tanıyacağı konularda tercih yapması daha da zorlaştı. Krizin gerçek faturasının anlaşılması için biraz daha zaman geçmesi gerekiyor.
Boston Globe Başkan Bush'un Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda son kez yaptığı konuşmayı değerlendiriyor. Yapılan yorumda Bush'un getirdiği bazı eleştirilerde haklılık payı olmasına rağmen, bir özeleştiri yapmamasının büyük bir eksiklik olduğu belirtiliyor:
Bush'un terörle ve aşırı uçlarla mücadelede işbirliği çağrısı, kendi yaptıklarıyla çelişiyordu. Kendisi unutmuş olsa bile, dinleyiciler Bush'un Birleşmiş Milletler'den onay almadan Irak savaşına girdiğini hatırlıyorlardır. Ayrıca Kosova'nın Sırbistan'dan bağımsızlık ilanını da yine Birleşmiş Milletler onayı olmadan kabul ettiğini ve Rusya'nın Güney Osetya ile Abhazya'nın bağımsızlığını tanırken Bush'un bu tavrını örnek gösterdiğini de hatırlıyorlardır. Bush, uluslararası işbirliğinin karşılıklı olduğunu unutmuş görünüyor.