Erişilebilirlik

5 Eylül Amerikan Basınından Özetler


New York Times Cumhuriyetçi Parti Kurultayında başta başkan adayı John McCain olmak üzere konuşmacıların kendi politikalarını yeterince anlatmadığını belirtiyor. Gazete, Kurultayda Demokrat aday Barack Obama'nın sözlerinin çarpıtılarak eleştirildiğini kaydediyor:

McCain, yaptığı konuşmada, hükümetin yeniden vatandaşlar için çalışmaya başlamasını sağlayacağını söyledi. Başkan Bush da seçim kampanyalarında partiler üstü bir anlayış sergileyeceğini söylemişti ama en partizan, en bölücü biçimde ülkeyi yönetti. Kurultayda iki farklı tavır sergileyen McCain'e seçildiği takdirde hangi tavrının öne çıkacağını sormak, Amerikalıların en doğal hakkıdır. Umarız McCain, bu soruya Obama'nın vatanseverliğine yönelik saldırılara bir son vererek ve ciddi, medeni bir tartışma başlatarak karşılık verir.

USA Today Cumhuriyetçi Parti kurultayında değişim sloganının öne çıktığını yazıyor. Ancak gazete, Beyaz Saray'da sekiz yıldır, Kongrede ise son 14 yılın büyük bir kısmında Cumhuriyetçilerin iktidar olduğunu hatırlatıyor:

Demokrat Parti ve Cumhuriyetçi Parti kurultaylarını birlikte ele aldığımızda, 2008 seçim kampanyasının alışıldık muhafazakar-liberal, kutuplaşması ekseninde şekilleneceğini görüyoruz. Tamamen değişim ve farklılık sloganına dayanan bir seçimin, geçmişteki seçimlerle aynı paralellikte yürümesi utanç verici. McCain, Kurultay delegelerine tıpkı rakibi Obama gibi "değişim geliyor" diye seslendi. Ancak adaylardan biri gerçekten bir değişim sağlayacaksa bile, bunun nasıl gerçekleşeceğini hala görebilmiş değiliz.

Washington Post Irak'ta bir zamanlar El Kaide'nin kalesi sayılan Anbar'da denetimin Irak hükümetine devredilmesini, savaşta kazanılmış önemli bir başarı olarak yorumluyor. Gazete, bu başarıda başkan Bush'un Irak'taki asker sayısını artırma kararının belirleyici olduğunu vurguluyor:

İki yıl önce Anbar'daki tehlikeye dikkat çeken uzmanlar, şimdi Irak'taki Şii yönetimin eski Sünni militanlara yönelik düşmanca tavrının sürmesi veya siyasi uzlaşma çabalarının sonuçsuz kalması durumunda bölgede çatışmaların yeniden başlayabileceği uyarısında bulunuyor. Bu elbette ki önemli bir tehlikedir ama bölgedeki Amerikan birliklerinin denetim görevi sürdüğü sürece, başa çıkılabilir bir durumdur. Bu nedenle, Bush yönetimi Şii hükümetin Amerikan birliklerinin Irak'tan hızla çekilmesi yönündeki talebine direnerek doğru bir iş yapıyor. Bush'un yerine gelecek olan yeni başkan sadece Irak'tan sorumlu bir şekilde çekilme görevini değil, Anbar'da zorlukla elde edilmiş kazanımları koruma görevini de devralacak.

Christian Science Monitor Başbakan Erdoğan'ın da katıldığı dörtlü zirve için Şam'a giden Fransa cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy'nin Suriye-İsrail dolaylı barış görüşmelerinde devreye girmeye hazırlandığını yazıyor. Gazete, böyle bir anlaşmanın bölgedeki dengeleri ciddi biçimde değiştireceğini de ekliyor:

İsrail ile Suriye arasında imzalanacak bir barış anlaşması İsrail'in kuzeyinde savaş tehdidini ortadan kaldıracağı gibi Hizbullah'la çatışmaların alevlenmesi ihtimalini de azaltacaktır. İran'ın Lübnan ve Filistin'deki nüfuzunun artmasından kaygılanan İsrail, Suriye ile kurulacak diplomatik ve ekonomik bağların Tahran'ın bölgedeki etkisini de azaltacağını düşünüyor. Haaretz gazetesinden Ari Shavit'in yazdığı gibi "böyle bir anlaşma Hizbullah'ı tecrit edecek, Hamas'ın durumunu zorlaştıracak, İran'ı tehdit edecek ve ılımlı Sünniler'e güç katacaktır".

XS
SM
MD
LG