Almanya’da
işsizlik, son 15 yılın en düşük seviyesine indi. Temmuz ayında ülkede iş sahibi
olmayanların sayısı 3 Milyon 200 bine indi. Bu, geçen yılın aynı dönemine göre
işsiz sayısında 500 bin kişilik bir
azalma anlamına geliyor. Buna karşılık hem siyasetçiler hem de uzmanlar gelir
dağılımındaki adaletsizliğin giderek arttığını belirtiyorlar.
Almanya’da istihdam
konusunda son üç yılda toz pembe bir tablo oluştu. 2005 yılında yüzde 13 olan
işsizlik oranının şimdilerde yüzde sekiz oranının altına inmesinin yanısıra,
dışticaretde rekor üstüne rekor kırılırken, ekonomik büyüme de kaydediliyor.
Tabii hükümetin ve iş çevrelerinin yüzü gülüyor. Ancak uzmanlar ve yapılan
araştırmalar farklı bir gerçeği de ortaya koyuyor, ülkede orta tabaka giderek
küçülüyor, alım gücü zayıflıyor, fakir giderek fakirleşiyor, zenginse mülküne
mülk katıyor. Yani göz kamaştıran ekonomik rakamlar iş sahibi olanlara bile
fayda etmiyor. Açıklanan işsizlik rakamları da gerçek durumu yansıtmadığı için
eleştiriliyor. Erlangen Üniversitesi
İktisat Enstitüsü Başkanı Profesör Şefik Alpbahadır, azalan işsizliği sabun
köpüğüne benzetiyor.
Sol Parti Federal Parlamento
Milletvekili Hakkı Keskin, bir zamanlar sosyal adaletin ve refahın örnek ülkeleri arasında
gösterilen ve belkide bu yüzden Türk iş göçünün birinci adresi olan Almanya’da
globalleşmenin etkilerinin çok sert bir şekilde hissedildiği görüşünde.
Hakkı Keskin’e göre,
Almanya’daki sosyal adaletsizliğin nedenlerinden biri de sendikaların eski
güçlerini ve mücadeleci ruhlarını yitirmeleri. Federal milletvekili Keskin, 90lı yıllara kadar her
iki Türk çalışandan birinin sendikalı olduğunu, şimdi ise bunun yedide bir
oranına düştüğünü belirtiyor.
Almanyalı Türkler ise, bir zamanlar ‚taşı, toprağı
altın’ diyerek geldikleri Almanya’nın içinde bulunduğu değişim sürecini kaygı
ve korkuyla izliyorlar.
Berlin muhabirimiz Cem Dalaman'ın haberini yukarıdaki bağlantıdan dinleyebilirsiniz.