Washington Post, eski Savunma Bakan Yardımcısı Richard Perle’ün Bush yönetiminin İran politikasını eleştiren bir makalesine yer veriyor. Yönetimin İran’a karşı çok yönlü bir koalisyon oluşturma çabasının sonuçsuz kaldığını hatırlatan Perle, çok yönlülük kavramını sorguluyor:
“Koalisyonlar, amaç değil araçtır. Önemli, faydalı ve bazen gereklidirler ama kendi başlarına bir amaç değildirler. Çok yönlü koalisyonlar kurmak uzlaşmayı, farklı ülkeleri aynı hedefe yöneltmeyi gerektirir. Öncelikleri saptamayı ve bir eylem planı üzerinde anlaşmayı gerektirir. Bazen kendi başımıza ulaşamayacağımız hedeflere ulaşabilmek için koalisyonlar gereklidir. Ancak bazen de koalisyon üyeleri harekete geçmeye niyetli olmazlar ve üstelik bizim adım atmamızı da engellerler. İran’a karşı oluşturulan çok yönlü koalisyonun yaptığı da budur.”
Christian Science Monitor, genelde enerji kaynaklarına özelde de güneş enerjisine uygulanan teşviklerin, gerçek maliyetleri gizlediği görüşünü savunuyor. Yapılan yorumda, Almanya ve İspanya’nın da güneş enerjisine uygulanan sübvansiyonlarda kesintiye gittiği belirtiliyor:
“Sübvansiyonlar olmadan, güneş enerjisi hala rekabet edebilir durumda değil. Yatırımların geri dönüşü çok uzun bir süre gerektiriyor. Yeni güneş panelleri maliyetleri düşürse de, yatırımların yarısı hala devlet desteğiyle karşılanıyor. Bazı kesimler Kongre’nin güneş enerjisine 420 milyar Dolar’lık destek vermeyi kabul etmesini istiyor. Ancak geçmişte nükleer enerjiye, petrole ve kömüre uygulanan sübvansiyonların yol açtığı hayal kırıklıkları, güneş enerjisine verilecek desteğin piyasa koşullarını da gözetmesi gerektiğini hatırlatıyor.”
Los Angeles Times, Anayasa Mahkemesi’nin bir kız çocuğuna tecavüz eden bir kişi hakkında verilen idam cezası kararını bozmasını destekliyor. Gazete, söz konusu olayda kurbanın ölmediğini hatırlatıyor:
“Mahkeme, anayasaya göre idam cezasının ancak kasıtlı adam öldürme suçlarında uygulanabileceğini vurgulayarak, zaten mantıksız ve ayrımcı bir şekilde uygulanan bu cezanın daha da yaygınlaşmasının önüne geçti. Yapılması gereken şey, idam cezası verilen suçları artırmak değil, idam cezasını ortadan kaldırmaktır. Eğer Anayasa Mahkemesi’nden aksi yönde bir karar çıksaydı, birçok eyalet Louisiana örneğini izleyerek çocuklara yönelik tecavüzleri ve belki ölümle sonuçlanmayan başka suçları da idam cezası kapsamına alma yarışına girebilirdi.”
Washington Times, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne Zimbabve Devlet Başkanı Robert Mugabe hakkında dava açma çağrısında bulunuyor. Gazete, bunun için gerekli hukuki zeminin olduğunu savunuyor:
“Eski adı Rodezya olan Zimbabve’de
yaşayanların yönetimin uyguladığı insanlık dışı yöntemlerden kurtulmaları için
başka bir çare yok. Mugabe’yi sanık sandalyesinde görebilmeyi umuyoruz. Ancak
bu gerçekleşinceye kadar, hakkında açılacak bir dava Mugabe’ye devlet
başkanlığı koltuğunda rahat oturamayacağı mesajını verecektir. Elbette bunun
yanı sıra mali yaptırımların
artırılması ve Güney Afrika’nın da devreye girmesi gerekmektedir.”