New York Times, Avrupa Şampiyonasında Türkiye ve Almanya milli futbol takımları arasında oynanacak yarı final maçının sadece bir futbol karşılaşması olmadığını yazıyor. Almanya'da yaklaşık üç milyon Türkiye kökenlinin yaşadığını hatırlatan gazete, iç içe geçmiş Türk ve Almanların karışık duygular içinde olduğunu belirtiyor:
"İki takım da tur atladıkça Almanya'da çifte bayram yaşanıyordu ve bu maça gelinceye kadar her iki takımın taraftarları da kazanılan maçlar sonrasında birbirini kutluyordu. Şimdi bütün Almanya bu akşam yapılacak maç sonrasında bir yandan bütün ülke çapında düzenlenecek gösterilere hazırlanıyor bir yandan da dostça bir spor karşılaşmasının sokaklarda daha ciddi olaylara yol açmasından endişe ediyor. Ancak ülkedeki çok sayıda otomobilde hem Türk hem de Alman bayrakları sallanıyor. Hatta bazı Almanlar, kendi takımlarını değil, Trük milli takımını destekliyor."
Los Angeles Times da Türk milli takımının yarı finale çıkarken hep son dakika golleriyle inanılmaz galibiyetler kazandığını hatırlatıyor. Gazete, Türkiye'nin Almanya karşısında yeni bir mucize aradığını yazıyor:
"Teknik direktör Fatih Terim'in hiç pes etmeyen takımının ilk kez Avrupa şampiyonasında final oynayarak tarih yazmasının önündeki tek engel, turnuvanın favorisi olan ve şampiyonluğu üç kez kazanan Almanya. Eğer Türkiye maçı kazanırsa bu gerçekten de inanılmaz bir olay olur. Çünkü, Türkiye buraya gelinceye kadar kadrosunun büyük bir kısmını kaybetti. Ekipteki 23 futbolcudan beşi sakat ve dördü cezalı durumda. Ancak Terim'in oyuncuları kendisine büyük bir inanç duyuyor. Taktik açıdan bakıldığında maçın sonucunu Almanların gücü ile Türklerin iradesi belirleyecek. Ancak Fatih Terim'in işi çok daha kolay. Yapması gereken tek şey 11 sağlam oyuncu bulmak ve onlara Türk milli takımının şu ana kadar başardıklarını hatırlatmak."
Washington Post'un deneyimli yazarı David Ignatius Suriye ile İsrail arasındaki barış görüşmelerini mercek altına alıyor. Yazar, görüşmelerin perde arkasını aktarırken Türkiye'nin rolüne de şu sözlerle değiniyor:
"Dolaylı görüşme önerisi Suriye'den geldi ve Şam her iki ülkenin de dostu olan Türkiye'nin arabuluculuğu konusunda ısrarcı oldu. İsrail'in 1990'lı yıllarda yapılan doğrudan görüşmelerde, üzerinde anlaşılan koşullarla Golan Tepelerini iade etmeye hazır olduğu yönünde gayrı resmi bir mesaj vermesi Suriye'nin Türkiye aracılığıyla yürütülen müzakerelere olan güvenini artırdı. İsrail'in hedeflerinden biri de Suriye'yi İran'la olan ittifakından uzaklaştırmaktı. Bu amaca şu ana kadar ulaşılamadı. Ancak, Baas yönetiminin laik özelliği ve İran'daki mollaların dini yaklaşımına duyduğu tepki, Suriye'nin İran'dan uzaklaşarak Türkiye'ye yaklaşmasına neden olabilir."
Christian Science Monitor, Zimbabve'de muhalefetin artık kendisini Robert Mugabe yönetimine karşı koruyamaz duruma geldiğini belirtiyor. Gazete, Batı'nın tehdit ve baskılarına aldırmayan Mugabe üzerinde sadece Güney Afrika'nın etkili olabileceğini vurguluyor:
"Bölge ülkeleri, Güney Afrika Cumhurbaşkanı Mbeki'nin şu ana kadar izlediği suskunluk politikasına destek veriyordu. Ancak bu durum artık değişmeye başladı. Hiper enflasyon ve açlık nedeniyle milyonlarca Zimbabveli komşu ülkelere kaçıyor ve bölge ülkelerinin liderleri artık seslerini yükseltmeye başlıyor. Uluslararası topluluk, Afrikalı liderlerin Mugabe diktatörlüğüne karşı birlikte hareket etmesini teşvik etmelidir."