Erişilebilirlik

İrlanda AB Anlaşmasını Reddetti


İrlanda’da yapılan halkoylamasında yeni Avrupa Birliği anlaşması reddedildi.

Resmi sonuçlar henüz açıklanmamakla birlikte devlet televizyonu ve adalet bakanı, sandıktan daha fazla “hayır” oyu çıktığını bildirdi.

Dünkü referanduma katılma oranı yüzde 45 oldu. Uzmanlar, düşük katılma oranının “hayır” oylarını arttırdığı görüşünde.

Yeni Avrupa Birliği anlaşmasının yürürlüğe girebilmesi için 27 üyenin tümünün onayı gerekiyor. Şu ana kadar 18 ülke anlaşmayı kabul etti.

İrlanda anlaşmayı halkın oyuna sunan tek birlik üyesi.

Anlaşma, Avrupa Birliği kurumlarının yeniden yapılanması, karar alma sürecinin basitleştirilmesi ve Birlik başkanı ile dış politika sorumlusuna daha çok yetki tanınmasını öngörüyor.

Avrupa Birliği liderlerinin bundan sonra nasıl bir adım atacakları henüz açıklık kazanmadı.

İrlanda: Hayır

Avrupa Birliği’nin genişlemiş yapısının sağlıklı işleyişini sağlamak amacıyla kaleme alınan Lizbon Antlaşması, İrlanda engeline takıldı. Antlaşmayı referanduma götüren tek ülke olan İrlanda’nın bu kararı AB açısından yeni bir kriz anlamı taşıyor. Ayrıntıları Brüksel’den Güven Özalp bildiriyor.

İrlanda 2001’de Nice Antlaşması için düzenlenen referandumun ardından bir kez daha Avrupa Birliği’nin işleyişi açısından son derece önemli olan bir belgeyi reddetti. Lizbon Antlaşması’nın onay süreci çerçevesinde yapılan referandumun sonuçlarına göre hayır cephesi yüzde 53.4’lük bir oy oranına ulaşırken evet cephesi yüzde 46.6’da kaldı. Bu sonuçlar, 2005’te Fransa ve Hollanda’nın Avrupa Anayasası’nı reddetmesinin neden olduğu kriz havasını üzerinden yeni atan Avrupa Birliği’nin yeni bir krize doğru yelken açtığının da göstergesi.

İrlanda’dan çıkan “hayır”, üye ülkeler arasında uzun süren pazarlıklar sonucunda ortaya çıkan antlaşmanın geçersiz olması anlamına geliyor. Belge, şu ana kadar 27 üyenin 18’i tarafından onaylanmış olsa da AB kuralları, üye ülkelerden birinin onay vermediği bir belgenin yürürlüğe girmesine izin vermiyor. Bugünkü ekonomik düzeyine ulaşmasında ve Avrupa Birliği içinde refah düzeyi en yüksek ülkelerden biri haline gelmesinde Brüksel’in büyük rol oynadığı düşünüldüğünde İrlanda’nın ikinci kez bir antlaşmaya hayır demesi oldukça ilginç bir tablo yaratıyor.

1973’te AB’ye üye olduğu zaman ekonomisini ayakta tutmakta zorlanan İrlanda, o tarihten bu yana Brüksel’den yaklaşık 41 milyar Euro tutarında yardım aldı. 4 milyon nüfuslu İrlanda’da kişi başına düşen gelir yaklaşık 42 bin Euro düzeyinde. Bu verilere rağmen referandumdan “hayır” çıkmasının en önemli nedenlerinden birini halkın Lizbon Antlaşması’nı anlamakta zorlanması oluşturuyor. “Evet” cephesi, kampanyada yetersiz kalarak daha çok soyut kavramlar üzerine odaklanırken ret cephesinin, yanlış ama somut kavramlar üzerinden yürümesi elde edilen sonuçta etkili oldu.

İrlanda’dan çıkan sonuç Brüksel’de ciddi bir hayal kırıklığı yaratmış durumda. Gerek Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve Dönem Başkanlığı’nı yürüten Slovenya’nın Başbakanı Janez Jansa gerekse Avrupa Parlamentosu Başkanı Hans Gert Pöttering, yaptıkları açıklamalarda bunu net bir şekilde hissettirdiler. Verilen mesajların öne çıkan unsurlarını ise diğer ülkelerdeki onay sürecine devam edilmesi, İrlanda halkının tercihine saygı gösterilmesi, 19-20 Haziran’daki AB Zirvesi’nde çözüm üzerine çalışılmaya başlanılması ve İrlanda’nın ilerlenecek yön konusunda tavsiyede bulunması oluşturdu.

AB başkentlerinde alınan her kararın halk düzeyinde kabul görmediğinin kanıtı olan İrlanda referandum sonuçlarıyla ilgili ilk ortak değerlendirme 19-20 Haziran’da Brüksel’de devlet ve hükümet başkanları düzeyinde gerçekleştirilecek olan AB Zirvesi’nde yapılacak.

XS
SM
MD
LG