Erişilebilirlik

26 Mayıs Amerikan Basınından Özetler


Los Angeles Times Ortadoğu’da Katar, Türkiye ve Suudi Arabistan’ın arabuluculuğuyla gerçekleştirilen barış görüşmelerini bölgenin geleceği açısından umut verici buluyor. Gazete, bölge ülkelerinin Amerika’nın pasifliğinden yakınmak yerine kendi sorunlarını çözmek için harekete geçtiğini kaydediyor.

"Katar, Lübnan’daki anlaşmazlığı çözerken, Türkiye de İsrail ile Suriye arasında barış sağlanması için devreye girdi. İsrail başbakanı Ehud Olmert’in gerçekten Golan tepelerinden çekilmeye niyetli olup olmadığı ve bu görüşmeleri kendisine yönelik yolsuzluk suçlamalarını arka plana itmek için kullanıp kullanmadığı belirsiz. Ancak görüşmeler en azından Hamas, Hizbullah ve Suriye tarafından kuşatılan İsrail’in biraz rahat nefes almak için yeni bir Amerikan yönetimini beklemeye niyetli olmadığını gösteriyor."

New York Times Başkan Bush’un Suudi Arabistan’a yaptığı ziyaret esnasında bu ülkeyle sivil nükleer teknoloji konusunda bir işbirliği anlaşması imzaladığını hatırlatıyor. Gazete, bir çok ülkenin nükleer santral için gerekli nükleer yakıtı da üretmeye başlamasının nükleer silahlanmayı tetikleyebileceğini ­­­savunuyor.

"Nükleer teknoloji satan ülkelerin hiç biri nükleer yakıt teknolojisinin yaygınlaşmasını önleyecek bir tedbir almadı. Uluslararası denetimi kabul eden ülkelerin de bu teknolojiye sahip olma hakkı vardır ancak bu teknolojiyi askeri bir nükleer programa çevirmek çok kolaydır. Suudi Arabistan’ın nükleer santral için gerekli olan nükleer yakıtı uluslararası piyasadan sağlayacağını açıklaması bir ölçüde rahatlatıcı oldu. Ancak bu yeterli değil. Washington ve diğer nükleer teknoloji satan ülkeler, bugün nükleer enerjinin yaygınlaşmasının ileride nükleer silahlanma yarışına yol açmaması için daha somut önlemler almalıdır. Uluslararası bir nükleer yakıt bankası kurulması bunun ilk adımı olabilir."

Boston Globe Güney Afrika’nın uzun bir süre Zimbabve’deki olayları bir iç sorun olarak gördüğünü ve dış müdahalelere karşı çıktığını hatırlatıyor. Ancak gazete, yabancı düşmanlığının giderek arttığı Güney Afrika’daki göçmenlerin büyük bir kısmının Zimbabve’den geldiğini vurguluyor.

"Güney Afrika’da göçmenleri hedef alan şiddet eylemlerine karşı ordu devreye girdi. Bölgedeki diğer ülkeler Zimbabve’de iktidar değişimi için gerekli desteği vermeye hazır. Ancak arabuluculuk için görev bölgenin en büyük ülkesi olan Güney Afrika’ya düşüyor. Bölgesel istikrarın sağlanması ve Zimbabvelilerin hem kendi ülkelerinde hem de komşu ülkelerde huzur bulması için Mugabe görevinden ayrılmalıdır. Bu, 1994 yılında Aparteheid yönetiminin devrilmesinden bu yana Güney Afrika’nın karşılaştığı en büyük sınavdır. Mbeki devreye girmediği için milyonlarca insan acı çekiyor."

Washington Post Lübnan’da Mişel Süleyman’ın cumhurbaşkanı seçilmesiyle ülkedeki siyasi krizin aşılması yönünde önemli bir adım atıldığını yazıyor. Ancak gazete, gelişmelerin Amerika’nın planladığı gibi gitmediğinin de altını çiziyor.

"Süleyman’ın cumhurbaşkanı olmasını sağlayan anlaşma, uzun bir süredir Hizbullah’ı dışlamaya çalışan Amerikan politikalarına da darbe vurdu. Varılan anlaşmada Suriye ve İran’ın desteklediği Hizbullah’a hükümet kararlarını veto etme yetkisinin verilmesi, bu örgütün Lübnan’daki en büyük güç olduğunu da açıkça gösteriyor. Yemin töreninde Amerika’nın sadece bir Kongre heyetince temsil edilmesi de çok şey anlatıyor."

XS
SM
MD
LG