Erişilebilirlik

'AKP'nin Kapatılması Radikallere Yarar'


Avrupa’da kendi alanında en saygınlar arasında yer alan Alman Şark Enstitüsü’nün kurucusu ve Türkiye uzmanı Profesör Udo Steinbach, Almanya muhabirimiz Cem Dalaman’a verdiği röportajda AKP’nin yasaklanmasının Türkiye’nin AB üyeliği sürecini olumsuz etkileyeceğini, şu anda ülkede yaşanan siyasi boşluğun ise radikal güçklerin işine yarayacağını söyledi.

Cumhuriyetin ilk yıllarından başlayarak, Türkiye`nin demokratikleşme ve Batılılaşma sürecini bilimsel olarak mercek altına alan Steinbach, Alman televizyonlarında Türkiye konusunda gerçekleşen programların ‚olmazsa olmaz’ konuğu. Federal Hükümetlere Türkiye ve İslam konularında rapor hazırlayan Steinbach, Türkiye’nin AB üyeliği ile bağlantılı sivri ve provakatif çıkışları ile de tanınıyor.

Türkiye`nin demokratikleşme sürecinde hukuk devleti ve din özgürlüğü gibi konular göz önünde tutulduğunda, AB üyeliğinin uzak bir hedef olduğunu öne süren Steinbach, 2002 seçimlerinde AKP’nin zaferi ile birlikte, ülkenin İslami karakterinin vurgulandığını ama aynı zamanda Avrupa yolunda ilerlemek isteyen bir iktidarın başa geldiğinin altını çiziyor. Bu çerçevede AKP`nin kapatılması davasını ele alan Steinbach, davanın ‚Kemalist elit grupların’ iktidar savaşı olduğunu öne sürüyor:

"Bu iktidar savaşını, geçen yıl Ahmet Necdet Sezer`in yerine gelecek olan Cumhurbaşkanı`nın belirlenmesi sürecinde de yoğun bir şekilde yaşamıştık.O sıralarda bu ihtilaftan AKP`nin zaferle çıktığını düşünmüştüm. Ama görüyoruz ki, devlet elitleri dediğimiz Kemalizmin klasik ilkelerini, yani laikliği savunanlar, bu savaşta geri adım atmamışlar. Şimdi kendi yöntemleriyle politik ihtilafı yeniden oluşturuyorlar."

Udo Steinbach, iktidar çekişmesinin ülkede sonu belli olmayan bir gerginlik yarattığını ifade ediyor. Bu durumun son yıllarda demokratikleşme adına gerçekleştirilen dönüşüme de zarar vereceğini, istikrarı bozarak, boşluk yaratacağını belirtiyor:

"Bir çok politik güç ülkede oluşan boşluğu doldurmaya çalışacaktır. Zira bu süreçte böylesi bir boşluğun olması kaçınılmazdır.Türkiye`de çok sayıda radikal organizasyon ve güç odaklarının olduğunu biliyoruz. Bunlar oluşan iktidar boşluğundan istifade etmek isteyecek; bu da ülkenin istikrarsızlaşması anlamına gelecektir. Ayrıca Türkiye için bununla ilişkili başka bir sorun da , AB ile ilişkilerin bundan böyle nasıl devam edeceğidir. Çünkü AB için, % 47`lik bir oyla iktidara gelen bir partinin kapatılması Türkiye`yle müzakerelerin devam etmeksinde büyük bir sorun teşkil edecektir."

Alman Şark Enstitüsü eski başkanı, AKP’nin, kapatma davasında AB`den destek beklemesini sorunların çözümü noktasında yanlış olarak niteliyor ve bu konuda asıl görevin ülke içindeki dinamiklere düştüğünü kaydediyor:

"Bence top şimdi AKP`de. Parti`nin bundan sonraki günlerde , haftalarda nasıl hareket ettiğini birlikte göreceğiz. Avrupa`dan geniş katılımlı tam destek için dönüşüm ve demokratikleşme süreci kararlılıkla devam ettirilmelidir. İlk adım 301`inci maddenin kaldırılması olmalı; ardından da demokratikleşme yolunda önemli ve büyük adımlar atılmalıdır. O zaman sadece AB`nin desteğini değil, Avrupa kamuoyunun ve elbette Türkiye`deki geniş bir çevrenin de desteğini almak mümkün olacaktır. Bunun sonucunda ise parti kapatma sürecinin devamı güçleşecektir."

Profesör Steinbach yeni Anayasa tasarısının bazı eksikler taşımasına rağmen, sivil toplumun gelişmesi ve Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından büyük önem arz ettiğini de söylüyor.

XS
SM
MD
LG