Washington Post Bush yönetiminin nükleer programından vazgeçmediği halde Kuzey Kore’yi terörist ülkeler listesinden çıkarmaya ve ticari yaptırımları kaldırmaya hazırlandığını duyuruyor. Gazete, böyle bir durumda Washington’un hiçbir kazanım elde etmeden Pyongyang’a önemli ödünler vermiş olacağını vurguluyor.
"Eğer Amerika, Kuzey Kore’nin şu ana kadar ürettiği plütonyumu teslim etmesini sağlamış olsaydı, böylesine önemli ödünlerin verilmesinin bir mantığı olurdu. Ancak üst düzey Amerikalı yetkililer önümüzdeki dokuz ay boyunca, Kuzey Kore’den böyle bir adım beklemediklerini söylüyorlar. Bu da Başkan Bush’un niçin Kuzey Kore’ye böyle bir taviz verdiği sorusunu gündeme getiriyor. Elbette varılacak bir uzlaşma Pyongyang ile müzakerelerin sürmesini sağlayacaktır, ancak bu anlaşmayla Bush yönetimi ne kazanacaktır? Görünen o ki, Kuzey Kore, nükleer programından vazgeçmeden Amerika’dan siyasi ve ekonomik tavizler koparmaya devam edecek."
Christian Science Monitor sera etkisi yapan gazların salınımını azaltmak için sadece Amerika’nın adım atmasının yeterli olmayacağını savunuyor. Gazete, Çin, Hindistan ve Brezilya gibi kalkınmakta olan ülkelerin de katılacağı küresel bir eylem planının gerekliliğini vurguluyor.
"Bush’un öncelikli olarak küresel bir uzlaşma sağlama çabası Uluslararası Para Fonu’nun yaptığı araştırmayla da destekleniyor. Araştırmaya göre, önümüzdeki 50 yıl içinde karbon emisyonunun yüzde 70’i kalkınmakta olan ülkelerden kaynaklanacak. Bu nedenle Brezilya ve Hindistan gibi büyük ve hızla kalkınan ülkeleri kapsamayan bir küresel yaklaşımın hem maliyeti yüksek olacak, hem de uygulanması zorlaşacak. Küresel ısınmayla mücadelede liderlik sadece Amerikalıları daha pahalı enerji kullanmaya ikna etmek değil, yapılacak fedakarlığın boşa gitmemesini sağlamaktır."
New York Times Zimbabve’de seçimin üzerinden üç hafta geçmesine rağmen seçim sonuçlarının hala açıklanmadığına dikkat çekiyor. Gazete, enflasyonun yüzde 100 bini bulduğu, açlığın ve yoksulluğun hızla arttığı Zimbabve’de gelinen durumdan, yaklaşık 30 yıldır ülkeyi yöneten Robert Mugabe’yi sorumlu tutuyor:
"Bölgenin en güçlü ekonomisine ve en sağlıklı demokrasisine sahip olan Güney Afrika sonunda harekete geçti. Güney Afrika devlet başkanı Thabo Mbeki’nin sorunu görmezden gelen tavrına rağmen hükümet seçim sonuçlarının bir an önce açıklanmasını istedi. Başta Mbeki olmak üzere Afrikalı liderler daha fazlasını yapmalıdırlar. Mugabe yandaşlarına ve generallere seçime hile karıştırma çabalarına devam etmeleri durumunda bunun cezasız kalmayacağını bildirmelidirler. Ve bu kabus bittiğinde Batılı ülkeler de Zimbabve halkına yardıma hazır olmalıdır."
USA Today başkan adaylarından Barack Obama ve John McCain’in rakiplerini, lobi şirketlerinden ve çıkar gruplarından seçim bağışı almakla suçladıklarını hatırlatıyor. Ancak gazete, bu iki adayın da farklı yöntemlerle benzer bağışları kabul ettiğini belirtiyor ve seçim kampanyalarının finansmanında reform yapılması çağrısında bulunuyor.
"Önümüzdeki seçim döneminde bu sistem değiştirilmeli ve en önemlisi, yapılacak değişiklik Kongre seçimlerini de kapsamalıdır. Bu bağış toplama sistemi, sadece başkanların değil Senato ve Temsilciler Meclisi adaylarının da adına leke sürüyor. Obama ve Hillary Clinton, adaylara yapılan devlet yardımlarının artırılmasını istiyor, ancak McCain buna karşı çıkıyor. Özel çıkar gruplarının para vererek siyasette nüfuz kazanmasına karşı olanlar, bu seçim kampanyasında kimin ne kadar bağış topladığına değil, bu sistemin değişmesine odaklanmalıdır."