Erişilebilirlik

TASSA Konferansında İnovasyon Tartışıldı


Türk Amerikan Bilimadamları ve Akademisyenler Birliği TASSA'nın yıllık konferansı Boston'daki Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde yapıldı. Amerika çapında önemli çalışmalar yürüten Türk araştırmacıların yanı sıra Türkiye'den üniversite rektörlerinin de katıldığı bu yılki konferansın ana konusu "İnovasyon" yani "yaratıcılık"tı. Türkiye'de yüksek teknoloji ve diğer alanlarda yaratıcılığı arttırmanın önemine değinen katılımcılar bu amaçla başlatılan ulusal bir girişime de destek verdi. "Ulusal İnovasyon Girişimi" adlı grubun temsilcilerinin de katılığı TASSA konferansını Amerika'nın Sesi'nden Özge Övün izledi.

TASSA’nın bu yıl 4’üncüsü düzenlenen yıllık konferansında Türkiye’de “inovasyon” konusu ele alındı. Farklı alanlardaki bilimsel çalışmaların da tanıtıldığı toplantılarda, ana fikir, Türk akademi çevrelerinde ve sanayi dallarında araştırma-geliştirme çalışmalarına destek vermek; devlet ve özel sektör kaynaklarının arttırılmasına katkıda bulunmaktı. Ayrıca bu alanlarda yurtdışındaki uzman kişi ve kurumlarla işbirliğinin pekiştirilmesi; bir anlamda bilim köprülerinin kurulması da konferansın öncelikli amaçlarından biri. Amerika’daki Türk araştırmacılarla yurt içindeki akademik kurumların iletişimini sağlayan Türk Amerikan Bilimadamları ve Akademisyenler Birliği TASSA’nın başkanı Prof. Dr. Banu Onaral’a göre birlik bu anlamda büyük bir boşluğu dolduruyor. Prof. Dr Onaral Amerika'nın Sesi'ne şöyle konuştu: "Aranılan, istenilen ve beklenen bir girişim. Ve misyonu çok çok açık: İki ülke arasında sürdürülebilir bilim ve bilgi köprüleri kurmak. Bu konuda gönül vermiş, şu anda Amerika’da bulunan 15 bin kişi var. Bu gayet ciddi bir rakam. Umuyoruz TASSA onları derlemekte, düzenlemekte, temsil etmekte ve bir yerde onları bir seferberliğe yönlendirmekte başarılı olacak. Bu seferberlik bilgi ve bilim seferberliği. İki ülke arasındaki ilişkileri değerlendirerek, iki ülkenin de kalkınmasında fakat özellikle Türkiye’nin kalkınmasında önemli bir rol oynayacağız."

Bu yılki konferansın onursal başkanı Amerika’nın tanınmış ileri teknoloji şirketlerinden biri olan TIAX’ın kurucusu ve sahibi Kenan Şahin’di. Uzun yıllar Amerika’da akademik çalışmalar yapan Şahin, 1982 yılında Kenan Systems adlı şirketi kurdu. Bugün binden fazla çalışanı bulunan ve Amerika’nın bilim merkezi Boston’da faaliyet gösteren TIAX’ın kurucusu Kenan Şahin Türkiye’nin önünde aydın bir gelecek olduğu görüşünde. "Türkiye’de önemli araştırma konuları var. Fakat bu konuları bazen Türkiye’de araştırmak çok pahalı" diyen Şahin, Türkiye’de kapital, laboratuarların olmadığını belirtiyor ve şöyle devam ediyor: "Nasıl bir firma başka bir firmaya der ki, diyelim bir hukuki firmaya, “Bizim bir hukuki problemimiz var, siz bunu inceleyin, siz bunun çözümünü bulun ve sonra bize bunu teklif edin”, aynı şekilde Türkiye’nin araştırmak istediği bir çok mevzu var. Bunları Amerika’ya bizim buradaki ilim adamları vasıtasıyla getirip araştırmaları burada yapıp neticeleri Türkiye’ye götürmek çok iyi olur. Bir de bunun tam tersi var. Amerika’da yapılacak bir sürü araştırma esasında Türkiye’nin müesseselerine daha uygun. O mevzuları Türkiye’ye getirmek, neticelerini Amerika’ya sunmak da var."

Konferans için Türkiye’den gelen Ulusal İnovasyon Girişimi’nin temsilcileri bilimsel gelişim ve Türk ekonomisinin emin adımlarla yoluna devam edebilmesi için araştırma-geliştirme çalışmalarına daha fazla kaynak ayrılmasının öneminde değindi. Amerika’daki benzer bir oluşumdan esinlenerek kurulan Ulusal İnovasyon Girişimi devlet kurumlarıyla akademi ve iş çevrelerini bir araya getiriyor. Girişimin temsilcilerinden işadamı Jan Nahum, Türkiye’nin böyle bir girişime ihtiyacı olduğu görüşünde. Jan Nahum Türkiye'nin 90’lı yıllardaki kalite devrimini başarıyla gerçekleştirdiğine dikkat çekerek şöyle konuşuyor: "O zaman Gümrük Birliği geliyordu. Ve ürünlerimizin kaliteli olması gerekiyordu. Güncel, kaliteli ve doğru ekonomik ölçekte üretim yapmaya ihtiyacı vardı. Türkiye bunu fevkalade bir şekilde başardı. Birçok yok olacak denen sektör tamamen Avrupa’yı fethedecek boyuta geldi. Dolayısıyla şimdi ki önümüzdeki yapılması gereken şey araştırma geliştirme tasarım marka yaratma, teknoloji üretme. Karar verilirse, ulusal bir hedef olarak, bir vizyon olarak bu ortaya konursa Türk insanının hem bilgisi hem becerisi hem insan gücü bunu yapmaya muktedir." TÜBİTAK başkanı Prof. Dr. Nükhet Yetiş de Türkiye’de bilimsel araştırmalara ayrılan kaynağın katlanarak arttığını belirterek Türkiye’nin gerek Avrupa Birliği içinde gerekse uluslararası alanda bilime yaptığı katkıyı en fazla arttıran ülkelerin başında geldiğini belirtti.

TASSA’nın bu yılki konferansında Türk akademisyenlerin yurtdışındaki başarılarına da yer verildi. Farklı alanlarda çalışmalar yürüten Türk araştırmacıların buluşları, aldıkları ödüller ve dünyaca ünlü üniversitelerde yürüttükleri çalışmalar büyük ilgi gördü. TASSA konferansını organize eden gönüllü ekipten Aylin Sagay konferansa katılımdan ve ilgiden memnun. Sagay, "Hepimiz gece gündüz çalışıp bu konferansı bir araya getirdik. Umarız herkes memnun ayrılmıştır. Asıl amacımız bu konferanstan sonra elle tutulur projeler çıkması ve bu projelerin büyüyüp Türkiye’ye bir şekilde geri dönmesini sağlamak" diyor. Harvard Üniversitesi’nde biyomedikal alanında araştırma yapan ve yine TASSA’da gönüllü olarak çalışan Hande Özdinler, geçen yılki konferansın ardından Türkiye’yle ortak projeye başlamış. Özdinler projesini şöyle anlatıyor: "TÜBİTAK, TASSA ile ortak bir çalışma yapma kapsamında yurtdışından Türkiye’ye bilimadamları getirdi. Ben de nörode-jeneratif hastalıklar çalıştığım için Türkiye’de bu hastalıkları çalışan gruplara baktım ve birkaç tanesine davetiye gönderdim. Boğaziçi Üniversitesi profesörlerinden Nazlı Başak bu davetimi kabul etti, kendisi geldi ve birlikte TÜBİTAK’tan bir araştırma ödeneği aldık."

TASSA’nın kurucu başkanı Süleyman Gökoğlu ise daha çok projeye imza atılacağını ancak bunun için sabırlı olunması gerektiğini belirtiyor. Birliğin halen genç olduğunu, hatta bebeklik sürecini sürdürdüğünü belirten Gökoğlu, "Ben ilk başkanlığını yaptım ve yeni devrettim ancak biz hala kuruluş aşamasındayız. Beklentilerimiz çok yüksek. Tabi ki bir sabırsızlık var. Ama bunlar hakikaten sabır gerektiren işler. Çünkü çok emek gerektiren işler. Fikirler güzel ama bunların somut bir sonuca ulaşabilmesi çok ter gerektiren şeyler. O yüzden biraz daha sabırlı olalım" diye konuşuyor.

Türkiye’de bilimsel çalışmaların ve yaratıcılığın tartışıldığı toplantılardan çıkan ortak mesaj da sabırlı ve azimli bir çalışmayla “parlak geleceğe” doğru ilerlenebileceği yönündeydi.

Konuyla ilgili görüntülü haberi Gündem programının yer aldığı http://www.voanews.com/turkish/gundem.cfm sayfasındaki Real Player ya da Windows Media Player linklerinden izleyebilirsiniz.

XS
SM
MD
LG