Ünlü Türk yönetmen Zeki Demirkubuz birçok sanat kuruluşu tarafından düzenlenen bir kültürel program çerçevesinde New York’taydı. Demirkubuz’un ödül kazanan filmlerini izleyen sinemaseverler, aynı zamanda yönetmenle konuşma fırsatı buldu.
Zeki Demirkubuz bugüne kadar çektiği 7 filmiyle tüm dünyaca tanınmış, başta Fransa olmak üzere birçok ülkede düzenlenen film festivallerinde ödül kazanmış bir yönetmen. Moon and Stars gibi New York’un önde gelen birçok sanat kuruluşu tarafından düzenlenen programın amacı, Demirkubuz’un filmlerinin Türk sinemasındaki yerini ele almaktı. Program çerçevesinde düzenlenen panelde Demirkubuz çalışmalarını anlattı, sanatseverlerin sorularını yanıtladı.
15 yılı aşkın sinema kariyerinin edebiyata ilgi duymasıyla başladığını söyleyen ünlü yönetmen özellikle Dostoyevski, Tolstoy ve Camus gibi ünlü yazarların eserlerinden etkilendiğini belirtti. Demirkubuz şöyle konuştu: “Beni film yapmaya götüren süreç, ilk önce romanlarla kurduğum bağdan sonra başladı. İlk defa o romanlar sayesinde, hayat üzerine, kendim üzerine, yaşadığım şeyler üzerine düşünmeye başladım. Bu ilgi zaman içerisinde bir anlatma refleksine de sebep oldu ve edebiyatçı olmayı düşünüyordum. Ama bu süreç içersinde sinemayı keşfetmem sonucunda...edebiyat yerine düşüncelerimi, fikirlerimi sinemayla anlatmama dönüştü bu.”
Asistanlık yaptığı yıllardan bu yana Türk sinemasını yakından tanıma fırsatı bulan Demirkubuz, dünyada, yerli filmlerin en çok izlendiği ülkelerden birinin Türkiye olduğunu söylüyor. Zeki Demirkubuz, “Eski 60’lı, 70’li yıllarda büyük bir ilgi vardı. Sonra 70’li yılların sonunda, 80’lerde ve 90’larda epey bir azaldı bu. Sonra yeni gelen teknolojilerin, televizyonun birçok popüler insan yaratması; yeni salonların açılması, o salonların yeniden design edilmesi, yeni teknikler, sinemadaki teknolojik gelişmeler yeni bir durum yarattı... Ama bu ne kadar kalıcıdır, ne kadar modadır, ne kadar gelip geçici birşeydir bunu zaman gösterecek\” diye konuşuyor.
Zeki Demirkubuz filmlerine Türk sineması çerçevesi altında değil, bireysel olarak yaklaşıyor. Yine de son yıllarda Türk sinemasında olumlu gelişmelerin kaydedildiğini söyleyen Demirkubuz, birçok etkenin iniş ve çıkışlara yol açabileceğini vurguladı.
Filmlerinde ahlak, aşk ve inanç gibi konuları işleyen ve karakterlerini zor koşullar altında karar vermeye zorlayan Zeki Demirkubuz, Türk sinemasında özel bir yere sahip olduğuna ya da bir boşluğu doldurduğuna inanmıyor: “Ben film yapmaya karar verirken bunları düşünmüyorum. Çünkü bunları düşünürsem o zaman bir sürü başka şeyleri de hesap etmem gerekiyor.” Zeki Demirkubuz şöyle devam ediyor: “Beni bir film yapmaya iten sebepler böyle şeyler değil. Ben o derdimi anlatabilmek, ne pahasına olursa olsun söyleyebilmek için film yapıyorum. Film yaptıktan sonraki süreç de benim dışımda gelişiyor.”
Zeki Demirkubuz’un kariyeri ve filmleriyle ilgili ayrıntılı bilgiyi www.demirkubuz.com adresinde bulabilirsiniz. Internet sitesinde Demirkubuz’un bugüne kadar çektiği filmlerden bölümler de izlemeniz mümkün.