Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin üç ay sonra dönem başkanı olacağı Avrupa Birliği’nde yöne bir dönem başlıyor. Sarkozy, iki gün süren İngiltere gezisinde, önemli bir strateji değişikliği yaparak, Fransa-Almanya aksının artık 27 üyeli Birlik için yeterli olmadığını söyledi ve İngiltere’ye yakın işbirliği teklif etti.
Tek para birimi Euro ve tek vize uygulaması Shengen’e girmeyen İngiltere’nin Başbakanı Gordon Brown da, bu çağrıya olumlu yanıt verdi. Ancak Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliği ve Akdeniz Birliği projesi başta olmak üzere pek çok önemli politik ve finansal konularda görüş ayrılığında bulunan iki ülkenin, bir Franko-Anglosakson birliğini ne kadar uyumlu götüreceği de merak konusu.
Göreve geldiği günden bu yana Fransız politikasının geleneksel tabularını yıkan Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, 26-27 Mart’ta gerçekleştirdiği İngiltere ziyaretinde, yeni ve önemli bir stratejik adım attı. Öyleki, Avrupa Birilği kurulduğundan beri bilinen Almanya-Fransa aksı birliğin yönetimi için yetersiz kalıyordu. 27 Üyeli AB’yi İngiltere’nin muhalefetine rağmen yürütmek mümkün değildi. Üstelik Fransa, Almanya ile Akdeniz Birliği projesi nedeniyle oldukça soğuk iki ay geçirdi. İşte bu yüzden Sarkozy İngiltere’de “Fransa-Almanya işbirliği Avrupa Birliğ için şart ancak yeterli değil. Avrupa’nın ingiltere’ye ihtiyacı var” dedi.
Sarkozy, “Fransa’nın İngiltere’nin başarılı ekonomik ve sosyal modelinden öğrenecekleri çok şey olduğunu ve İngiltere’yi model aldıklarını da” sözlerine ekleyerek, İngiltere’nin gönlünü almayı ihmal etmedi. Sarkozy’nin çağrısına Gordon Brown olumlu yanıt verdi.
Gordon Brown, yeni dönemde İngiltere’nin Fransa’yla çalışmaya hazır olduğunu açıkladı. Ancak Euro ve Shengen bölgesine girmesi olasılığını ise kesin bir dille reddetti. Ancak Sarkozy, “Eğer İngiltere Euro bölgesine girerse Avrupa’yı değiştirmede daha güçlü olur” imasında bulundu. Zira 2009 yılında belirlenecek AB başkanlığı için Tony Blair’in adaylığına diğer üyeler sadece Euro ve Shengen bölgesinde olmayan bir ülkenin adayının başkan olmasını istemedikleri için karşı çıkıyor.
Sarkozy, Türkiye’nin AB’ye girmesine karşı, Çin’in Tibet’e uyguladığı baskı nedeniyle olimpiyat oyunlarının boykotu ihtimalinin de düşünülmesini istiyor. Gordon Brown ise bunların tam tersini savunuyor, Çin’i boykat etmeyeceklerini açıklıyor. Ancak İngiltere de tarım yardımlarının indirilmesi, bütçe açığının aşağı çekilmesi gibi konularda Fransa’yla farklı düşünüyor. Bütün bu farklılıklara rağmen, iki lider “Global Avrupa” için ortak çalışma konusunda uzlaşıyor. Yani Avrupa’nın kendi içine kapanmadığı dünya sorunlarını çözmeye talip olduğu ve IMF gibi, Dünya Bankası gibi uluslararası kurumları yeni dünya gerçeklerine göre değiştirdiği bir Avrupa üzerinde uzlaşıyorlar.
Elbette bütün bu gelişmeleri stratejik ortak Almanya dikkatle izliyor. Almanya Başkanı Angela Merkel ile Sarkozy’yi dönem başkanlığında zor günlerin beklediğinin ip uçlarını şimdiden görülüyor. Yorumcular Sarkozy’nin bu stratejiye Franko-Alman aksının yeterince çalışmaması nedeniyle yöneldiğini belirtiyor. Ancak bütün bu yeni adımların yansımaları, önümüzdeki günlerde “Avrupa ordusu, Akdeniz Birliği ve NATO’da daha etkin bir AB” kurmak isteyen Sarkozy’nin dönem başkanlığında ortaya çıkacak. AB ile yürütülen üyelik müzakereleri açısından büyük önem taşıyacak bu gelişmeleri Türkiye de yakından izliyor.