Erişilebilirlik

Kapatma Davası Temel Gündem


Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın 'laiklik karşıtı eylemlerin odağı' olduğu gerekçesiyle iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hakkında açtığı kapatma davasına tepkiler sürüyor. Ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Deniz Baykal, iktidarda bulunan bir siyasi partinin kapatılması girişimini 'demokrasi tökezlemesi' olarak nitelerken, halk çoğunluğunu arkasına almış AKP'nin de 'uzlaşma' prensibinden yoksun olduğunu öne sürdü. AKP'nin özeleştiri yapmasını isteyen Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli, Türkiye'de parti kapatmak yerine parti yetkililerini cezalandıracak sistemlerin geliştirilmesini önerdi. Davayı 'demokrasi ayıbı' olarak gören Demokratik Toplum Partisi (DTP) ise Türkiye'de gündemin değiştirilmesinden yakındı.

Yargıtay'ın AKP hakkında açtığı kapatma davasında hukuki süreç işlerken, davayla ilgili değerlendirmeler Türkiye'de siyasetin temel konusu oldu. Davanın ülkede siyasi istikrarı bozmayı amaçladığından yakınan AKP'li yetkililer, siyasi istikrarsızlığın ekonomik krizi de tetikleyeceğinden endişe ediyor. Başbakan Tayyip Erdoğan'dan sonra Maliye Bakanı Kemal Unakıtan da, siyasi istikrarın güçlü ekonominin güvencesi olduğuna vurgu yaparken, siyasi istikrarı bozmaya dönük her türlü girişimden vazgeçilmesini istedi.

Çok yönlü eleştiri

Hükümetin istikrar arayışına karşın, AKP'yi kapatma davasına muhalefetten gelen farklı değerlendirmeler Türkiye'de siyasi gündemin uzun süre parti kapatma tartışmalarına kilitleneceğini gösteriyor. Öyle ki CHP lideri Deniz Baykal, 'kapatma davası'ndan duyduğu üzüntüyü dile getirirken, AKP'ye de sert eleştiriler yöneltti.

Partisinin meclis grup toplantısında konuşan Baykal, iktidardaki bir siyasi partinin kapatılması için 'zorunluluk' ortaya çıktığını savunurken, "Demokrasilerde bir siyasi partinin kapatılması zorunluluğunun ortaya çıkması hepimiz için üzüntü vericidir" ifadesini kullandı. Türkiye'de demokrasi rayına tam oturtulmadığından önemli bir siyasi partinin kapatılması isteğinin resmen gündeme geldiğini söyleyen Baykal, var olan hukuk sistemi karşısında iktidarın uygulamalarının kabul edilemez boyuta geldiğinin hukuken tespit edildiğinin Yargıtay'ca savunulduğunu dile getirdi. Baykal, hukukla siyasetin çatışır duruma geldiğini, AKP'nin de bu çatışmayı hukukun milli iradeye karşı çıkışı diye göstermeye hakkının olmadığını savundu. Baykal, halkın çoğunluğunu arkasına almış AKP'nin bugüne kadar sorunları uzlaşmayla çözmekten uzak durduğundan da yakındı.

MHP'den öneri ve uyarı

MHP lideri Devlet Bahçeli de, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Yargıtay'ın AKP hakkında hazırladığı iddianameyi 'mazlum edebiyatı'yla eleştirdiğini ve siyasi sorumluluklarını unutmaya çalıştığını öne sürdü. Partisinin meclis grubu toplantısında parti kapatmak yerine laikliğe aykırı fiillerden sorumlu parti üyesi, yönetici ve milletvekilleri hakkında bireysel soruşturma başlatılması önerisinde bulunan Bahçeli, bu yöntemin kapatma davası açılmadan önce ihtar ve ikaz amaçlı bir aşama olarak da değerlendirilebileceğini, bunun dışındaki girişimlerin sakıncalı olacağını dile getirdi. AKP'yi kapatma davasının Türkiye'yi çalkantılı bir döneme soktuğundan yakınan Bahçeli, bu davanın ülkeyi siyasi krize sürükleme ihtimalinin yüksek olduğunu öne sürdü ve kriz tehlikesine karşı herkesin uyanık olmasını istedi.

"Demokrasi ayıbı"

DTP de, AKP'ye açılan kapatma davasıyla Türkiye'nin gündeminin değiştirildiğinden yakınıyor. DTP Grup Başkanı Ahmet Türk, davayı 'demokrasi ayıbı' olarak nitelerken, Türkiye'de her siyasi partinin şiddete başvurmamak koşuluyla görüşlerini ifade edebilmesini istedi.

"Zaten birbirinden farklı partilerin olmasının anlamı da budur" diyen Türk, DTP'ye de bir kapatma davası açıldığını hatırlattı ve kapatma davalarının sivil siyaset alanının daraltılması çabasının bir ürünü olduğunu söyledi.

Diyarbakır tepkisi

AKP'ye kapatma davasına Diyarbakır'dan da tepki geldi. 21 sivil toplum kuruluşu adına yapılan ortak açıklamada, yargının 'ideolojik devletin değil, hak ve özgürlüklerin koruyucusu olması' istendi. Sivil toplum örgütleri adına konuşan Hukuki Araştırmalar Derneği Diyarbakır Şube Başkanı Recep Kandemir, 1982 Anayasası döneminde 18 siyasi partinin kapatıldığını hatırlattı. "Türkiye siyasi yaşamı, siyasi partiler mezarlığına dönüştürülmüştür" diyen Kandemir, kapatma davasının yeni bir sivil anayasa çalışmasının olduğu döneme denk getirilmesinin tesadüf olamayacağını dile getirdi.
XS
SM
MD
LG