Christian Science Monitor üniversitelerde türban yasağını kaldıran anayasa değişikliğinin kabul edilmesine rağmen, kavganın bitmediğini duyuruyor. Gazetenin haberinde, CHP’nin değişikliğin iptali için anayasa mahkemesine başvuracağı belirtiliyor:
“Hükümetin türban yasağını kaldırma konusundaki isteğinin, demokratikleşme ve Avrupa Birliği’ne uyum yasaları da dahil olmak üzere daha kapsamlı reformları arka plana ittiği yönünde endişeler var. Hükümet defalarca söz vermesine rağmen, ifade özgürlüğünün önünde engel oluşturan Türk Ceza Kanununun 301. Maddesi hala değiştirmedi. Ayrıca 12 Eylül askeri darbesinden sonra kabul edilen anayasayı sivil bir anlayışla değiştirmek için hazırlanan anayasa taslağı hala açıklanmadı. AKP hükümetinin türban yasağını kaldırmak için, Avrupa Birliği uyum yasalarına karşı çıkan MHP ile işbirliğine gitmiş olması da gözlemcileri endişelendiren bir başka konu.”
Boston Globe Pakistan’da 18 Şubat’ta yapılacak seçimler yaklaşırken, seçimlere hile karıştırılacağı yönündeki kaygıların da arttığını yazıyor. Gazete, böyle bir durumda ortaya çıkacak kargaşanın ülkeyi çıkmaza sürükleyebileceği uyarısında bulunuyor:
“Hükümetin seçime hile karıştıracağı yönündeki dedikodular, muhalefet partilerinin de sokağa dökülme tehdidinde bulunmasına yol açtı. Eğer gelişmeler böyle bir sonuca yol açarsa, seçimler ülkenin büyük ihtiyaç duyduğu meşru bir yönetime ve sorunların barışçıl çözümüne değil, iktidar için sokak kavgasının başlamasına yol açacaktır. Ancak eğer ordu, seçim gözlemcilerini korur ve gözlemciler de seçimin adil bir biçimde yapıldığını açıklarsa, Pakistan’daki iktidar kavgası sokakta değil sandıkta bitebilir.”
USA Today Kenya’daki çatışmaların Ruanda ve Darfur’daki gibi kitlesel katliamlara dönebileceği görüşüne yer veriyor. Gazete, Kenya’nın Amerika açısından taşıdığı önemi de şu cümlelerle ifade ediyor:
“Kenya, Amerikan dış politikası açısından insani kaygıların ötesinde bir önem taşıyor. Kenya, Afrika’da giderek artan Amerikan çıkarları açısından merkezi bir öneme sahip. 37 milyon nüfuslu Kenya, Afrika için bir başarı örneği olmuştu. Şimdi bu ülkenin komşu Somali gibi bir terör yuvası haline gelmesine izin verilmemeli.”
Los Angeles Times NATO’nun Soğuk Savaş sonrası döneme uyum sağlayamadığı ve fiilen etkisini kaybettiği görüşüne yer veriyor. Boston Üniversitesi profesörü Andrew Bacevich’in kaleme aldığı makalede, NATO’nun Afganistan’daki savaşı da kaybettiği savunuluyor:
“NATO, ortak bir güvenlik örgütü olma özelliğini kaybederek, savaşa hazırlanmaktan çok konferanslar düzenleme konusunda uzman bir örgüt haline geldi. Amerika’nın tehditleri de bu durumu değiştiremez. Eğer Bush yönetiminin Avrupalılardan Afganistan’daki durumu kurtarmaları yönünde bir beklentisi varsa, sadece kendini kandırıyor demektir.”