Erişilebilirlik

Pakistan'da Siyasi Belirsizlik Devam Ediyor


Amerika'nın terörle savaşta en büyük müttefiklerinden biri olan Pakistan'da 2007 yılı ülkenin en büyük liberal politikacılarından birinin, eski başbakan Benazir Butto’nun bir suikaste kurban gitmesiyle sona erdi. 2007 yılı aynı zamanda devlet başkanı Pervez Müşerref için de son derece çalkantılı bir yıl oldu. Hem aşiret bölgelerinde teröristlerle mücadele eden, hem de ülkede siyasi kontrolünü korumaya çalışan Müşerref iki cephede birden savaşıyor.

Pakistan için oldukça karışık geçen 2007 yılının sonuna yaklaşıldığı sırada eski Başbakan Benazir Butto öldürüldü. Butto’nun 27 Aralık günü Ravalpindi’de bir intihar bombacısı tarafından öldürülmesi, aşırı dincilerle liberal demokrat güçlerin çatıştığı ülkede bir dönüm noktası oldu. Benazir Butto şiddete yabancı bir politikacı değil. Askeri bir darbede devrilen babası 1979 yılında idam edildi. Geçen Ekim ayında, yıllar sonra sürgünden ülkesine dönen 54 yaşındaki eski başbakan, ilk bombalı intihar saldırısından yara almadan kurtuldu. Bu saldırıda 130 kişi hayatını kaybetti. Hükümet saldırıdan El Kaide örgütünü sorumlu tuttu. Ancak bu saldırıdan sonra Butto, Devlet Başkanı Pervez Müşerref’i aşırı güçlerin ülkeyi rehin almasına izin vermekle suçladı. Butto bir konuşmasında şunları söylemişti: “Siyasi süreç saldırıya uğradı. Siyasi liderler, siyasi eylemciler bombalı suikastlara hedef oluyor. Ülkemiz tehdit altında. Bu tehdide diktatörlük altında kendilerine yer bulan aşırı uçlar yol açıyor.” Müşerref, yeniden beş yıllığına devlet başkanı seçildikten birkaç hafta sonra olağanüstü hal ilan etti ve anayasayı askıya aldı. Ülkedeki siyasi kargaşa ve artan terör olaylarına dikkati çeken Müşerref olağanüstü hali savundu. “Şu anda eyleme geçmemek, Pakistan için intihar olur” diyen Müşerref, ülkesinin intihar etmesine izin vermeyeceğinin altını çizdi.

Pervez Müşerref’in Mart ayında Anayasa Mahkemesi başkanını görevden almasıyla birlikte Pakistan’da siyasi gerginlik arttı. Karar ülkede çok kişiyi kızdırırken sokaklar şiddetli gösterilere sahne oldu. Gösterilerde binlerce demokrasi yanlısı tutuklandı. Hükümete destek vermediğine inanılan yargıçlar görevlerinden alındı ve bağımsız televizyonların yayınları kesildi. Anayasa Mahkemesi görevden alınan başkanını göreve iade etti, ancak yeniden devlet başkanı seçilmeyi planlayan Müşerref, bağımsız yargıyı kendine tehdit olarak görmeye başladı. Yargı Müşerref’in hem ordu komutanı hem de sivil lider olmasına karşıydı. Öte yandan Pakistan ordusu Afganistan sınırı yakınlarındaki aşiret bölgelerinde terör operasyonlarına devam etti. Taleban da bölgede nüfuzunu artırmaya başladı. Taleban’ın varlığı en fazla büyük kentlerde bombalı intihar saldırılarının artmasıyla ortaya çıktı.

İnsan hakları eylemcisi Esma Cihangir, Devlet Başkanı Müşerref’i tüm bu işaretleri görmezden gelmekle suçluyor. “Devlet, kamu ve sivil toplum kuruluşlarından gelen şikayetleri görmezden geldi” diyen Cihangir, hükümetin daha çok militanların işine gelecek politikalar uygulamayı tercih ettiğini belirtiyor. Yabancı uzmanlar da din kökenli şiddet olaylarının Pakistan’da liberal ve demokratik ilerlemeyi aksatabileceği uyarısında bulunuyor. Halen Ulusal Demokrasi Enstitüsü’nün başkanlığını yapan eski Amerikalı Senatör Tom Daschle şu yorumu yapıyor: “Federal yönetim altındaki aşiret bölgelerinde görülen şiddet olayları, şimdi de Kuzey-Batı Sınır İli’ne sıçradı. Bu ildeki aşırı görüşlüler, video-kasetçilere, sakal traşı yapan berber dükkanlarına saldırıyor, dini görüşlerini, bölge halkına empoze etmeye çalışıyorlar.”

Gerek içeriden, gerek dışarıdan gelen baskılara dayanamayan General Müşerref, Kasım ayında üniformasını çıkardı ve sivil hayata geçti. Devlet Başkanı Müşerref yeni yılda hür ve adil seçim düzenleme sözü verdi. Tom Daschle, seçimlerin demokratik koşullarda yapılmaması ve seçmenin iradesinin sandığa yansımaması halinde iç çatışmaların artabileceğini söylüyor. Daschle’a göre, askerler de kendilerini daha fazla siyasete karışmış bulabilir. Devlet Başkanı Müşerref olağanüstü hali kaldırıp anayasayı yeniden tesis etmiş olsa bile, genel seçimlerden önce basın üzerindeki kısıtlamaları kaldırmaya ve görevlerinden alınan yargıçları yerlerine iade etmeye pek niyetli değil. Müşerref, “Hiç kimse ülkenin istikrarı ve kalkınmasını, demokrasi ve insan hakları konusundaki görüşlerine kurban edemez” diyerek muhaliflerini uyardı. Müşerref’e karşı kesimler devlet başkanının seçimleri etkilemek için tüm gücünü kullanacağı görüşünde. Müşerref’in partisine verilecek güçlü kamuoyu desteği, bazı parlamento üyelerinin istediği gibi, devlet başkanını olağanüstü hal ilan etmek ve anayasayı değiştirmek suçuyla yargılamasına engel olabilir. Müşerref, anayasa değişikliklerini olağanüstü hal döneminde yaptığını ve Parlamento onayına ihtiyacı olmadığını söylüyor. Ama hukukçular Müşerref’e katılmıyor. Benazir Butto’ya düzenlenen suikast parlamento seçimlerini tehlikeye atmış durumda. Bu da Pakistan’daki krizin 2008 yılında da sürebileceğine işaret ediyor.

XS
SM
MD
LG