Eski Başbakan Yardımcısı ve bilim adamı Profesör Doktor Erdal İnönü, 81 yaşında hayata veda etti. İnönü, Amerika’nın Houston kentinde kanser tedavisi görüyordu.
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün oğlu; siyasetçi ve bilim adamı Erdal İnönü, 1983 yılında 12 Eylül’den sonra, solun ısrarı üzerine, siyasete atıldı. İnönü önce Sosyal Demokrasi Partisi’nin (SODEP) kurucu Genel Başkanı oldu. Ardından SODEP ile Halkçı Parti’nin birleşmesi sonucu kurulan SHP’nin Genel Başkanı seçildi. 1991 genel seçimlerinden sonra Doğru Yol Partisi ile SHP’nin kurduğu koalisyon hükümetinde Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı olarak görev yaptı. SHP’nin Cumhuriyet Halk Partisi ile birleşmesinden sonra da, Erdal İnönü Dışişleri Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı yaptı.
İnönü, 1995 yılında hem koalisyondaki görevinden, hem de aktif siyasetten çekildi. SHP Onursal Genel Başkanı olan Erdal İnönü, son yıllarda aktif siyasete girmesi halinde sola öncülük edecek lider olarak görülüyordu.
Ancak, sosyal demokratlardan gelen bütün ısrarlara rağmen, Erdal İnönü siyasete dönmedi.
Erdal İnönü bir bilim adamıydı – ve siyasetten ayrıldıktan sonra da bu kişiliğini öne çıkardı. Fen Fakültesi fizik lisansını aldıktan sonra, lisan üstü eğitimini ve doktorasını California Teknik Üniversitesi’nden aldı. Fizik alanında hem Türkiye’de hem Amerika’da araştırma yapan İnönü, öğretim üyeliğinin yanı sıra Ortadoğu Teknik Üniversitesi Rektörü ve Boğaziçi Üniversitesi Temel Bilimler Fakültesi Dekanı olarak da görev yaptı.
Erdal İnönü, 2005 yılında, Washington’da Türk-Amerikan Bilim Adamları ve Akademisyenler Derneği toplantısına katılmıştı. O zaman da, mikrofonlarımıza siyaset konusunda açıklama yapmak istemeyen İnönü, Türkiye’nin bilim alanında ilerleme potansiyeli bulunduğunu ve genç kuşaklarından umutlu olduğunu söylemişti.
Eski Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü, toplantıdaki konuşmasında, “Gözlerimi yummadan, Türk bilim adamlarının Nobel ödülü aldığını görmek istiyorum” demişti.
2007 yılında, Türk siyasetinin önemli isimlerinden İsmail Cem hayatını kaybetti. Dışişleri eski Bakanlarından İsmail Cem, İstanbul'da akciğer kanseri tedavisi gördüğü hastanede vefat etti.
1959’da İstanbul Robert Koleji’nden ve 1963’te Lozan Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olan Cem, Paris Siyasal Bilgiler Enstitüsü’nde siyaset sosyolojisi dalında master yaptı.
Cem, 1963 yılından itibaren çeşitli gazetelerde yazı işleri müdürlüğü, genel yayın müdürlüğü yaptı. İsmail Cem TRT Genel Müdürlüğü de yaptı. Siyasete SHP'de başlayan İsmail Cem, Cumhuriyet Halk Partisi ve Demokratik Sol Parti'de milletvekilliği, Kültür ve Dışişleri Bakanlığı yaptı.
57. hükümetin Dışişleri Bakanlığı görevini üstlenen Cem, özellikle dönemin Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorga Papandreu’yla kurduğu samimi diyalogla Türk-Yunan yakınlaşmasında etkin rol oynadı, iki komşu ülkeyi birbirine yakınlaştırdı.
DSP’den ayrılarak YTP’yi kuran Cem, bu partinin Ekim 2004 kurultayında CHP’ye katılma kararı almasının ardından siyasete bu partide devam etti.
2007 yılında, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, bürosunun önünde silahlı saldırı sonucu öldürüldü. 1954'te Malatya'da doğan Hrant Dink, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nin Zooloji bölümünden mezun oldu. Dink, Agos gazetesinin kurucusu, Genel Yayın Yönetmeni ve başyazarıydı.
"Türklüğe hakaret ettiği" gerekçesiyle üç kez yargılanan Hrant Dink 10 Ocak tarihli, 'Ruh Halimin Güvercin Tedirginliği' başlıklı yazısında tehdit mektupları aldığını ve savcılığa bunu bildirdiğini ifade etmişti. Katil zanlısı 17 yaşındaki Ogün Samast, babasının ihbarı üzerine yakalanmıştı.
2007 yılında ayrıca, Turan Yavuz akciğer kanserinden; Ufuk Güldemir de pankreas kanserinden hayatını kaybetti.
Rusya eski Cumhurbaşkanı Boris Yeltsin Nisan ayında 76 yaşında hayata gözlerini kapadı. Sovyet döneminin son yıllarında Rusya’ya liderlik eden Yeltsin, uluslararası kamuoyunun dikkatini çekti. Yeltsin 1991’de Sovyetler’in o zamanki lideri Mihail Gorbaçov’u devirmek isteyen komploculara karşı çıktı. Komplo başarılı olmadı, ancak Sovyet Rusya kısa süre sonra yıkıldı.
Boris Yeltsin 1991’de kurulan yeni Rus Cumhuriyeti’nin ilk devlet başkanı oldu. 1996’da da ikinci kez bu göreve seçildi. Yeltsin, görev süresinin bitimine 6 ay kala, yerine geçecek kişiyi belirleyerek istifa etti: Bu kişi Vladimir Putin’di.
Afganistan’ın son Kralı Muhammed Zahir Şah daha çok sembolik bir liderdi. 40 yıl ülkesini yönettikten sonra 1973 devriminin ardından sürgüne gönderildi. 2002 yılında ülkesine geri döndü.
Kurt Waldheim Birleşmiş Milletler genel sekreterliği ve Avusturya cumhurbaşkanlığı yapmış başarılı bir devlet adamıydı. Ancak İkinci Dünya Savaşı sırasında görev yaptığı Alman birliğinin Balkanlar’da katliamlara katıldığı ortaya çıktı. 88 yaşında ölen Waldheim, hiçbir zaman bir savaş suçlusu olarak yargılanmadı, ancak kamuoyunun gözünde eski saygınlığına kavuşamadı.
Amerikan ordusunun başarılı pilotu Paul Tibbets, 1945 yılında Japonya’nın Hiroşima kentine ilk atom bombasını bırakan uçağın kaptanıydı. Tibbet, bir röportajında hiç pişmanlık duymadığını, geceleri rahat uyuduğunu söylemişti. İkinci Dünya Savaşı, Japonya’ya ikinci atom bombasının atılmasından sonra sona erdi. Paul Tibbet 2007’de öldüğü zaman 92 yaşındaydı.
Lady Bird Johnson Amerikan tarihinin büyük trajedilerinden birinden sonra Beyaz Saray’a first lady olarak geldi. Eşi Lyndon Johnson, eski başkan John Kennedy’ye düzenlenen suikast sırasında başkan yardımcısıydı. Kasım 1963’deki suikastin ardından Johnson, Amerika’nın 36’ncı başkanı oldu. 94 yaşında ölen first Lady’nin en büyük aşkı doğaydı ve Washington’un güzelleştirilmesi için büyük çaba harcadı.
İtalyan tenör Luciano Pavarotti, inanılmaz sesiyle olduğu kadar kişiliğiyle de ünlüydü. Opera müziğini halka sevdirmeyi başaran büyük sanatçı, yakalandığı hastalığa yenik düşerek 71 yaşında İtalya’da hayata veda etti.
İsveçli yönetmen Ingmar Bergman, hayatı boyunca 50’den fazla film çekti. Sinema tarihinin en etkili yönetmenlerinden biri sayılan Bergman, “Fanny and Alexander”; “The Virgin Spring” ve “Through a Glass Darkly” filmleriyle üç En İyi Yabancı Film Oskarı kazandı. 2007 Temmuz’unda hayata veda eden Ingmar, 89 yaşındaydı.
2007’de kaybettiğimiz iki Amerikalı yazardan ilki, eleştirmenlerin gözdesi Norman Mailer. 83 yaşında ölen Mailer, yenilikçi sanatçı kişiliği ve zaman zaman tartışmalı çıkışlarıyla tanınıyordu. Değişik edebiyat türlerini deneyen Mailer’in en ünlü romanı, İkinci Dünya Savaşı günlerini anlatan “The Naked and The Dead” – Çıplak ve Ölü. Roman daha sonra beyaz perdeye de aktarılmıştı.
Amerikalı yazar Kurt Vonnegur da Nisan 2007’de New York’ta öldü. Yazarın "Slaughterhouse Five" adlı romanı uzun süre en çok satanlar listesinde kalmış, Hollywood’un da gözünden kaçmamıştı. Eseri filmleştirilen yazar, okurların gözünde 20’nci yüzyılı en iyi anlatan romancılardan biri olmayı sürdürecek.
2007’de Hollywood’un gözü pek dublörü Evel Knievel de öldü. Knievel, ilk kez 1960 ve 70’lerde motosikletiyle yaptığı büyük atlayışlarla Amerikalıların dikkatini çekti. Bu atlayışlar sırasında 40’dan fazla kemiği kırılan Knievel, 69 yaşındaydı.
