Erişilebilirlik

Lizbon Anlaşması AB'yi Değiştirecek


Avrupa Anayasası’nın 2005’te Fransa’da ve Hollanda’da referandumla reddedilmesi nedeniyle, tarihinin en önemli kimlik bunalımına giren Avrupa Birliği açısından kurtarıcı gözüyle bakılan Lizbon Antlaşması sonunda imzalandı.

Anlaşma, 27 ülkenin ulusal çıkarlarını “Avrupa Birliği ruhunun” önünde tutan, hassas dengeler üzerine kurulu ve teknik anlamda “kötünün iyisi” olarak adlandırılabilecek bir belge. İçeriği, birkaç önemli değişiklik dışında, “Avrupa Anayasası”yla uyuşan Lizbon Antlaşması, her ülkeyi yüzde 100 memnun etmemekle birlikte, son genişleme dalgalarıyla üye sayısı 27’ye yükselen AB’ye daha dinamik bir işleyiş kazandırma amacı taşıyor. Üye ülkeler arasında giderek artan karar alma zorluğunu belli oranda giderme hedefi de bulunan antlaşma, halen yürürlükte olan Nice Antlaşaması’nın yerini alacak ve kurumsal işleyişin temel belgesi haline gelecek.

Lizbon Antlaşması’nın, yürürlüğe girebilmesi için tüm üyeler tarafından 1 Ocak 2009’a kadar onaylanmış olması gerekiyor. Fransa’da ve Hollanda’da “Avrupa Anayasası”nın reddiyle sonuçlanan ve Avrupa Birliği’nin derin bir travma geçirmesine neden olan referandumlardan “ders alan” Birlik üyeleri, belgeyi onaylamak için “en akil yolun” parlamentolardan geçtiğine karar verdiler. Fransa ve Hollanda ikinci bir hüsran yaşamamak için, halka sorma geleneği yüksek olan Danimarka ise Brüksel’e yetki devri olmadığı bahanesiyle referandum düzenlemeyeceklerini duyurdular. Anayasası gereği İrlanda’nın referandum düzenlemesi beklenirken belgeye soğuk olan İngiltere’nin durumu netleşmedi. Londra’nın tutumu referanduma soğuk bakan Başbakan Gordon Brown’ın alacağı karara bağlı.

Antlaşmaya Türk gözlüğüyle baktığımızda ise sürece yönelik fazla bir değişikliğe yol açmayacağını görüyoruz. Belge onay süreci yolunda giderse 2009’da yürürlüğe girecek. Ancak AB’nin işleyişiyle ilgili yeni ana unsurlar 2014’ten itibaren devreye girmeye başlayacak dolayısıyla bu döneme kadar Türkiye’yle ilgili kararlar eskiden olduğu gibi alınacak. Antlaşma 2014’ten itibaren pek çok alanda oybirliğinden çifte çoğunluk sistemine geçmeyi öngörse de Türkiye’yi doğrudan ilgilendiren alanlarda bu değişiklik öngörülmüyor. Antlaşma, Türkiye’nin müzakere süreciyle ilgili tüm kararların Müzakere Çerçeve Belgesi paralelinde alınması kuralını da değiştiren bir niteliğe sahip değil.

Bugün AB açısından önemli bir imza atan liderler yarın da Brüksel’de Türkiye açısından önemli kararlara onay verecekler. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin isteğiyle oluşturulan ancak sulandırılan Düşünce Grubu’na start verecek olan liderler, hafta başında AB dışişleri bakanları tarafından kabul edilen ve içinde “katılım ve üyelik” ifadelerinin geçmediği Türkiye paragraflarını onaylayacaklar. Zirvede Türkiye tartışması yaşanması ya da metinde herhangi bir değişikliğe gidilmesi öngörülmüyor.

XS
SM
MD
LG