Erişilebilirlik

Almanya ile Çin Arasında Kriz


Yıllık yaklaşık 900 milyar Dolarlık ihracatla dünyanın en büyük ihracatçı ülkelerinden biri olan Almanya için, Çin en önemli pazarlardan biri. Hızla kalkınan Çin’in bilişim, ulaştırma ve teknoloji gibi alanlarda ihtiyaç duyduğu projeler ve yatırımlarda, Almanya pay kapabilmek için yıllardır uğraş veriyor.

Ancak geçen Eylül ayı sonunda Tibet'in sürgündeki ruhani lideri Dalai Lama’nın Başbakan Merkel’le resmi görüşmesi, Almanya ile Çin arasında krize patlak verdi. Aşılamayan kriz şimdi Almanya’daki koalisyon ortaklarında da gerginliğe neden oluyor.

Eski Başbakan Schröder döneminde, Tiananmen katliamından sonra Çin’e konan silah ambargosunun kaldırılmasından yana tavır alan ve Tayvan’ın Çin’in bir parçası olduğu savunan Almanya, bu yıllarda Pekin’le ticaret hacmini ve siyasi ilişkilerini çok geliştirdi. Ancak iki yıl önce Angela Merkel’in başbakanlığa gelmesiyle ilişkiler soğumaya başladı, son olarakta şu aralar neredeyse kopma noktasına geldi.

Göreve geldiğinde, insan hakları konusunda taviz vermeyeceğini söyleyen Merkel, Çin'le gerilim pahasına geçen Eylül ayında Tibetlilerin ruhani lideri Dalai Lama’yı Berlin’deki Başbakanlık makamında resmi bir törenle kabul etti. Pekin yönetimi, ‘bölücülük faaliyetlerinde bulunmakla’ suçladığı Dalai Lama ile Federal Alman hükümetinden hiçbir temsilcinin görüşmemesini istemiş, aksi takdirde bunun sonuçlarının ikili ilişkileri zedeleyeceğini bildirmişti.

Çin yönetimi, tehditlerini sözde bırakmadı, son haftalarda ‘teknik nedenler’ ileri sürerek, planlanan üst düzey toplantı ve bakanlar arası görüşmeleri tek taraflı iptal etti.

Uzmanlara göre, Pekin yönetimi Berlin’e bu tarzda sert tepki göstererek, diğer Avrupa ülkelerinin de Tibet konusunda benzer hamle yapmasının önüne geçmek istiyor. Bu gelişme şimdi de Alman içpolitikasına yansıdı, koalisyon ortağı SPD’den Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier, Merkel’i yanlış politikalar izleyerek, Çin’le ilişkilere zarar vermekle suçladı ve Merkel’in ‘insan haklarını manşetlere çıkmak’ için kullandığını savundu.

Eski Başbakan Schröder ise bir adım daha ileri gitti ve Merkel’in Doğu Almanya kökeninden ötürü Rusya ve Çin kompleksi olduğunu öne sürdü. Başbakan Merkel ise, sert bir çıkışla, ‘kiminle nerede, neden ve ne zaman buluşacağıma sadece ben karar veririm’ diyerek, Steinmeier ve SPD’nin, Çin’in tavrına destek sağladığını savundu. Hildesheim Ünüversitesi Dışilişkiler Fakultesi Profesörü Hakan Bakar ise, Merkel’in insan haklarını gündeme getirerek Çin üzerinde ekonomik baskı kurmayı amaçladığını öne sürüyor.

Çin’de yatırımları bulunan Almanyalı Türk işadamı Kemal Şahin ise, siyasetdeki tartışmaların ticari ilişkilere yansımayacağı görüşünde. Bu arada Merkel bugün yaptığı son açıklamada, Pekin yönetiminin bir an önce Dalai Lama ile masaya oturması ve Tibetlilere kültürel otonomi verilmesi gerektiğini savundu. Bu açıklamanın ardından konuyla ilgilin tartışma ve gerginliğin artmasına kesin gözüyle bakılıyor.

XS
SM
MD
LG