Pakistan’daki siyasi karışıklık, Washington’da kaygıyla izleniyor. Amerikan Yönetimi, Müşerref hükümetinin siyasi istikrarı sağlamaya yönelmesi yüzünden Pakistan’ın teröristler için cennete dönüşmesinden korkuyor.
Taleban militanları, yalnızca Pakistan-Afganistan sınırındaki dağlık bölgede değil başkent İslamabad’ın 145 kilometre ötesinde Swat’da da üslenmiş durumda.
Bir Taleban komutanı kameralara Pakistan ordusunun, yabancı ülkelerin emriyle Müslümanlara karşı savaştığını söylüyor. Uzmanlara göre hem Taleban hem de el Kaide nükleer silaha sahip Pakistan’a rahatça yerleşmiş. Taleban militanları yüzlerce kişiyi öldürmekle kalmayıp, Pakistan’ın bazı kentlerinde açıkça faaliyet gösteriyor.
Washington’daki Amerikan İlerleme Merkezi adlı liberal görüşlü düşünce kuruluşu uzmanı Caroline Wadhams’a göre, durum hem Pakistan hem de bölge için oldukça tehlikeli.
"Bu, Pakistan’da istikrar açısından iyi bir gelişme değil. Hindistan’la ilişkiler ve sınırda Taleban ve El Kaide’yla mücadele açısından da oldukça kötü. Diğer taraftan laik muhalefeti bastırarak, aşırı dinci muhalefetin önünü açıyorsunuz ve bu da oldukça tehlikeli."
Washington’daki Bağımsız Barış Vakfı adlı düşünce kuruluşu uzmanı Patricia Taft’ın en büyük kaygısı, Afganistan’da düzeni korumaya çalışan Amerikan ve NATO kuvvetlerinin geleceği.
“Bu kuvvetler Afganistan’da istikrarı sağlamaya çalışıyor. Onlar için askeri ve lojistik malzemeyla yardım Pakistan üzerinden geliyor ki, Pakistan’daki durum yüzünden bunun kesilmesi çok daha tehlikeli sonuçlar doğurabilir.”
Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi uzmanı emekli Büyükelçi Teresita Schaffer, Pakistan’ın terörle mücadele çabalarının geleceğinden kaygı duyduğunu söylüyor.
“Pakistan’daki karışıklığın, hükümetin dikkatini sınırların güvenliğini sağlamak gibi güç bir görevden ülke içindeki aşırı uçlarla mücadeleye çevirmesinden kaygılanıyorum.”
Schaffer, sıkı yönetimde ordunun gücünün başka alanlara yönlendirileceğini söylüyor.
“Orduya yeni sorumluluklar yükleniyor. Elindeki gücü nereye ve nasıl paylaştıracak? Halk bunlara nasıl tepki verecek? Basını ve aşırı uçları kontrolde nasıl bir yol izleyecekler?”
2005 yılında Londra’da metro trenlerine yapılan saldırılar ve geçen yıl Atlas okyanusu üzerinde yolcu uçaklarını patlatma planlarından sonra Pakistan’daki gelişmeler de terörle ilgili kaygıları arttırdı.