Erişilebilirlik

19 Ekim Amerikan Basınından Özetler


Boston Globe Türk ordusunun Kuzey Irak’a girmesi durumunda bundan Türkiye’nin de zarar göreceğini ve Avrupa Birliği üyeliğinin de riske gireceğini savunuyor. Gazete, Türkiye’de derin devletin PKK meselesini AKP hükümetini zayıflatmaya dönük bir koz olarak kullandığını da öne sürüyor:

"Türkiye, PKK ile olan sorunlarını askeri yöntemlerle çözemez. Küçük çaplı bir operasyon, PKK gerillalarının yerel halkın arasına karışmasına yol açacak sembolik bir mesajdan fazla bir anlam taşımaz. Geniş kapsamlı bir işgal ise peşmergelerle çatışma riskini barındırıyor. Türkiye, PKK savaşçılarına af ilan ederek evlerine dönmelerinin ve Kürtlerin çıkarlarını barışçıl siyasi yöntemlerle savunmalarının önünü açmalıdır. Bu, Türkiye’nin ulusal çıkarlarına zarardan çok yarar getirecek bir yöntemdir."

Washington Times ise Irak ile Amerika’nın PKK’yı önleme konusunda verdikleri sözü tutmadıklarını hatırlatıyor, Türkiye’nin sabrının taştığını vurguluyor. Türkiye’nin Kuzey Irak’a müdahalesinin bölgedeki dengeleri altüst edeceğini kaydeden gazete, bunun önlenmesi için PKK’nın etkisizleştirilmesi gerektiğinin altını çiziyor:

"Nuri el Maliki yönetimindeki Bağdat hükümetinden kimse fazla bir şey beklemiyor. Eğer PKK önlenecekse, bunun Kuzey Irak’taki bölgesel yönetim yapacak. PKK terör örgütünün varlığı bütün onurlu Iraklıların ve Türklerin çıkarlarına zarar veriyor. Kürdistan Bölgesel Yönetimi, uzun vadede kendi topraklarındaki terörist faaliyetlere sıfır tolerans göstermeyi benimsemelidir. Türk ordusunun sınırın kendi tarafında kalmasını sağlamanın en iyi yolu budur."

Washington Post’un köşe yazarlarından Charles Krauthammer, 1915 olaylarını bir soykırım olarak tanımlamakla birlikte, soykırım tasarısının gündeme getirilmesinin tam bir sorumsuzluk olduğunu yazıyor. Krauthammer, Türkiye’nin Irak ve Afganistan’da teröre karşı Amerika’yla işbirliği yapan önemli bir müttefik olduğunu hatırlatıyor:

"Dost olanlar, dünyanın en önemli savaş suçlularına karşı mücadelede yardımcı olan müttefiklerini düşman haline getirmezler. Peki ama Temsilciler Meclisi başkanı Nancy Pelosi bu tasarıyı gündeme alma konusunda niçin böylesine ısrarcı davranıyor? Ermeni tasarısı, Irak savaşını doğrudan önleme çabaları başarısız olan Pelosi’nin, bilinçsiz bir biçimde Amerika’yı sabote etme girişimi olarak kabul edilebilir mi? Bu sorunun cevabını psikiyatri uzmanlarına bırakıyorum. Ama bence, Washington’daki bir olayı anlamak isteyenler komplo teorilerini değil aptallığı, kurnazlığı değil beceriksizliği göz önünde tutmalıdır. Aksi taktirde onlara hak ettiklerinden fazla bir değer vermiş oluruz."

CIA Ulusal İstihbarat Konseyi eski başkanı Graham Fuller, Los Angeles Times’ta yayımlanan makalesinde Türk-Amerikan ilişkilerinin bir krizde olduğunu yazıyor. Bunun sadece Ermeni soykırımı tasarısından kaynaklanmadığını belirten Fuller, Washington ile Ankara arasında terörle mücadele, Kürt sorunu, İran, Suriye, Ermenistan ve Rusya gibi bir çok alanda görüş ayrılığı yaşandığını ifade ediyor:

"Türkiye’nin izlediği politikalara yönelik çeşitli itirazla gündeme gelebilir ancak Türk siyasi hayatında bu politikaların ulusal çıkarlara hizmet ettiği yönünde yaygın bir kanı var. Amerikan Dışişleri Bakanlığı, demokrasi, istikrar ve terörle mücadele konularında hayati önem taşıyan ortak çıkarlardan bahsetse de, bir çok önemli konuda somut politikaların çatıştığı gerçeği karşısında bu sözlerin bir anlamı kalmıyor. Popüler demokratik yönetimiyle gücünü daha da artıran Türkiye’nin, Washington’un baskılarından bağımsız olarak, kendi ulusal çıkarlarına uygun davranacağı gerçeğine alışmamız gerekiyor."

XS
SM
MD
LG